Cabbar gardaş, gelen gideni aratır derler de, o değil gardaş şimdi sorun başka, gidenlerin peşinden öyle cibilliyetsizler kahraman oldu ki gideni aratmak değil de, gelenlerin nasıl bu kadar soysuz olduklarını hiç anlayamıyorduk gardaş.

Biri çıktı, Cannes fatihi dediler, oysa bir Cannes dilencisiydi! Zerre kadar özgün üretim yapmadan ve memleketin hiçbir derdine yanmadan, onursuzluğu ile sinema sektöründe sembol haline gelip, işlerinin arasında gayrı-menkul vurgunu da olan, bakanlıktan aldığı ulufelerle film yapıp, sektörde yaptığı filmlerin büyüklüğü ile değil de, gizli gizli kazandığı paralarla ün yapan biri hâsıl oldu…
Hatta ben buna ödül vermedim diye de bana bozuk atmıştı, ulan herifçioğlu, Hamal Hasan seni yer mi? Bilmez miyiz bu milletin has adamı kim, kim iktidarın ulağı?

Ben Shakespeare okumuş adam değil miyim?
Hasan gardaş, itleri çok anma, ya da çomağını bir kenara koyup anma, madem Shakespeare dedin, bir oku da kendimize gelelim,
Bir dakika dur Cabbar gardaş, bu adama ben pek şaşardım, adam yalan söylerken yüzü hiç renk vermiyor, böyle insan olur mu? Vicdanı dürtmeyen insan olur mu? Yüzü kızarmaz insan olur mu? Korktum gardaş…
De get işine gardaş, gel biz Shakespeare dinleyelim, haramcıya hicviye düzmek de gizliden methiye düzmeye benzer, bilmez misin?
Dinle bakalım elin şairini… Bizim kavalcıdan Cabbar gardaş. Deyiş der gibi okumak lazım bunu, belki de Ertaş abimizin sazı eşlik edeydi, iyi olurdu emme… neyse, elindekiyle yetinmeyi bilecen…
31. Sone
Eksikliğimden öldüğünü farz ettiğim
Siz yürek insanları, kalbimde daha derin yer ettiniz
Ve işte yürekte hüküm süren sevda, ve bütün aşkların sevilesi canları,
Ve siz, o değerli dostlar ki toprakta ruhunuz dinginleşiyor sanıyordum.
Ne kadar yüce ve hasret dolu gözyaşı,
Sizler ruhumun ezgileriyle beni benden ettiniz,
O dinsel aşkın nurunu gözlerimden çaldı
Ölülerin hakkı diyordu, yürek, şimdi öyle görünüyor ki
O koparılıp gidenler saklı duruyor yüreğinde gizlice, benzersiz yerleriyle!
Sen ki sanat bir mezarsın, gömülen aşklar yaşayacak orada ve direnecek,
Terk eden aşklarımın yadigarları olarak şimdi yüreğimde,
Senin verdiğin bütün varlığımın en gizemli yanları;
Ki sonu gelmez duyguları ile şimdi senindir, yüreğine yakışır.
Yüreğimi burkan bütün o hayalleri hasretinde görüyorum senin;
Ve yüreğimin sonu gelmez sevdaları, yokluğa yazgılı hasretleri sana yazgılıdır şimdi.