Zeytincilikle uğraşan Kuşadası’na bağlı Yaylaköy ve Kirazlı mahallelerinde kalker ocağı sebebiyle büyük bir tahribat yaşanıyor. Kapasitesini artırmak isteyen maden şirketine karşı yurttaşlar harekete geçti. Bölgede ocağın kapatılması için dava açmaya hazırlanılıyor

Zeytin ağaçları için mücadele başlıyor

Şenol ESKİN

Aydın Kuşadası’na bağlı Yaylaköy ve Kirazlı mahalleleri sınırları içinde bulunan kalker ocağının genişletilmesi için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararı üzerine, halk Yaylaköy’de bir toplantı gerçekleştirdi. Yapılan toplantıda “taşocağının genişletilmemesi ve mevcudun kapanması için dava açılması” kararlaştırıldı.
Genişletilmesi düşünülen taşocağı çevresinde; kızılçam ormanlarının yanı sıra, Akdeniz bitki örtüsünün eşsiz örnekleri bulunuyor. En yoğun sandal ağaçlarının olduğu makilikler, zeytinlikler, üzüm bağları ile çevrili olan bu alanda; arıcılık ve keçi sürüleri gibi hem ekolojik hem de yöre insanı için ekonomik geçim kaynakları yer alıyor. Mevcut kalker ocağının hemen yakınında antik dönemden kalma Asar Kale ve Kırkbasamaklar olarak bilinen sit alanları da ayrıca bir olası tahribatı gün yüzüne çıkarıyor. Kalker ocağı Kirazlı’nın su açısından yaşam kaynaklarından biri olan gölete de çok yakın mesafede. Ayrıca Kuşadası Belediyesi’nin doğa ve kültür projesinin kiraz ve Tülüşah bitki rotası da ocağın yolu üzerinde bulunuyor.

Toz, halkı oldukça zorluyor

Kalker ocağına tepki gösteren ve toz sebebiyle büyük zorluk yaşadıklarını söyleyen köy halkı bir toplantı yaparak mücadele yollarını aradı. Toplantıya Kent Konseyi Başkanı Tunç Tuncer, Yaylaköy Muhtarı Erhan Yıkılmaz, Kirazlı Muhtarı Mehmet Mersin, Kirazlı Ekolojik Yaşam Derneği Başkanı Nihat Fırat, EKODOSD Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, Kirazlı Sulama Kooperatifi temsilcileri, doğaseverler ve Yaylaköylüler katıldı.

Yaylaköylüler toplantıda, özellikle zeytin tarımında toz yüzünden büyük zarar gördüklerini, son yıllarda sağlık sorunlarının başladığını, nakliye kamyonlarından bıktıklarını anlattı. Toplantıda, taşocağının genişletilmemesi ve mevcudun kapanması için dava açılması ve her türlü yasal hakkın kullanılması kararlaştırıldı.

Uzun yıllardır tarihi mekânları ve çevresindeki zengin biyoçeşitlilik alanlarıyla sürdürülebilir bir turizm ve tarım kenti olma mücadelesini sürdüren Kuşadası artık maden sebebiyle neredeyse yaşanamaz halde.

Kabul etmemiz mümkün değil

Toplantıda söz alan bir yurttaş, “Açıldığı günden bu yana bölgenin doğasına geri dönülmez biçimde zarar veren, doğal dokuyu tamamen tahrip eden, tarım alanlarını toz toprak altında bırakan, bir taşocağı ile karşı karşıyayız. Büyük tonajlı kamyonlarıyla Yaylaköy-Kirazlı yollarını bozan, Zeytincilik Yasası’na rağmen faaliyet gösteren kalker ocağının daha büyük bir alan için başlattığı çalışmayı kabul etmemiz mümkün değil” dedi.