Zimbabve’de durum henüz netlemiş değil. 93 yaşındaki devrik Devlet Başkanı Robert Mugabe’nin askerlerle yaptığı pazarlığın nasıl sonuçlandığı konusunda henüz bir bilgi yok. Genelkurmay Başkanı General Constantine Chiwenga’nın “Mugabe’ye yönelik olmadığını” ısrarla vurguladığı”, darbe olduğunu da reddettiği operasyonun gerekçesi Mugabe’nin “gırtlağına kadar” yolsuzluğa batmış çevresiydi. General böyle açıklamıştı “hareketin gerekçesini.

Bir kaç gün içinde ordu ile Mugabe’ nin pazarlığının nasıl sonuçlanacağını göreceğiz. Mugabe’nin sözünü dinleyecek bir ordu mu hala Zimbabve ordusu anlamış olacağız. Zimbabve’de krizi tırmandıran, Mugabe’nin Başkan Yardımcılığı’na çok sevdiği karısını ataması oldu. Bu olmasaydı bile ülkede her an bir patlama olacaktı. Yüzde doksanlara fırlayan işsizlik oranı, yüksek enflasyon, yerlerden sürünen ekonomi, buna ragmen Mugabe’ye yakın olan çevrelerin lüks yaşamları toplumda öfkeyi arttırıyordu iyice. Bardfağı taşıran First Lady’nin Başkan Yardımcılığı’na atanması oldu.

Şimdi ülkenin kurtarıcısı durumunda olan iki figürün, yani eski Başkan yardımcısı Emmerson Mnangagwa ile Genelkurmay Başkanı Constantine Chiwenga üzerinde duralım biraz.

EMMERSON MNANGAGWA : Mugabe tarafından görevinden alındığında vefasızlıkla suçlanınca kamuoyunda küçük düşürülmekten ama daha da önemlisi canına kast edileceğinden korktuğu için ülkeden kaçtı. Oysa Mugabe’nin bağımsızlık öncesinden beri arkadaşı. Ordu ile özellikle Genelkurmay Başkanı Chiwenga ile çok sıkı bağları var. Hemen belirteyim ülkedeki krizin kökleri 2000 yılına kadar gidiyor. Sözkonusu tarihte Mugabe iktidarını güçlendirmek için yaptığı Anayasa referandumunu beklenmedik biçimde kaybetmişti. Mugabe gittikçe büyüyen işçi kökenli muhalefeti düşman ilan etti. Gittikçe sertleşen saldırgan politikasında yanıbaşında Mnangagwa ile Chiwenga da vardı hep. Emmerson Mnangagwa’nın ülkeye dönmesi, ulusun kurtarıcısı olarak iktidarı ele alması konuşuluyor Chiwenga’nın desteğiyle. Ama eski Başkan yardımcısı 1980’de 20 bin sivilin ölümünden de milyarlarca doları bulan elmas gelirinin kaybından da sorumlu.

CONSTANTİN CHİWENGA: Yaşanan belki teknik olarak ülkenin ilk darbesidir ama bu Zimbabve ordunun politikaya ilk müdahalesi değil. İktidar partisi ZANU-PF bağımsızlık savaşı gazilerinin etkisinde bir parti. Dolayısıyla ordu etkisinde zaten. Partinin önemli tüm pozisyonlarda emekli askerler var. Bu askerler kendislerini oraya getiren, dolayısıyla ayrıcalıklı konum kazandsıran Mugabe’ye cok şey borçlular. General Chiwenga da bunlardan biri. Başında bulunduğu orduyla polkitikaya ilk kez müdahale ediyor değil. 2008’de Mugabe muhalefet lideri Morgan Tsvangirai karşısında kaybettiğinde, Chiwenga müdahale ederek “ Mugabe Başkan olarak kalmalı” dedi. Muhalefete o kadar şiddet uyguladıki en az 200 kişi öldü, yüzlerce kişi kayboldu, on binlerce kişi evlerini terk etti. Tsvangirai seçimlerden çekildi, Hollanda elçiliğine sığındı.

Zimbabve komşularının baskısıyla belki gelecek yıl yapılacagı duyurulan seçimleri gercekleşebilir. Belki demokrasi yeniden inşa edilir, son derece eğitimli diasporası ülkenn inşaası için yurda dönebilir.

Zimbabve bunu 2009’dan 20013’e kadar denedi aslında koalisyon hükümeti sırasında. Ekonominin düzlüğe çıkacağı, bir takım şeylerin düzeltileceği sözü verilmişti. Ama Mugabe ile arkadasları iktidarı asla tam olarak koalisyona vermemişlerdi. 2013’te iktidarı yeniden ele aldılar. Ülke yeniden krize sürüklendi. Belki yeni bir koalisyon hükümeti ülkeyi içinde bulunduğu durumdan kurtarabilir.

Bu ülke için son fırsat.