Zeytinlikleri maden şirketlerinin talanına açan yönetmeliğe karşı çiftçiler tepkili. Bahadanlı’dan üreticiler “Zeytini savunacağız” dedi. Çiftçi Sen’den Yazar ise “İktidarın tutumu tekellerden yana” şeklinde tepki gösterdi.

Zeytine açılan savaşa direneceğiz

Berkay SAĞOL

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla zeytinlikleri maden şirketlerinin talanına açan yönetmeliğe karşı Balıkesir’in en iyi zeytinlerinin yetiştiği yer olan Burhaniye’deki zeytin üreticileri tepkili.


Burhaniye’nin Bahadınlı Köyü’nde zeytin üreticiliği yapan Ali Aygür, son yıllarda talan girişimlerinin arttığını ve buna karşı mücadele ettiklerini belirterek şöyle konuştu: “Madencilik yasası gibi yasaların çıkmasını istemiyoruz bütün problemimiz bunlar. Bahadınlı Mahallesi’ndeyiz biz. Bizim üst köylerimiz olan Yaylacık, Korucuoğlu ve Karadere’de devam eden madencilik faaliyeti var ve bu madenlerin genişletileceğini söylüyorlar. Biz bu faaliyetlerin tümüne karşıyız ve zeytin ağaçlarının talan edilmesini istemiyoruz. Hali hazırdaki madenler üretimimizi zaten olumsuz etkiliyor. Siyanürle çıkardıkları için havadan bizi etkiliyor. Yeni yasayla beraber tüm zeytinlikleri talan etmeye çalışıyorlar. Bizim dağımız, taşımız zeytin, başka bir geçim kaynağımız yok o yüzden bu yasaya karşı mücadele edeceğiz.”

Kaynak yok talan var

Bir başka zeytin üreticisi Bülent Esen ise zeytin ve zeytinyağı üreticiliğine ilişkin tarım politikalarını eleştirdi. Esen “Üreticinin elinde olmadığı zaman zeytinyağının litresi 60 TL, üreticinin elinde olunca 5 TL. Bunu artık herkesin anlaması lazım” dedi. Yeni madencilik yasasına şiddetle karşı olduklarını aktaran Esen: “Hiç kimse kömür madeni ve altın madeni yemiyor ama zeytin yüz yıllardır yeniyor. Var olan zeytinlikler bizim dedelerimizden kalma 500 belki 1000 yıllık zeytinlikler. Bu ağaçların bizden torunlarımıza kalması lazım. Mevcut iktidar bunların hiçbirini düşünmüyor.” Çiftçiye aktarılan kaynakların yetersiz olduğunu şimdi ise zeytinliklerin talan edilmek istediğini hatırlatan Esen şunları söyledi: “5’li çeteye kaynak aktarmak amacıyla ülkenin yer üstünü de yer altını da talan ediyorlar. Bize 20 kilometre uzaklıkta Kozak Yaylası’nda ve Kazdağları’nda madencilik faaliyeti yürütülüyor. Buralardaki siyanürlü bulutlar yüzünden bizim mahallemizde 5 yıldır zeytin olmuyor bile. Çam fıstıklarının verimi düştü ve insanlar ağaçlarını kesiyor. Madencilik faaliyetlerinin en ufak faydası yok. Tüm uzmanlar bizim bu bölgenin zeytinyağı gibi hiçbir yerde zeytinyağı olmadığını söylüyor ama buraları da talan etmek istiyorlar.”

Zeytinler giderse yenisi gelmez

Tahtacı Köyü’nden zeytin üreticisi Dilek Dönmez, “Milletin seçtiği mevcut iktidarın halkına bu kadar zulüm ettiği cumhuriyet tarihinde görülmemiştir. İktidarın neler düşündüğünü aklım bir türlü almıyor. Bizim köyümüz baraj altında kalıyor ve ÇED toplantısı için geldiklerinde biz toplantıyı yaptırmadık. Bizim zeytinliklerimiz istimlak ediliyor. Biz bu kanunu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Bir başka üretici Atakan Cura ise şunları söyledi: “Bize bu topraklar kaldığından beri zeytincilik yapıyoruz başka bir geçim kaynağımız zaten yok. Biz madencilik faaliyetlerine tamamen karşıyız. Sadece kendimizi düşünürsek bu iş olmaz. Biz torunlarımızı düşünüyoruz. Bu zeytinler söküldü mü bir daha yerine ne yaparsak yapalım olmaz ama maden belki de 50 yıl sonra bitecek. Zeytin ömür boyu, ilelebet sürüyor.”

***

İktidarın tutumu tekellerden yana

Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen) Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Cengiz Yazar da yönetmeliğe tepki gösterdi. Zeytinlerin korunmasına ilişkin yasalar olduğunu hatırlatan Yazar şöyle konuştu: “Zeytinlerin korunmasıyla ilgili bir yasa var. 1930’lu yıllarda yapılmış bir yasa. Bu yasayı defalarca değiştirmeye çalıştılar ve her defasında büyük tepkiler gösterildiği için Meclis’ten geri döndü. Birkaç defadır yönetmelikte ufak değişiklikler yaparak yasayı aşmaya çalışıyorlar. Her seferinde aynı şey oluyor. Yönetmelik değiştiriliyor, biz Danıştay’a başvuruyoruz ve iptal ediliyor. Ama bu süre içerisinde olan oluyor ve bir takım nokta yerler imara açılıyor, madencilik faaliyeti başlıyor ve zeytin ağaçlarını kesiyorlar. İktidarın tutumu uluslararası tekellerden yana. Buradaki halkın geçim kaynağı ve doğal denge umurlarında bile değil. ‘Zeytini taşırız’ diyorlar ama zeytin taşınamaz. Böyle bir şey söz konusu olamaz. Bu mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız.”