Zeytinlik alanların madencilik faaliyetine açılmasına tepkiler büyüyor: Zeytin seferberliği
Zeytinlik alanların madencilik faaliyetine açılmasına tepkiler büyüyor. Oda, dernek, sendika, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler yönetmeliğin iptali için yargıya başvurdu. SOL Partililer ise Burhaniye’de eylem yaparak yönetmeliği protesto etti.
Aycan KARADAĞ
Zeytinlik alanlarda madencilik faaliyetleri yürütülmesinin önünü açan yönetmeliğin yürürlüğe girmesine tepkiler sürüyor. Odalar, sendikalar, çevre dernekleri ve siyasi partiler karara tepki gösterdi. Yapılan değişikliğe karşı; İzmir Büyükşehir Belediyesi, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı odalar, Çiftçiler Sendikası (Çiftçi-Sen), SOL Parti, İYİ Parti ve Ulusal Zeytin Konseyi Danıştay’a başvurarak dava açtı. CHP, Türkiye Barolar Birliği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi pek çok kurum da dava hazırlıklarına başladıklarını açıkladı.
SOL Parti, zeytinciliğin merkezlerinden biri olan Balıkesir Burhaniye’de, zeytinlik alanlarla madencilik faaliyetinin yürütülmesinin önünü açan yönetmelik değişikliğine karşı eylem yaptı. Cumhuriyet Meydanı’nda yapılan basın açıklamasını okuyan Necdet Küçükçetin, “Zeytinliklerde madencilik faaliyeti yürütülmesine ilişkin bu yönetmelik derhal yürürlükten kaldırılmalıdır” dedi.
KAMU DEĞİL, ŞİRKET YARARI
“Bu iktidar tüm kavramların içini boşalttı. Kamu yararı bu iktidar için şirket yararı anlamına gelmektedir” diyen Küçükçetin şu ifadeleri kullandı: “Zeytinlikleri yok edecek maden işletmelerinde kamu yararının kırıntısı dahi yoktur. Aksine, ekosistemde büyük tahribatlara sebep olup havamızı, suyumuzu, gıdamızı zehirleyen; geleceğimizi tehdit eden faaliyetlere izin verilmesi kamu yararı ilkesinin rafa kaldırılması anlamına gelmektedir. Şirketlerden başka kimseye faydası olmayacak böylesi kararların, zeytinle geçimini sağlayanlar yok sayılarak alınacağı ve kırdan geçinenlerin yaşamları üzerindeki tasarruf hakkını gasp etmeye yarayacağı açıktır. Zeytinliklerin, tarım alanlarının talanına ve işlev dışı kullanımına izin veren, verimli toprakları maden, enerji ve turizm yatırımlarına açan her türlü yönetmelik iptal edilmelidir. Tarım arazilerine planlanan maden, enerji, turizm gibi amaç dışı kullanıma yönelik her türlü yatırım derhal sonlandırılmalıdır. Zeytinliklerimizi, doğayı, yaşamı korumanın tek yolu doğa-yaşam katili bu iktidarı birleşik mücadelemizle alaşağı etmekten geçiyor. Bu talana dur diyeceğiz.”
AKLA VE MANTIĞA AYKIRIDIR
Türkiye Barolar Birliği de yaptığı açıklamada, “Üzerinde muhtemel tarım faaliyeti de gerçekleştirilen zeytin sahalarının ‘kamu yararı’ gerekçesi ile ömrü doğal olarak sınırlı madencilik faaliyetlerine tercih edilmesi, dünyada yaşanan iklim krizi ve kıtlık tehlikesi de dikkate alındığında akla ve mantığa aykırıdır. Sınırlı kaynak olan kömür için ömürlük zeytinliklerin feda edilmesi, Anayasal güvence altında olan tarım arazileri ile tarım işçilerine zarar verilmesi, ‘mülkiyet hakkı’nın, madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi adı altında müdahaleye açılması, sürdürebilir dünya idealine aykırıdır. Uluslararası yükümlülükler, anayasal güvenceler ve zeytin koruma yasası olarak bilinen kanun hükümleri kapsamında ‘kamu yararı’ ölçütü hiç kuşkusuz zeytin ve zeytincilik faaliyetleri lehine getirilmelidir.”
MÜCADELEYE DEVAM
Çitçi-Sen Yürütme Kurulu ise, kararının kabul edilemez olduğunu belirtti. Açıklamada, “1 Mart 2022 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ‘Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ yayınlayarak kamuoyunda ‘Zeytini Koruma Kanunu’ diye bilinen kanunu işlevsiz kılmaya, maden ve enerji şirketlerinin zeytinlik alanları yok etmesini hukuka uydurmaya çalışmıştır. Bakanlığın; çiftçilerin ve doğanın haklarını yok sayarak, Çiftçilerin lehine olan, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını engelleyen yasaları ‘Yönetmelikler’le kadük hale getirmeye çalışması kabul edilemez. Anayasaya aykırı olan bu yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması ve iptal edilmesi için Danıştay’a dava açtık. Çiftçilerin ve doğanın hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi.
***
AĞAÇ SÜRGÜNE GİDİYOR
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Dr. Mustafa Tan BirGün’e konuştu. Dr. Tan, “Çalışmalara göre yaklaşık 135 milyon ağacın olduğu bölgeyi etkiliyor bu. Ülkede zaten 168 milyon meyve veren, 27 milyon da vermeyen zeytin ağacı var. Sadece bu enerjiyle değil, diğer madenler de devreye girdiğinde büyük bir zeytin katliamı olacaktır. Zaten birçok yerde ağaçlar kesildi ve kesilmeye devam ediyor. ‘Sadece rehabilite edeceğiz, oradan oraya taşıyacağız’ sözleri inandırıcı değil. Dünyanın hiçbir yerinde de böyle bir uygulama yok” dedi. Türkiye’nin madenci lobileri tarafından yıllardır sıkıntılar çektiğini söyleyen Tan, “Biz zeytini neden madenden daha değerli görüyoruz? Şu anda Türkiye’de geçen seneden devirle birlikte 270 bin ton zeytinyağı var. İç tüketimimiz bizim, en fazla 160 bin ton. Geriye kalan 110 bin ton. En fazla ihracatımızın olduğu sene 80- 90 bin ton. Ülkemizin savaşta olması hâlinde fazlasıyla zeytinyağı ihtiyacını karşılayacak stok var. İnsanlar zeytin ağacına muazzam değer veriyor. İtalya’da ve İspanya’da baş tacı edilmiş. Burada ise kendi evinde misafir hâline gelmiş. Kendi evinde sürgüne gidiyor ağacımız. Biz yılda 1,5 milyar dolar değil, 6- 7 milyar dolar getirebilecek bir sektörden bahsediyoruz. Bu altın yumurtlayan tavuğumuzu da kesmek üzereyiz. Bu karardan bir an önce dönülmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.