Google Play Store
App Store

Elektrik fiyatları kabul edilebilir seviyeye gelmedikçe yurttaş tepkisi devam edecek. Görülen o ki iktidar, EÜAŞ’ın görev zararı yazmasına neden olacak.

Zarar yine vatandaşa: Elektrik sisteminde neler oluyor?

Nedim Bülent Damar - Elektrik Mühendisi

1 Ocak 2022 tarihinde elektrik tarifelerine yapılan zamlar tüm ülkede büyük tepkilere neden oldu. Edirne’den Ağrı’ya pek çok ilde yurttaşlar elektrikte fiyat artışını protesto etti, faturalarını yaktı, pek çok yurttaş faturalarını ödeyemedi, esnaflar kepenk kapattı.

Elektrik zamlarına olan tepkiler çok fazla ses getirdi. Bunun üzerine telaşlanan ve zamların muhalefet yüzünden yapıldığı gibi komik gerekçelerle yurttaşları oyalayamayan iktidar önce tarifeleri kademelendirme, bu yeterli görülmeyince ilk kademe miktarını arttırma yoluna gitti.

Ticarethane tarifelerin de kademe uygulayarak esnafların da tepkisini azaltmayı denedi ve en son KDV oranını kademelerde %8’e indirerek tepkileri azaltmaya çalıştı.1 Mart tarife yenileme dönemin de tarifelerin tüketici ile ilgili bölümlerini değiştirmeyerek zam yapmadı ve Rusya Ukrayna savaşının yankılarının da etkisi ile elektrik tarifeleri ile ilgili tepkiler pek gündeme gelmez oldu.

Bu arada devlet kuruluşları boş durmuyordu. Tepkileri dindirmek için yapılan kademelendirme ve vergi indirimleri kurulmuş olan sistem içerisinde boşluklar yaratmıştı ve bazı gelir düşmelerine neden olabilecekti. Gerekli düzeltmelerin yapılması ve elektrik sektörü paydaşlarının gelirlerinde olası azalmaların önü alınmalıydı. Böylece hem yurttaşların gönlü alınmış olacak hem de sektör bileşenlerinde memnuniyetsizlik oluşmayacaktı.

Elektrik tarifelerinin oluşmasındaki en büyük bileşen elektrik enerjisinin bir nevi elektrik borsası olan EPİAŞ piyasasında oluşan fiyatıdır. Yurttaşın cebinden çıkan elektrik bedelinin yaklaşık üçte ikisi enerji bedelinden oluşmaktadır. Enerji bedeli ise büyük oranda piyasada günlük olarak belirlenmektedir. Piyasa işlemlerinde hâkim olan ise özel elektrik üretim şirketleridir. Devletin elektrik üretim ve ticaret şirketi olan EÜAŞ’ın ülke elektrik üretimindeki payı geçtiğimiz yıl %16,3 seviyesindedir. EÜAŞ’ın devlet destekleri nedeni ile bazı kömür yakıtlı elektrik üreticilerinden ve işletme hakkı devredilmiş santrallardan alıp ikili anlaşmalarla görevli şirketlere ve dağıtım şirketlerine sattığı elektrik ile piyasada olan varlığı biraz artmakla birlikte 2021 yılında elektrik sistemine toplam verdiği elektrik yaklaşık 70 milyar kwh olmuş, payı ise %21 oranı ile sınırlı kalmıştır.

EÜAŞ elektrik satışları EPDK tarafından belirlenen ve her üç ayda bir yenilenmesi gereken bir tarife ile yapılmaktadır. Bu tarifeler ile belirlenen elektrik fiyatları son kullanıcı tarifesi denen yurttaşlara uygulanan fiyat tarifesinden çok düşüktür ve EÜAŞ’ın satışını yaptığı bu düşük fiyatlı elektrik ile tarife hazırlanırken enerji bedelinin EPİAŞ piyasasında oluşan fiyatlardan bir miktar düşük kalması sağlanmaktadır.

Bu günkü koşullarda EÜAŞ’ın bu sınırlı üretim kapasitesi ile devletin elektrik tarifelerinin en büyük bileşeni olan enerji bedelini önemli ölçüde etkilemesi mümkün olmamaktadır. Elektrik üretici şirketlerin fiyat taleplerine devlet müdahale edemediğinden piyasada oluşan elektrik fiyatları yükselmekte ve tarifede enerji payının azaltılması mümkün olmamaktadır. Bu durumda iktidar yüksek elektrik tarifeleri nedeni ile vatandaş tepkisine maruz kalmaktadır.

Bu durumun değişmesi gerekiyordu ve elektrik üreticisi özel şirketlerin çıkarlarına dokunmadan yurttaşların yüksek elektrik fiyatları nedeni ile iktidara oy vermekten kaçmaları önlenmeliydi.

Önce Rusya Ukrayna savaşının başladığı gün EPDK bir kurul kararı aldı. 10814 sayılı bu karar aynen şu şekilde:

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 24/02/2022 tarihli toplantısında; 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 26 ncı maddesinin on birinci fıkrası uyarınca görevli tedarik şirketlerinin, son kaynak tedariki kapsamındaki tüketiciler için 4. tarife uygulama döneminin kalan süresi boyunca temin edeceği elektrik enerjisinin, takvim yılı bazında % 50’sinden az olmamak kaydıyla % 90’ına kadar olan miktarını Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nden temin etmelerine,

Yani yurttaşlara elektrik satan şirketler satacakları elektriğin en az %50sini en fazla % 90nını EPDK’nın 25.07.2019 tarih ve 8750 sayılı kararı ile tarif ettiği dördüncü uygulama dönemi süresince yani 31.12.2025 tarihine kadar EÜAŞ’tan satın alacaklardır.

Elektrik tarifelerini ayarlamanın yolu bulunmuştu ve tarifelerde enerji bedelinin belirlenmesinde artık EÜAŞ’da etkin bileşen olmuştu. EÜAŞ tarifelerini yapma yetkisi EPDK da idi. EPDK iktidarın istediği tüketici tarifesi sonucunu verecek şekilde EÜAŞ tarifesini ayarlayabilirdi.

EÜAŞ’ın elektriği pahalıya mal edip ucuza satma riski vardı tabii ama ne gam nasılsa EÜAŞ devlet şirketi idi ve yurttaşların vergileri ile zararı kapatılabilirdi. Yurttaş da bu para doğrudan cebinden çıkmadığı için ödediği elektrik faturasından şikayetçi olmazdı. Böylece hem elektrik üreticilerinin gelirlerinin ve karlarının azalmaması sağlanacak, hem de yurttaş tepkisinin önüne geçilecek idi.

Bir sorun daha vardı. EÜAŞ görevli tedarik şirketlerinin ihtiyacı olan elektrik miktarı kadar elektrik üretemiyordu. Tedarik şirketlerinin EÜAŞ’tan almak zorunda olduğu elektrik talebini nasıl karşılayacaktı? Bunun da çaresi hemen bulundu. Üreticilerden elektrik satın alınacaktı. EÜAŞ’ın zaten TETAŞ ile birleşmesi ile elektrik ticareti yapma statüsü de oluşmuştu ve elektrik alıp satıyordu. Yasal bir engel yoktu.

Belli ki tüm bu işlemler önceden planlanmış ve çalışılmış idi. Kurul kararının 26 Şubat günü Resmî Gazete de yayınlanmasından 10 gün sonra 8 Mart 2022 tarihinde EÜAŞ ihale duyurusunu yayınladı.

İhale tarihi 18 Mart 2022 olarak belirtilen ihale dokümanında elektrik alımına başlanacak tarih de 1 Nisan 2022 olarak belirtilmiştir. Bu kadar kısa sürede bu büyüklükte ihaleleri yapıp karara bağlayabilmek için ya çok önceden yapılmış bir plan veya özel talimat gerekmektedir. Anlaşılan ihale kanunun veya devletin öteki alım yöntemleri bu iş için göz ardı edilmiş durumdadır.

Beş ayrı ihale olarak yapılacak elektrik alımı 1 Nisan 2022 tarihi ile 31.12.2025 arasında temin edilecek elektrik miktarını kapsıyor ve toplam alınacak elektrik miktarı 281,5 milyar kwh yani bu ihalelerin toplam tutarı Mart 2022 ayı ilk yarı ortalaması EPİAŞ piyasa fiyatları ile 450 milyar TL.

İhale koşulları ihaleye girecek şirketler açısından çok avantajlı. Verilen fiyat enflasyona, kur artışına, yurt dışı kömür ve doğalgaz fiyat artışlarına karşı korunarak bir eskalasyon formülüne bağlanmış. Ayrıca eğer bu dönem boyunca EPİAŞ piyasasında oluşan fiyatlar %25’ten fazla artar veya eksilirse yine fiyat ayarlaması yapılacağı hükme bağlanmış.

Böylece üç yıl sekiz ay boyunca ihaleyi kazanacak firmalara fiyatları bugünden belli alım garantisi verilmiş olmaktadır.

Son birkaç aydır EPİAŞ elektrik piyasasında oluşan fiyatlar yeni rekorlar kırmaktadır. Mart ayı ilk yarı ortalaması kwh bedeli 1,60 TL’nin üzerindedir. Böyle bir ortamda yapılacak ihalede oluşacak fiyatlarda yüksek olacaktır. Ukrayna Rusya savaşının etkisi ile yurtdışında artan doğalgaz ve türbin kömürü fiyatları piyasadaki bu artışın nedeni olarak gösterilmekte ise de ülkemizde elektrik üretiminin yarısının da yerli kaynaklardan üretildiği göz ardı edilmemelidir. Ülkemizde 2021 yılında elektrik üretiminin yaklaşık % 36sı yenilenebilir kaynaklardan üretilmiştir ve bu kaynakların fiyatlarında bir artış söz konusu değildir.

zarar-yine-vatandasa-elektrik-sisteminde-neler-oluyor-994635-1.

Bu miktarların Türkiye’nin elektrik tüketimindeki yerini inceleyecek olursak bu satın almaların sonucunda EÜAŞ’ın Türkiye elektrik piyasasının tayin edici unsuru haline geldiğini görmekteyiz.

EÜAŞ’ın geçmiş son on yıl üretimleri su gelirlerine bağlı olarak 45 ila 95 milyar kwh arasında değişmiştir.2021 yılı üretimi çok kurak bir yıl olmasına rağmen 53,3 milyar kwh civarındadır. Ortalama olarak EÜAŞ’ın 55 milyar kwh/yıl üretim yapabileceği kabul edilirse yıllık olarak satın aldığı 75 milyar kwh ile elektrik portföyü 130 milyar kwh olmaktadır. Bu rakam Türkiye yıllık tüketiminin yaklaşık %40’ına tekabül etmektedir.

Böylece tüketilecek elektriğin %40’ını kontrol edecek olan iktidar elektrik tarifelerinde yurttaş tepkisini çekmeyecek ayarlamaları yapacak ve son zamanlarda büyük oy kaybına neden olduğu ifade edilen elektrik fiyatları konusundaki sorunun üstesinden gelmiş olacaktır.

Elektrik tarifeleri yurttaşın satın alma gücü ile paralel olursa tepkiye neden olmaz. Ancak Türkiye’de yüksek enflasyon ve TL’nin sürekli değer kaybı sonucu yurttaşların satın alma gücü düşmektedir. Bundan dolayı elektrik fiyatları bugünkü seviyesini korusa bile yine de yurttaşın sırtında taşıyamayacağı bir yük olarak görülecektir. Elektrik vazgeçilemez bir enerji cinsi olduğundan elektrik fiyatları kabul edilebilir seviyeye gelmedikçe yurttaş tepkisi devam edecektir. Görülen oki bu durumun ayırdına varan iktidar elektrik fiyatlarını gündemden düşürmek için EÜAŞ’ın elektrik satış fiyatlarını iyice düşük tutarak EÜAŞ’ın görev zararı yazmasına neden olacaktır. Bu durum ise sonuçta yurttaş vergisi ile elektrik sübvansiyonu yapılmış olması sonucunu doğuracaktır. Yani pahalı elektrik bedelini yurttaş fatura öderken değil vergi verirken ödeyecektir.

Bu yöntem sürdürülebilir değildir. Bir müddet sonra devletin üzerindeki yük arttıkça etkileri daha net olarak görülecektir. Bu günkü uygulamalar devam ettiği sürece iktidar elektrik üreticilerinin karlarına dokunacak olan maliyet bazlı fiyatlandırma yöntemine geçmedikçe yurttaş üzerindeki elektrik pahalılığı yükü kalkmayacaktır.

EÜAŞ bu elektrik alım ihaleleri ile 2022 yılında 30 milyar kwh diğer 3 yılda ise her yıl 40 milyar kwh yerli kömürden üretilen elektrik satın alacağını açıklamıştır. 2021 yılında yerli kömürden 43.4 milyar elektrik üretilmiştir. EüAŞ kendine ait yerli kömür santrallarında yıllık 3,5-4 milyar kwh arası elektrik üretmektedir. Bu durumda EÜAŞ Türkiye’de yerli kömürden üretilen tüm elektriği satın alacaktır. Yani ülkemizde yerli kömürden üretilen elektriğe 2025 yılı sonuna kadar satın alma garantisi verilmektedir. Bu ise imza atılan Paris İklim anlaşması gereğince belli bir süre sonra kapatılacak olan bu santralların sera gazı salımlarını desteklemek anlamına gelmektedir. İklim değişikliğine karşı verilen savaşa büyük bir darbedir.

