Yeni kabinede Ziya Selçuk’un Milli Eğitim Bakanı olarak yer almasını “heyecan verici” olarak sunma çabaları eğitimcilerde karşılık bulmadı. Eğitim Sen’li Aydoğan, Selçuk’un “eğitimci” kimliği öne çıkarılarak itirazların azaltılmaya çalışılacağını belirtti

Ziya Selçuk heyecanı karşılık bulamadı

MUSTAFA MERT BİLDİRCİN m.mertbildircin@gmail.com

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı, yoğunlukla şirket patronlarının yer aldığı kabinede , “sürpriz” olarak değerlendirilen isimlerin başında gelen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yer almasını “heyecan verici” olarak sunma çabaları eğitimcilerde karşılık bulmadı. Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin, Selçuk’un “eğitimci” kimliğinin öne çıkarılmasıyla iflas eden eğitim politikalarına ilişkin itiraz ve eleştirilerin azaltılmak istendiğini belirtti.

Erdoğan’ın Milli Eğitim Bakanlığı’na getirdiği, Özel Maya Okulları’nın sahibi Ziya Selçuk, AKP iktidarının ilk yılından itibaren 2006 yılına kadar Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yaptı. Uzun yıllar Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan Selçuk’un şimdiye kadarki milli eğitim bakanlarından farklı olarak “eğitimci” kökenli olması özellikle iktidara yakın çevrelerce “heyecan verici” olarak sunulmaya çalışıldı. Ancak eğitimciler, eğitimcilik yapmış olsa da Selçuk’un mevcut sorunları çözmekte yeterli olmayacağı görüşünde birleşti. Dile getirilen bir diğer iddia ise Selçuk’un, Cumhur İttifakı’nın ortaklarından MHP’nin talebiyle göreve getirildiği oldu.

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan ve CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, 16 yıllık AKP iktidarı döneminde değişen altı milli eğitim bakanının ardından, başkanlık sisteminde bu görevi sürdürmek üzere Ziya Selçuk’un tercih edilmesini BirGün’e değerlendirdi.

“Başarısızlığın itirafı”
Yeni rejimin, özellikle “4+4+4” yasası ile birlikte eğitim sistemi üzerinden inşa edildiğini söyleyen Aydoğan, “Yeni rejmin, ‘Dininin, dilinin, beyninin, ırzının, kininin davacısı gençlik yetiştireceğiz’ çağrısıyla şekilleneceği bizzat AKP tarafından açıklanmıştı” dedi. Eğitim sisteminin de “gerici, piyasacı, cinsiyetçi ve paralı” olacak şekilde kurgulandığını ifade eden Aydoğan, “Mesele tek başına hangi ismin Bakan olduğundan bağımsız bir meseledir” diye konuştu. Milli Eğitim Bakanı olarak Ziya Selçuk’un atanmasını, “AKP iktidarı açısından eğitimdeki başarısızlığın itirafı” olarak değerlendiren Aydoğan, “Selçuk’un ‘eğitimci’ kimliği öne çıkarılarak kamuoyunda tepkilere neden olan eğitim politikalarına ilişkin itiraz ve eleştiriler azaltılmaya çalışılacak” dedi.

“Farklı olmayacak”
Yurttaşın önceliğinin eğitimdeki sorunlar olduğunu belirten CHP’li Karabıyık da milli eğitimde öngörülemeyen bir sürece girildiğinin altını çizdi. Karabıyık, eğitimdeki sorunların 16 yılda katlanarak arttığına dikkat çekerek, “Yeni Bakanı şahsen tanımıyorum ama iyi bir şeyler yapmak isteyebileceğini duyuyorum. Ama bunun için özgür hareket etmesi lazım ve bunun mümkün olabileceğini düşünmüyorum” dedi. AKP dönemlerindeki tüm eğitim bakanlarının eğitim sistemini daha da kötüleştirdiğini vurgulayan Karabıyık, şöyle devam etti:

“İktidarları boyunca gelecekteki nesilleri ideolojik olarak şekillendirmeyi ön plana aldılar. Çocukların ve gençlerin menfaatini göz önüne almadılar. Eğitime ilişkin bütün düzenlemeler Sarayın talimatı altında yapıldı. Yeni dönemin çok da farklı olacağını düşünmüyorum. Ne değişeceğini, neler yapılacağını çok kestiremiyor ve açıkçası ön göremiyoruz. Milli eğitim bakanlarının sistemle ilgili değişiklikleri Erdoğan’ın sözleriyle öğrendiği örnekleri yaşadık. Bunları yaşadıktan sonra yeni gelen bakanın neleri değiştirebileceğini açıkçası bilmiyorum.”

***

‘Allah korusun’

Öte yandan yeni bakanın 2013 yılında Tuğba Tekerek’e verdiği röportajda Milli Eğitim Bakanı olsanız sorusuna “Allah Korusun” dediği ortaya çıktı.

Bakan’ın kendisine ait olan Maya Okulları’nda daha önce öğretmenlerin işine son verildiği de öğrenildi. 2003-2006 arasında Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı yapan Prof. Dr. Selçuk’un kurucusu olduğu Özel Maya Okulları’nda, öğretmenlerinin hesabına yatan “kırtasiye ücreti”nin elden geri istenmiş, vermeyen öğretmenlerin ise işine son verilmişti.