“Zenginlerin Başkanına” karşı “Sarı Yelekler”

COLE STANGLER

Geçtiğimiz hafta sonu 300.000’den fazla insan artan yakıt fiyatlarını protesto etmek için tüm Fransa’da sokağa çıktı, anayollara barikatlar kurarak trafiği kapattılar. Yaşam pahalılığına karşı öfkelerini birleştirenler sosyal medyadaki “ülkeyi kapat!” çağırısına karşılık verdiler ve “sarı yelek” giyerek- Fransa’daki şoförlerin herhangi bir arızalanma durumuna karşı arabalarında taşımaları zorunlu olan bir giysi- dayanışmalarını gösterdiler.

Hareketin belki de en dikkate değer tarafı tabanın kökenleri. Ana akım sağ Cumhuriyetçiler’in yanı sıra aşırı sağcı Ulusal Toplanma (Eski adıyla Ulusal Cephe) ve Fransa Ayağa Kalk Partisi “araba sürücülerinin” haklarının savunulmasını isteyen harekete destek açıklaması yaptılar ancak protestoların planlanmasında hiçbir etkileri yok gibi gözüküyor.

“Sarı yelekler” i takanların çoğu düşük gelirli işçiler, emekliler ve işsizlerin karışımından oluşuyor. Petrol fiyatlarındaki artışlar da haliyle en çok kırsal alanlarda ve kent banliyölerinde yaşayanlar tarafından hissediliyor. Çünkü bu bölgelerdeki toplu taşımanın ve kamu hizmetlerinin kalitesi Paris’in iyi finanse edilen otobüs ve demiryolu ağının aksine gittikçe azalıyor. Bu durum da birçok protestocu tarafından paylaşılan bir kültürel kırgınlık duygusunu besliyor. “Sarı yelekler” in hükümete karşı kalıcı bir hareket mi yoksa bir saman alevi gibi parlayıp sönecek mi olduğu belirsiz. Sendikalar ve sol partiler, Emmanuel Macron’un başkanlığına karşı yapılan protestoların çoğunu bu ana kadar yönlendirirken, şimdilik solun çok büyük bir kısmı vergi ve çevre taleplerine gösterilen düşmanlık ve sağ kanattan gelen destek nedeniyle protestolardan tamamen uzak duruyor. Bu anlaşılabilir. Ancak yine de ulusal bir sorunu hiç kavga etmeden Le Pen ve onun gibi korkunç hortlaklara teslim etmenin de bir anlamı yok.

Ulusal Toplanma Partisi’nin liderleri, bu hareketliliği kendileri için bir parlama noktası olarak görüyor. Sokak protestolarında ve sivil itaatsizliklerde kendilerine karşı olan tarihi güvensizliği bir kenara bırakmaya istekli oldukları anlaşılıyor. Ulusal Toplanma’nın polisle yaşanan şiddetli çatışmalara rağmen hareketi desteklemesi kendilerinin hukuka ve düzene olan geleneksel bağlılıklarıyla fazlasıyla çelişiyor. Parti, solcu protestocuların kolluk kuvvetlerine karşı en ufak bir güç kullanmasını düzenli olarak eleştiriyor. Ve grevci işçiler geçen yıl yolları kapattıklarında, parti liderleri işçilerle alay etmiş ve protestocuları sıradan yolculara zarar vermekle suçlamaktan da çekinmemişti.

Ulusal Toplanma’nın ve müttefiklerinin çarpık dünya görüşüyle tartışmanın şartlarını belirlemesine izin vermek oldukça korkunç olur. Sonunda, çatışma Paris ile kırsal bölgeler arasında değil. Bu mücadelenin asıl hedefi, zengin Fransız halkına bakarken bunun dışında kalan herkesi görmezden gelen hükümete karşı.

*Jacobinmag.com’dan kısaltılarak çevrilmiştir.