Çok yıllar önce “ileri sürüş hocası” adını ne yazık ki hatırlayamadığım ve nedense internette de bulamadığım tecrübeli bir usta demişti ki “trafik canavarı” demeyelim. Aynı yolu paylaştığımız arkadaşlarımız onlar. Onlara canavar gözüyle bakarsak biz de canavar oluruz. Ve de direksiyonun başına geçtiğimizde kendimizi keyifli bir yolculukta değil gergin bir ortamda buluruz. Bu bakış açısı bana çok doğru gelmişti yıllar önce…

Yıllar sonra ise tam ters bir zihniyet gelişti sosyal medya yüzünden. Elimizin altında direksiyon, ayaklarımızın altında gaz pedalı yok ama harflerden, noktalama işaretlerinden oluşan çağımızın en hızlı ve tehlikeli ulaşım- iletişim aracı var. Bilgisayar klavyesi. Onun cirit attığı sosyal medya ve yarattığı “sosyal medya canavarları”.

Gerçekten de kimse kusura bakmasın ama korkak matadorların sanal arenası sosyal medya. Artık ne bir paylaşım yapmak ne de bir paylaşım okumak geliyor içimden.

En son Kültür Bakanlığı’nın pandemi sürecinde zor günler geçiren müzisyenlere yaptığı destekle ilgili Yorumcu Meslek Birliği Başkanı olmam nedeniyle işitmediğim laf, duymadığım hakaret kalmadı. Neyse… Son kez buradan yazayım belki birkaç okuyan, okuduğunu doğru anlayan çıkar…

♦ Kültür Bakanlığı müzik Meslek Birlikleri’ni toplantıya çağırarak müzik sektörüne bir destek vereceğini ama bunun için de Meslek Birliği’nden ve de dolayısıyla üyelerinden bu destek karşılığında projeler istedi. Bizlerin de sizlerden istediği bu videolar, yazılar bunun için. Bakanlık bunları proje olarak değerlendiriyor (MÜYORBİR olarak bizler yorumcu üyelerimizin ilk sahneye çıktıkları günü anlatan kısa bir yazı istedik mesela).

♦ Bunu istemesinin nedeni Bakanlık’ın mevzuat gereği bağış ve hibe yapamaması. Bu durum Kültür Bakanı Sn. Mehmet Nuri Ersoy’un bir soru önergesine verdiği yanıtta da belirttiği gibi “Bakanlığımızca kültür sanat camiası için bir fon oluşturulması mevzuat gereği mümkün değildir” sözünde de açıkça belirtildi zaten.

Bunun için bir mevzuat değişikliği gerektiği anlaşıldı ve de sektörde çalışan insanların mağduriyeti göz önüne alındığında acil bir şekilde harekete geçilmesine karar verildi.

♦ Biz müzik Meslek Birliği yöneticileri Bakanlık’tan kişi başına bin TL istemedik.

Düşündüğümüz projeleri farklı bir şekilde bütçelendirdik. Ama Bakanlık’tan böyle bir karar çıktı. 9 aydır çok zor durumda olan müzik sektörü için tatminkâr olmasa da böyle bir kaynak sağlanması toplantıya katılanlar tarafından kabul edildi.

♦ Hiçbir müzik ve sahne emekçisi bu ücretin sanatlarının ve emeklerinin karşılığı olduğu yanılgısına kapılmasın. Bu, Bakanlık’ın düşük bütçesinden kaynaklanan bir durum.

Ayrıca hepimizin sanatçılığı, kariyeri ve emeği paha biçilemeyecek kadar değerlidir. Bu destek bin TL değil de 10 bin TL olsaydı hepimiz kendimizi daha değerli mi hissedecektik?

♦ Benim ve diğer Meslek Birliği yöneticisi arkadaşlarımın sayıları 25 bine yaklaşan üyelerimiz için bu desteğe hayır demeleri söz konusu bile olamazdı.
Yarın öbür gün bir üyemiz “Sn. yönetici devletin bana vermek istediği bu desteği benim adıma nasıl kabul etmiyorsun” dese haklı olmaz mıydı?
Ayrıca şunu unutmayalım İstanbul’da bir stara çalan müzisyen ile Anadolu’da köy düğünlerinde sanatını icra eden bir müzisyen için bin TL aynı değeri ifade etmez.

Meslek Birlikleri birer sendika değil. Kullanıcılarla tarifeleri üzerinden bir pazarlık yapabilirler. Kullanıcılarla mahkemelik olabilirler. Lisanslarını iptal edebilirler ya da farklı hukuksal yollara başvurabilirler. Ama özellikle bu devlet tarafından yapılan bir yardımsa, destekse burada hukuksal bir sonuç alabilmek mümkün değil.

♦ Müzik Meslek Birlikleri yıllar sonra ilk kez Kültür Bakanlığı ile ortak bir projeye girdi.

Bu pandemi süreci de atlatılacak. Ama sektörün çıkmazları, müzisyenlerin sıkıntıları ne olacak? Müzisyenlerin sadece TC kimlik numaraları var desem abartmamış olurum. Birçoğu ne meslek birliğine, ne sendikaya, ne derneğe üye.

Sağlık sigortası sorunları var, emeklilik sorunları var, sosyal güvence sorunları var, yurtdışına çıkışlarda vize sorunları var. Niyetimiz bu salgından sonra bu konularda da adımlar atmak. Ama gerçekten de iyi niyetle çabalayan, sektöre para aktarabilmek için gecesini gündüzüne katan, en azından bu zor dönemde kutuplaşmayı bırakıp çare üretmeye çalışan insanların işi çok zor. Zira bu sanal arenadaki korkak matadorlar bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı çok seviyorlar. Bilgilendirme yapıyoruz okumuyorlar videolar çekiyoruz izlemiyorlar sadece konuşuyorlar. Sadece…