Zeynep büyüdü, sıra Mehmet’te

Erk Acarer erkacarer@birgun.net

Arzu Ceylan Oral, 17 Ağustos 2014 tarihinde, kucağındaki 6 aylık bebeği ile birlikte Gaziosmanpaşa’daki evinde kendisini almaya gelecek polisleri bekliyordu. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Oral’ın suçu, 2006 yılında Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ile birlikte Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin tezkere ve türban yasağına karşı yapılan iki basın açıklamasına katılmaktı.

Polisin; “o eylemlerde” çektiği fotoğraflar dosyasına konuldu. Oral, yasal bir siyasi partinin “savaş” ve “şiddet” karşıtı basın açıklamalarına katılmıştı ancak “yasadışı terör örgütü” üyesi olduğu gerekçesi ile 8 ay hapis yattı. Cezaevindeyken baskılar sürdü. Defalarca ailesi ile birlikte yaşadığı ev basıldı. Hapisten çıkınca uzun süre psikolojik destek aldı.

2008’de sona eren dava sonrası ise 6 yıl 3 ay cezaya çarptırıldı. 2011 yılında eşiyle tanışıp evlenen Oral, 3 yıl sonra çocuk sahibi oldu. Aynı sene cezası Yargıtay tarafından hiç beklenmedik bir şekilde onandı. 2014 Ağustos ayında bu nedenle küçük kızının hapishane bavulunu da hazırlamış polisleri bekliyordu. Zeynep Simay’ın 6. ayı dolmuş, kendisine bebeğinin büyümesi nedeniyle tanınan imtiyaz süresi sona ermişti.

Dosyası için Anayasa Mahkemesi (AYM) ise karar vermemişti. Hem kararın çıkmaması, hem de kamuoyu baskısının yoğun olması nedeniyle, Oral cezaevine girmedi. Zeynep Simay da parmaklıklar arasında oynamak zorunda kalmadı.

Fakat ne olduysa devlet hâlâ “AYM kararı aşamasında olan” dosyayı birden hatırlayıverdi. 2018 yılında 6 yılı aşkın hapis cezası bir kez daha Oral ailesinin karşısına çıktı. Arzu Oral Ceylan bu sırada tam da ikinci çocuğu Mehmet’i dünyaya getirmek üzereydi. Doğum, raporla belgelendi. 29.09.2018 tarihinde bu kez infaz, Mehmet’in “biraz daha büyüyüp cezaevine elverişli hale gelmesi” için 6 ay ertelendi.

“Hükümlünün yukarıda belirtilen mahkeme ilamında yazılı hürriyeti bağlayıcı cezanın infazı, hamileliği nedeni ile doğum yapıncaya kadar tehir edilmiş ve daha sonra savcılığımıza ibraz ettiği doktor raporu ile doğum yaptığı tespit edilmiş olduğundan, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin infazı hakkında kanunun 164. Maddesine istinaden adı geçenin cezasının infazının doğum yaptığı tarihten itibaren 6 ay süre ile ertelenmesine…”

Oral, bu hesaba göre 26 Mart’ta cezaevine girecek. Kucağında Zeynep değil Mehmet olacak. Kızını dışarda bırakmak zorunda kalacak. Arzu Ceylan Oral, “Polisler artık kapıyı kalmıyor, camı tıklatıp kendilerini hatırlatıyor, ne yapacağımı bilmez haldeyim” diyor.

Hikâyesi üzerinden birkaç şeyi aynı anda görmek mümkün. Tecavüz edilip öldürülen kadınların katilleri adliyenin ön kapısından girip arka kapısından çıkarken hukuk, büyük çifte standartlara imza atıyor. Devlet; genç bir kadına “İşlemediğin bir suçun bedelini ödeteceğim” diyor.

Aradan 4 yıl gibi kısa bir zaman geçti; o gün; “Oral’ın minik kızı Zeynep Simay, Yargıtay’dan da, onanan cezadan da, ‘eğer polisler kapıya dayanırsa’, cezaevlerinde bulunan 286. bebek olacağından da habersiz” diye yazmıştık. Bugün; tam sayıya ilişkin bilgi ve resmi açıklama olmasa da cezaevlerinde bulunan bebek sayısının 700 civarında olduğu tahmin ediliyor. Oral’ın dosyasını yıllardır bekleten AYM kısa sürede karşı yönde bir karar vermezse Mehmet de onlardan biri olacak. Şu anda anaokuluna giden Zeynep Simay ise dışarıda annesiz büyüyecek. 2014 yılından 2018’e “tutuklu bebek sayısının” iki katın üzerinde arttığı ortaya çıkıyor.

4 yıl önce ana akım medyaya ait yazılı ve görsel basın da Arzu Ceylan Oral’ın dramatik öyküsüyle ilgileniyordu… Bugün… Sadece toplumsal baskı işe yarayabilir.