Google Play Store
App Store

Alternatif müziğin özgün ismi Yasemin Mori, yeni single çalışması ‘Beni Bana Bırak’ ile dinleyici karşısında. Mori, “Çıkış albümümle müthiş bir başarı yakaladım, o yoldan devam etsem şu an zirvede olurdum herhalde. Zirveyi değil de sanatsal bir kaygıyı kovalıyorum” diyor

Zirveyi değil sanatı kovalıyorum

Işıl ÇALIŞKAN

Müzik dünyasının şahsına münhasır isimlerinden Yasemin Mori, şarkılarında gerçekler ile ütopyaları resmediyor. Sözlerini özgün müziğiyle bezeyen müzisyen, sözü ve müziği kendisine ait yepyeni şarkısı ‘Beni Bana Bırak’ ile dinleyici karşısında. Mori, baskılanan, yadırganan, hor görülen her bireyin kendisi olma hakkını savunan bir dille ‘Beni Bana Bırak’ diyen Mori, şarkısında insan ruhunun özgürlüğünü savunuyor.

Şarkının 2 farklı klip versiyonu var. Sonuncusunda Onur Haftası’nı şenlendirmek ve kutlamak istediğini belirten Mori, “En çok ilgimi çeken, en korkusuzca kendilerini ifade etmekte özgür hisseden arkadaş çevreme şarkıyla kamera karşısında kendileri olmalarını istedim. Bazı videolar geldiğinde çok duygusallaştım, ‘Beni bana bırak’ çığlığı gibiydi videolar” diye konuşuyor. Mori ile yeni single çalışmasını ve müzik serüvenini konuştuk.

► Bazı müzisyenlerin müziği kişiliğini doğrudan yansıtıyor sanki. Sizin müziğinizde bu çok fazla hissediliyor. Doğru mu? Müziğinizle kurduğunuz iletişimde dürüst müsünüz?
Daha fazla dürüst olamam herhalde (Gülüyor). Yoksa neden bir değişime tabii olsun ki müziğim? Çıkış albümümle müth bir başarı yakaladım, o yoldan devam etsem şu an zirvede olurdum herhalde. Zirveyi değil de sanatsal bir kaygıyı kovaladığım çok belli olmuyor mu?

KULAĞIMIN ARADIĞI ŞEYLERİN PEŞİNDEYİM

► Yasemin Mori dünyasında dinleyiciyi her şarkıda yeni bir keşfe çıkarıyorsunuz. Peki sizi heyecanlandıran şeyler neler?
Yeni ve farklı yaklaşımlardan doğan şarkılar, etkileşimde olduğum insanlar, müzisyenler, farklı bakış açıları. Tüm yargılardan uzak bir şekilde, canımın istediği, kulağımın aradığı şeyleri yakalamak. Bir şarkıyı söylerken sesimi yüksek kullanmak yerine fısıldamayı deneyip bir etki yaratmayı araştırmak gibi mesela.

► Dinleyici yorumları sizi ne kadar etkiliyor?
İyi anlamda etkilenebileceğim yorumlar olduğunda çok heyecanlanıyorum. Çoktan düşünüp elediğim fikirlerle ilgili yorumlar pek etki yapmıyor. Üreten olarak zaten işin her açısından düşünmüş ve emin olmuş oluyorum. Az buz kafa patlatılmıyor işlere, farkında olmadığım bir yerinden yakalayan ya da benim gördüğümü gören yorumlar sevindiriyor.

► ‘Beni Bana Bırak’ın hikâyesi nedir?
Bireyselliğin toplumsallaşmaya olan etkisi olabilir mesela. Bireyselleşemeyen insanların yarattığı toplumlar yaratıcılıktan uzak, fikir, felsefe yönünden geri kalmış oluyor. Toplumu yaratanlar yine bireyler olduğu için ne kadar çok kendini tanıyan, sorgulayan, araştıran, kendi olma cesaretini gösteren, yaratıcı, farkındalığı yüksek insan varsa toplumda o denli nefes alıyor, üretiyor, konuşabiliyoruz.

MUTLAK AŞK İÇİN HER AN ÇALIŞMALI

► “Kalpler mi, yürekler mi, savaşlar mı aşka adadığımız?” diyorsunuz şarkıda. Her bedende ayrı duran aşkın sizdeki hissi nedir?
Aşk, her şeyiyle muhteşem. Birlik enerjisi ile dolu, yüksek bir bilinç hali. Tabii dualitenin egemenliğinde yaşandığında, bir o yana bir bu yana savuran, acı ve ızdırap dolu bir hal alıyor. O mutlak aşkı koruyup yüceltmek için çalışmalı her gün, her dakika.

► Sizce salgın dünyaya ne öğretti?
İnsani ve ruhani olanı her daim aradığımızı ve Dünya’nın düzeninin çok yakında akıl almaz biçimde değişeceğini.

***

VİDEOLAR ‘BENİ BANA BIRAK’ ÇIĞLIĞI GİBİYDİ

► Şarkının 2 farklı klip versiyonu var. Son yayınladığınız klipte farklı kişilerin evlerinde şarkıya eşlik ederek hazırladıkları videolardan oluşuyor. Şarkıyı başka hayatlarla renklendirmek nasıldı?
Harikaydı. İşte bu noktada biraz daha Onur Haftası’nı şenlendirmek ve kutlamak istedim. En çok ilgimi çeken, en korkusuzca kendilerini ifade etmekte özgür hisseden arkadaş çevreme şarkıyla kamera karşısında kendileri olmalarını istedim. Bazı videolar geldiğinde çok duygusallaştım, ‘Beni Bana Bırak’ çığlığı gibiydi videolar. Yönetmen arkadaşım Irmak Altıner’in kurgusuyla son derece duygulu bir iş çıkardığımızı düşünüyorum beraberce.