Zehir saçan santrallara bir yandan “veto”  öte yandan izin

Bazı kömürlü santrallara tanınmış olan çevre mevzuatından muafiyet süresi 21 Kasım 2019’da bir torba yasa ile 30 Haziran 2022’ye uzatılmış ancak yasa Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmişti.

Ardından Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı ile Çevre ve Şehircilik Bakanı 01 Ocak 2020 günü ortak basın toplantısı düzenlemişti. Çelikler, IC İçtaş-Limak, Konya Şeker, Bereket Enerji, Ciner ve EÜAŞ tarafından işletilen söz konusu 13 santraldan 5’inin tamamen, 1’inin kısmi olarak kapatıldığı, diğer 7 santraldan 4’üne geçici faaliyet belgesi verildiği, 3 santrala ise çevre izinlerinin verildiği ilan edilmişti. Geçici faaliyet belgelerinin 6 ay için geçerli olduğu, bu sürenin sonunda yeniden değerlendirileceği söylenmişti.


Çevre ve Şehircilik Bakanı, sadece 5 ay sonra, yılbaşında kapatılan 6 termik santralden bazılarına tam bazılarına da kısmi olarak 1 yıllık geçici çalışma ruhsatı verildiğini açıkladı. Bu santralların çevresel yatırımlarını tamamladıklarını ve ünitelerin mevzuata uygun hale getirildiğini söyledi.

GERÇEKLER BÖYLE Mİ?

Ocak 2020’de çevre mevzuatına tamamen uyulduğu anlamına gelen Çevre İzni verilen üç santralda, o tarihte, iyileştirme yatırımları henüz tamamlanmamıştı. Bunlardan baca gazı kükürt arıtma tesisi kurulmasına başlanılmış olan EÜAŞ 18 Mart Çan Santralı Mart ayında yenileme-iyileştirme işleri için üretimini durdurdu. Mevcut baca gazı kükürt arıtma tesisleri geçerli sınır değerleri karşılayamayan IC İçtaş-Limak Kemerköy ve Yeniköy Santrallarında üretim devam etti. Toplam beş üniteden sadece bir tanesindeki iyileştirmeler geçtiğimiz günlerde tamamlandı. İyileştirme ve çevre mevzuatına uyum çalışmaları ancak 2022’de tamamlanacak.

Ocak 2020’de geçici faaliyet belgesi verildiği söylenen santrallardaki baca gazı kükürt arıtma tesisleri de yeni sınır değerleri karşılayamıyordu. Bunlardan hiç birisi bırakalım 6 ayı, geçen 1 sene zarfında tesislerin iyileştirmesini tamamlamadı.


Yılbaşında tamamen kapatıldığı söylenen ancak Haziran ayında geçici faaliyet belgesi verilen santrallarda ise baca gazı kükürt arıtma tesisi yoktu. Kapatılmalarından sonra kısa sürede gaz kanalına kuru soğurucu püskürtme sistemi kuruldu. Bu ünitelere çalışma izni verildi. Kükürt tutma verimi yüzde 50-80 arasında olan bu sistemin kullanılan kömürün özellikleri açısından amaca uygun olmadığı, esasen Türkiye’deki diğer kömürlü santrallarda (yatırım maliyeti kuru soğurucu sisteminkinden 15-20 kat fazla olmasına rağmen asgari yüzde 95 kükürt tutma verimi hedeflenerek) yaş yıkama sistemi kullanıldığı tarafımızdan dile getirilmişti. Greenpeace Akdeniz tarafından 25 Aralık’ta yayımlanan Raporda, Çelikler Afşin Elbistan A ve EÜAŞ Afşin Elbistan B termik santrallarının tesis etki alanında yaptırılan hava kalitesi ölçümlerinde, toz (partikül madde), kükürt dioksit ve azot oksit değerlerinin mevzuatta izin verilen değerlerin çok üzerinde olduğu göz önüne serildi. Söz konusu santrallara, yeni sistem kurulduktan sonra herhangi ölçüm süreci yaşanmadan doğrudan çalışma izni verildiği anlaşıldı. Rapor daha önceki uyarılarımızın haklılığını ortaya koydu.

Sadece kükürt dioksit değil, toz ve azot oksit salımı ile katı atıklar için de iyileştirmeler yapılmadı. Yürürlükteki çevre mevzuatına uyum için gerekli nitelikte yatırımlar tamamlanmadığı halde ve çevre mevzuatına muafiyet süresini uzatan kanun Cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesine rağmen söz konusu santralların çalıştırılmasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hangi yasal dayanakla izin verildiği bilinmemektedir.

Aslında, konunun topluma anlatıldığı gibi sadece bir “filtre” ile sınırlı olmadığı, bugüne kadar yapılan ve yapılmak istenilen şeyin, bu tesisleri, çevre mevzuatında yer alan çevreye verilen zararları azaltıcı ve sınırlayıcı yükümlülüklerin tümünden (salım sınırları, katı, sıvı ve gaz atıklar, ölçme izleme ve cezai hükümler gibi) muaf tutma gayreti olduğu açıktır. Bu durum, esasen söz konusu tesislere her açıdan “çevreyi kirletme hakkı” verilmesi anlamına gelmektedir.

YARIN: 2021 ENERJİDE YURTTAŞLARA NELER GETİRİYOR?