Zaman Makinesi’nde eserlerle yolculuk
Nagehan Kara
Çocukluktan bugüne belleğine yerleşmiş imgelerden yola çıkan sanatçı SABO, Versus Art Project’te 3 Haziran’da başlayan “Time Machine/ Zaman Makinesi” adlı sergisiyle izleyiciyi bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Ezelden beri hepimizin hayali olagelmiştir zamanda yolculuk. Bir anda geçmişe gitmek, hatıralarımızdan hiç silinmeyecek, o eşsiz özel anı tekrar yaşama şansı bulmak. Ya da hep merak ettiğimiz ve kontrol etmek istediğimiz geleceğe bir bakıp dönmek. Tüm bunları ise bizim için her şeyi kolaylaştıracağını düşündüğümüz bir makinenin yapabileceğini hayal ederiz nedense. Öyle tek bir tuşa basarsınız ve makine sizi istediğiniz ana götürüverir, zahmetsizce, bir anda. Bir sihir, bir büyü gibidir ya da teknolojik gelişmenin nimetinden zahmetsizce yararlanmanın keyfidir sadece hissedilen. Peki ya zihin? Zihinlerimiz de birer zaman makinesiymişçesine anlar arasında yolculuk yapmaz mı?
ŞİMDİNİN İÇİNDEKİ GEÇMİŞ VE GELECEK
Anda kalarak, içinde yaşadığımız anın öneminin farkına vararak mutlu olacağımızı öğütleyen öğretilere inat hep başka anlar arasında gidip gelir zihnimiz. Zihin uyku anlarında dursa bile bu sefer rüyalarda başlar zaman yolcuğu, rüyalarda başka yerler, başka zamanlar arasında seyahate devam ederiz. Sanatçılar içinse çoğu zaman, yaratma anında, hayal dünyasında, kurgusal bir dünyada gerçekleşir yolculuk. İnsan durmayan, bu zamanlar arası yolculuk anlarında, bir o anda, bir diğerindedir. Bu yolculuklar geçmiş, şimdi, gelecek ya da saat, gün, yıl gibi bölünmez. Kurguda bölünse de iç içe geçmiştir aslında. Şimdinin içinde geçmiş de gelecek de vardır, yoğunlaşmış, tortulaşmış, birikmiştir. Tıpkı SABO’nun işlerinde olduğu gibi. Sanatçının ikinci kişisel sergisindeki tüm çalışmalar birbiri ile iletişim halinde olduğu gibi eski işlerden referanslarla dolu ve yeni işlerin oluşumunun izlerini, işaretlerini de içeriyor. Eskiz defterleri ile kendi öznel zamanının, yaratım sürecinin kayıtlarını tutan SABO’nun bu sergideki çıkış noktası da yine sanatçının eskizlerinden oluşan, 6 edisyonlu, sanatçı eliyle hazırlanan ve sergiye adını veren sanatçı kitabı “Time Machine”.
MASKELİ SERGİDE HAPŞIRAN RESİMLER
Sergi bir yandan SABO’nun hatıraları, eskizleri, bellek üzerine çalışmalarıyla, fantastik ve kurgusal dünyasında öznel bir zaman yolculuğu sunarken diğer yandan toplumsal, tarihsel bir zaman yolcuğuna da kapı aralıyor. İnsanın beyin yapısındaki gelişme ve iki ayağı üzerinde yürümesi ile başlayan tarihsel, biyolojik evrimini ve zaman yolculuğunda bugün geldiği noktayı sorguladığı “Boşuna Gitti” serisinde olduğu gibi. Zaman, insanın hep daha iyiye, yetkin olana doğru evrildiği bir ilerleme mi acaba? İlerlediğimizi zannederken çevre sorunları, toplumsal, ekonomik eşitsizlik yaratan, diğer canlıların yaşam alanlarına müdahale ederek kendi yaşam alanına da zarar veren bir türün zaman yolculuğu mu yoksa bu? İnsanın bir tür olarak evrimine, sözde gelişimine, başarılarına, zaman yolculuğuna eleştirel bir yaklaşım görüyoruz bu seride. Benzer şekilde “Be Back In 10 Min.” serisi de zafer ve başarı kavramları üzerine düşünmeye çağırıyor izleyiciyi. Hapşıran insanlar serisi “It Sucks To Be You” ise, içinde bulunduğumuz günlerde en çok kaçınmak istediğimiz anı gösteriyor bizlere. İzleyiciyi, maskesiyle gezdiği sergi ortamında, ironik bir şekilde, hapşıran insan resimleri ile karşı karşıya bırakıyor. Sergide seramik, kumaş harita, yağlı boya, suluboya, kitap ve video gibi farklı medyumları kullanarak yaptığı işlere de yer verilmiş. Zaman kavramı üzerine düşünmek ve SABO’nun işleriyle zamanda bir yolculuğa çıkmak için sergi 10 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilir.