"Valilik binasının önüne gelince oradaki barikatlar dikkatimi çekti. Uzaktan birkaç fotoğraf çektim. Daha birkaç adım atmadım ki bir kadın önümü kesti. Neden o fotoğrafları çektiğimi sordu. Ben de mükemmel olmayan Rusçam ile bir şeyler anlatmaya başladım. Sorun isterseniz silerim falan dedim tam o arada birkaç erkek birden çevremde belirdi. Bir anda kendimi gözaltında buldum."

Zaporijya'dan izlenim: Savaşın ortasında, eski Lenin Caddesi’nde gözaltı

İsmail DAYE- Ukrayna

Ukrayna’da yaşadığım köyden 25 km uzaklıkta olan Dinyeper nehri kenarına kurulu Zaporojya’ya bir buçuk ay sonra ilk kez dün sabah, özel işlerim için gittim. Köyün minibüsleri geçen hafta belirli saatlerde de olsa şehre çalışmaya başladı. Giderken biraz heyecanlıydım. Şehre girerken şehir girişinde güvenlik güçleri diğer araçlar gibi bizi de durdurdu. Bir asker kapıyı açarak herkesin kimliği var mı diye sordu. İçerdekilerin kafa sallaması ile de kapıyı kapatması bir oldu. Daha şehre ilk girişte kimlik kontrolü barikatlar ile karşılaşmam beni biraz heyecanlandırdı.

Sonrasında şehir içinde Onur İnşaat’ın Zaporojya da yaptığı ve Dinyeper nehrinin üzerindeki büyük asma köprüye yaklaşınca barikatların daha bir arttığını ve kirpilerin yoğunlaştığını gördüm. Bol miktarda lastik ve kum torbaları kullanılmıştı ve de askerler ellerinde silahları ile bekliyordu. Şehrin merkezine girince minibüsten inip şehrin havasını yansıtması için birkaç fotoğraf çektim. Sonrasında da özel işlerimi halletmek için gitmem gereken pasaport şubesine gittim. Ofis resmi olarak kapalıydı, kapısında güvenlik güçleri vardı.

savasin-ortasinda-eski-lenin-caddesi-nde-gozalti-997826-1.

Sonrasında da Zaporojya’nın eski adı ile Lenin Caddesi, yeni adıyla Soborney (bir papazın adı oluyor) caddesine çıkarak şehir merkezine doğru tekrar yürümeye başladım. Valilik binasının önüne gelince oradaki barikatlar dikkatimi çekti. Uzaktan birkaç fotoğraf çektim. Daha birkaç adım atmadım ki bir kadın önümü kesti. Neden o fotoğrafları çektiğimi sordu. Ben de mükemmel olmayan Rusçam ile bir şeyler anlatmaya başladım. Sorun isterseniz silerim falan dedim tam o arada birkaç erkek birden çevremde belirdi. Bir anda kendimi gözaltında buldum. Karşımdaki görevli benim telefon ile iletişimimi kesti. O arada her gün beni Türkiye’den düzenli arayan bir arkadaşım aradı. İki kez aramasına rağmen izin olmadığı için açamadım. Görevli genç sayılacak bir yaştaydı ve oldukça heyecanlıydı. Belki de “aha bir hain yakaladık” modundaydı. Durumu anlayarak onu rahatlatmak için konuşmaya başladım.

İlk kez bir bakıma kendi kendime öğrendiğim Rusça ile sınav yaşıyordum. Benim konuşmalarım karşısında sakinleşti. Epey bir bekledikten sonra polis ekibi geldi. Türkiye’de sayısını bilmeyeceğim epey bir gözaltı yaşadığım için polis göz altınına ilişkin deneyimimi konuşturmaya başladım. Gelenler biri kadın üç kişiydiler. Onlar da beni ön bir sorgudan geçirdiler. Çantamı kontrol ettiler. Köyde yaşayan birisinin çantasında ne olur ki. İlaç pompasının pompa düzeneği bozulmuştu. Onu yanıma almıştım. Conta bulmak için.

GÖZALTINDA SORGULAR

Valilik önünden polis merkezine götürdüler. Giderken de sorular sordular. Neden fotoğraf çektiğimi, amacımın ne olduğunu falan. Ben de Zaporojya’da yaşayan tek Türk olarak buradaki izlenimlerimi Türkiye’deki insanlarla paylaştığımı, zaman zaman da BirGün gazetesine izlenim yazıları yazdığımı isterlerse onlardan bir kaçını gösterebileceğimi söyledim. Kadın bana gazeteci kimliğin var mı diye sordu. Elbette ki hayır dedim. Kimliksiz gazeteciyim dedim. Güldüler.

Polis merkezine varınca üzerimdeki bütün kimlik kartlarını aldılar. Neyse ki Ukrayna kimliği yanında bu kez Türk pasaportunu da almıştım. Hepsini verdim. Telefon da zaten ellerinde. On, on beş dakika bekledim. Sonra da sanırım sivil istihbarattan birisi geldi. Benim telefonu, içindeki fotoğraf ve videoları inceledi. Bütün kimlik bilgilerimi kaydetti. Fotoğrafımı çekti. Sorular sordu. İyi ki Rusça öğrenmişim. Mükemmel de olmasa kendimi ifade ettim. Sonrasında da kimliklerimi ve telefonumu alabileceğimi söyledi ve teşekkür ederek oradan ayrıldım.

Sonrasında da şehirde banka işlerimi halletmek için ana caddeye çıktım, o arada yoğun bir siren sesi yükseldi. İlk kez şehirde siren sesi duydum. Köydeki siren sesinden çok farklı ve çok yoğun ve ürperticiydi. Bunun anlamı Zaporojya bölgesinin bir yerinde roket ya da bombalı saldırı olduğuydu. Bu yazıyı şu anda köyde yazıyorum ve şu an köyde de siren sesi yükselmeye başladı. Yani bu bölgede saldırılar devam ediyor.

Umarım Ukrayna’daki bu gözaltım ilk ve son olur.