Zeytinliklere sermaye taarruzu

Prof. Dr. Alp Yücel KAYA

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınladığı “Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasina Dair Yönetmelik”te, elektrik üretmek için yürütülen madencilik faaliyetlerinde tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlardaki zeytin ağaçlarının taşınması (veya kesilmesine) Bakanlıkça “kamu yararı dikkate alınarak” izin verilebilir denmektedir. Bu yönetmelik açık bir şekilde kâr peşindeki sermayenin önünü açmak için hazırlanmıştır

***

Elektrik üretim, iletim ve dağıtımı 2001’de şirketleşmiş, üretim ve dağıtım alanları hızla özelleştirilmiştir, iletim alanı ise Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 2022 hedefleri çerçevesinde özelleştirilmeyi beklemektedir. Zaten tüm bunlar öncesinde (13.08.1999’da), özelleştirme, Anayasa’nın 3. bölümünü oluşturan “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler”in 3. alt başlığı “Kamu Yararı” altında yer alan 47. maddesindeki “devletleştirme” başlığının “devletleştirme ve özelleştirme” olarak düzenlenmesi ile “kamu yararı” olarak tanımlanmıştır. Bu düzenleme sonrası devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişileri tarafından yürütülen yatırım ve hizmetler kamu değil özel hukuk sözleşmelerine tabi olması ile “kamu” denilen şeyin artık “özel” ile, “kamu yararı”nın da “özel çıkar” ile eş anlamlı haline geldiği aşikardır, “özelleştirme” kavramı da zaten tam bu süreci tanımlamaktadır.

***

Bu bağlamda “özel”in sermaye, “özel çıkar”ın da sermaye çıkarları ile eş anlamlı olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla Bakanlığın yönetmeliği kamu yararını dikkate almaktan bahsederken asıl vurguladığı şey sermaye çıkarlarını dikkate almaktır, bu çıkarlar da elektrik üretimi için gerçekleştirilecek madencilik faaliyetleri için zeytinlikleri ortadan kaldırmayı öngörmektedir. Bu neredeyse Batı Anadolu’daki tüm zeytinlikleri hedef tahtasına koymaktadır.

***

Bir örnek vermek gerekirse; İÇTAŞ-Limak ortaklığındaki YK-Enerji’nin kendisinin işlettiği Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerine linyit sağlamak için Milas Akbelen’de açmak istediği maden alanının ormanlık arazi kadar 150 dönümlük zeytinlik alanı da içermesi verilebilir. Yönetmelik yöre halkının verdiği (toplumsal ve siyasi mücadeleden de beslenen) hukuki mücadelede elini düşürecek, şirketin ise tam da önünü açacak bir düzenleme getirmektedir. Bu haliyle bakanlığın kamu yararını yani sermaye çıkarları dikkate aldığına şüphe yoktur. YK-Enerji termik santrallerden kâr elde etmektedir, maden kâr marjını daha da yukarı çekecektir, sermaye doğası gereği kâr peşinde koşmaktadır.

***

Peki ya tapuda zeytinlik olarak kayıtlı alanlar, zeytinlikler kimindir? 26/1/1939 tarih ve 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” uyarınca orman sınırları dışında bulunan yabani zeytinlik ve zeytin yetiştirmeye elverişli fundalık ve makilikleri zeytin dikim alanı haline getireceklere Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın düzenlemeleri ile tapu devri yapılmaktadır: “Bu yolla verilen taşınmazlar hiçbir şekilde veriliş amacı dışında kullanılamaz. Bu taşınmazlar; miras dahil hiçbir şekilde bölünemez, veriliş tarihindeki yüzölçümü hiçbir şekilde küçültülemez. Aksi takdirde Hazinece geri alınır. Bu hususlarda taşınmaz siciline gerekli şerh verilir” (Madde 3). Bu şekilde ortaya çıkan zeytinlikler günümüzde çoğunlukla küçük üreticiler tarafından tasarruf edilmektedir. Ama bunların aralarındaki önemli bir kesimin (2000’li yıllar sonrasında giderek artan şekilde) mülkiyet sahibi olsalar da giderek çetinleşen hayat gailesi peşinde ücretli emek kategorisinde yer alan yarı-proleterden oluşmaktadır. Batı Anadolu’da kırda veya kentteki emekçilerin önemli bir kesimi de hala aile bağları üzerinden bu zeytinliklerden yararlanmaktadırlar. Bu üç grup için zeytinlikler ana gelir kaynağını oluşturmaktan ziyade ancak geçimlik ekonomileri içerisinde bir pay sahibidir. Dolayısıyla zeytinlikleri hedef alan yönetmeliğin ağırlıklı olarak emekçi sınıfların geçimlik haklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir sermaye saldırısı olduğu söylemek gerekir.

***

Zeytinliklerin madenlere feda edilmesi geçimlik hakların hedef alınması kadar halk sağlığını hiçe saymayı ve doğa tahribatını da gündeme getirecektir, kâr peşindeki sermaye topyekûn taarruz halindedir. Yönetmelik, “zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mâni olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez” (Madde 20) hükmünü içeren 3573 sayılı Kanun’a aykırıdır, yönetmelikle kanun değiştirilemez, dolayısıyla yargıdan dönecektir; ama sermayenin topyekûn taarruzuna karşı verilecek mücadelenin de toplumsal, siyasi ve hukuki çerçevede topyekûn olması gerekecektir.