Kovalamaca ve -slasher film- tarzı katliam sahneleri bu ikinci filmde fazla eğlenceli ele alınmış. Bu da filmin en büyük özelliğini yok etmiş

Ziyaretçiler 2: Korkulu eğlence filmi

Güvende hissetmen gereken bir yere bir grup yabancının sebepsizce saldırıyor olmasının özünde korkutucu bir düşünce vardır. Bu düşünceden yola çıkan 2008’in The Strangers filmi sürpriz bir şekilde iyi bir korku filmiydi; The Conjuring veya The Babadook gibi modern klasik korku filmi değildi.

İzlediğimde filmin kötülerinin nötr oluşunu sevmiştim. O yabancıların maskelerinin arkasında hikâyesi olmayan saf sadizm ve nihilizm vardı. Nihilist korku filmi olan bu ilk film bir yanıyla da klişelere karşı gardını alan tavrı ile gayet ironik bir filmdi. Yönetmen Bertino bu ilk filmle hikâye gelişimi ve karakter gelişimi olmayan acımasız bir korku filmi yaratmıştı. Yabancıların (The Strangers) kurbanlarına hiçbir duygu emaresi göstermeden, doğrudan nötr bir şekilde saldırmaları çok sağlamdı. Zaten film korku türünün sıkı takipçisi seyircinin hemen belleğine kazınmıştı ve filmin fanları oluşmuştu.

Korku sinemasına 80’ler eski usul his ne kadar yakışıyor hâlâ, değil mi? Hemen her filmde hâlâ John Carpenter etkisi, müzik kullanımı devam ediyor. Karavan parkı yerleşkesinin kullanımı film için çok iyi bir seçim olmuş bu açıdan. İnsanların huzur ve eğlence için geldikleri bir alanda geceleyin terör esmesi fikri hoşuma gitti. İlk filmde yönetmen Bryan Bertino, tansiyonu ustaca yükseltebilmiş ve sahneleri daha çarpıcı tasarlamıştı. İkinci filmin yönetmeni Johannes Roberts bu konuda aynı başarıyı yakalayamamış. Belki ilkinin formülünü koruyarak yeni bir şeyler denemek istediğinden olabilir çünkü filmde bir şeyler birbiriyle uyuşmuyor ve sinematografisi televizyon filmi hissi veriyor. Elbette filmde bazı sahneler var ki beğenmemek mümkün değil; özellikle neon ışıklı havuz sahnesi güzeldi ama gene de o kadar fazla tahmin edilebilirdi ki her şey.

ziyaretciler-2-korkulu-eglence-filmi-437662-1.

On yıl sonra devam filmi geldiğini duyunca ilk filmi sevenlerden biri olarak tekrardan o garip, asap bozucu dünyaya gireceğim için heveslenmiştim. Ne yazık ki ‘Ziyaretçiler: Gece Avı’ seyirciyi bu dünyaya sokabilmek konusunda yetersiz kaldı ve bir kez daha ilkinin başarısının yanına yaklaşamayan filmler arasında hızlıca yerini aldı. Ziyaretçiler’in -cool film- ünitelerinden biri aksayınca bütün olarak film ilkinden çok uzaklara düşmüş. Bu dünyadaki kovalamaca ve -slasher film- tarzı katliam sahneleri bu ikinci filmde fazla eğlenceli ele alınmış. Bu da filmin en büyük özelliğini yok etmiş. Nedir o? Katliam sahnelerinde kullanılan 80’ler hit nostaljik parçalar, o an o sahne ne kadar vahşi ve gerçekçi olursa havalı bir anlam kazanıyordu. Müzik ve olay anı arasında yaratılmaya çalışılan ters köşe hissiyat yok olunca, filmin orijinalliğinden geriye pek bir şey kalmamış.


Gece Avı’nın hikâyesi ilk filmle oldukça benzeşiyor. Bu sefer dört kişilik bir aile ormanlık mobil kamp alanında geceleyin maskeli üç kişi tarafından avlanmaya başlıyorlar. Aynı ilk filmde olduğu gibi avlananların arasında kişisel ve yüzeysel sürtüşmeler ve çözümlenmemiş meselelerin olduğunu görüyoruz. İlkinde oyunculuk anlamında Liv Tyler ve Scott Speedman ikilisinin korku türüne yakışır gerilim katan oyunculukları filme avantaj katmışken, bu filmdeki oyunculukların son derece çiğ ve yetersiz oluşu filmi büyük dezavantaja uğratmış. Buna bir de senaryo kaynaklı, karakterlere aptalca seçimler yaptırma gibi hatalar eklenince olay tamamen bitmiş. Filmin en iyi tarafı aksiyona hemen giriyor olması ancak zoru zoruna uzatılmış seksen beş dakikanın özellikle son on beş dakikasını izlemeye katlanmak oldukça güçtü.