Sonuç olarak EÜAŞ’ın bu alımları ile iktidar önümüzdeki yıllarda elektrik tarifelerini istediği şekilde yönlendirme olanağını elde etmiş, yerli kömürden elektrik üreten üreticileri 2025 yılı sonuna kadar güvence altına almış, ihale ile seçilecek bazı diğer kaynak üreticilerine iyi fiyatla alım garantisi vermiş olmaktadır.

İktidar elektrik üretimi ile ilgili olarak yaptığı bu uygulamalarla yetinmemiş 8 Mart 2022 tarihinde TBMM’ce kabul edilen Nükleer Denetleme Kurumu kanuna bir ekleme yaparak Elektrik Piyasası yasasına bir madde eklemişti. Madde aynen şöyledir:

(6) 14/3/2013 tarihli ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun;

b) 17 nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“(11) Ulusal veya uluslararası piyasalarda elektrik enerjisi üretimine girdi olan emtia fiyatlarının ve/veya kaynak maliyetleri arasındaki farkların makul olmayan artışları nedenleriyle, arz güvenliğinin ve/veya tüketicilerin korunması amacıyla elektrik enerjisinin üretim maliyetleri dikkate alınarak, her seferinde altı ayı geçmemek üzere, Kurum tarafından kaynak bazında tüketiciyi ve/veya maliyeti yüksek üretimi destekleme bedeli belirlenebilir. Bu bedel, üretim maliyeti düşük üreticiden karşılanarak arz güvenliğinin, maliyeti yüksek üretimin ve/veya tüketicilerin desteklenmesi amacıyla kullanılır. Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar Bakanlığın uygun görüşü alınarak Kurum tarafından belirlenir.”

Yani doğal gaz veya ithal kömürün fiyatı çok artar ve tarifelerde ayarlama güçleşir ise doğalgaz veya ithal kömürden elektrik üreten kuruluşlara doğrudan destek ödemeleri yapılabilecektir.

Böylece tarifelerin istenildiği şekilde yapılabilmesi için tüm enstrümanlar iktidarın eline geçmiş olmaktadır. Elektrik üreten özel şirketler her türlü olası sorundan etkilenmeyerek yapılacak tüm harcamalar devlet tarafına taşınmıştır.

Böylece elektrik piyasası tek denetim aracı olan tarifelerin baskısından arındırılmış olmaktadır. Yani Türkiye’nin elektriğinin %60’a yakının fiyatı; hiçbir denetime tabii olmadan, elektrik üreticilerinin kar maksimizasyonunun insafında ve tarife çıpasına bağlı olmadan oluşacak, yapılacak tarifeler ile oluşacak fark ise devlet tarafından yine yurttaş vergileri ile karşılanacaktır.

Ve bunun adı da serbest piyasa olmaktadır.

Böyle bir durum sürdürülebilir mi? Yurttaşların vergileri elektrik üreticileri kar etsin diye kullanılabilir mi? EÜAŞ elektrik satın alacaksa neden EÜAŞ santralları özelleştirilmiştir ve özelleştirmeye devam edilmektedir? Bu sorular ve benzerlerinin bir cevabı yoktur. Biz yaptık böyle oldu denebilecek bir şey değildir. Elektrik fiyatı bu yöntem ile ucuzlatılacak ise bu aslında ucuzlatma değil yurttaşın ödemesinin şeklini değiştirmektir. Kamu kaynaklarının özel sektör lehine kullanılması anlamına gelmektedir.

Elektrik enerjisi vazgeçilemez bir enerjidir. Bu nedenle kamu hizmeti olarak görülmeli ve özel sektöre kar aracı olarak verilmemelidir. EÜAŞ’ın elektrik alarak dağıtım şirketlerine doğrudan satması yapılan üretim tesis özelleştirmelerinin gereksiz olduğunun açık bir kanıtıdır.

Elektrik hizmetinin yurttaşlar çıkarına tek çözümü elektrik enerjisi temininin toplumun alım gücüne uygun koşullarda kamu hizmeti olarak kamu tarafından verilmesidir. Öteki tüm çözümler geçici rahatlama sağlayabilseler de sürdürülebilir değillerdir çünkü elektrik kar aracı olabilecek bir meta değil insanlar için vazgeçilemez bir gerekliliktir.