İstanbul’da okulda hayatını kaybeden 12 yaşındaki Samet’in ölmeden önce 14 yaşındaki M.N.O tarafından darbedildiği ortaya çıktı. Çocuk tutuklandı. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Öner, “Çocuğun eşyaları kayboluyorsa, eve üstü başı yırtık geliyorsa ‘okulda ne oluyor’ sorusu akla getirilmeli” dedi.

Zorbalığa sıfır tolerans olmalı
12 yaşındaki Samet Gül, 19 Eylül Pazartesi yaşamını yitirdi.

Dilara ŞİMŞEK

İstanbul Küçükçekmece’de bir okulda fenalaşıp hayatını kaybeden 12 yaşındaki Samet Gül’ün 14 yaşındaki başka bir öğrenci tarafından darbedildiği ortaya çıktı. Samet ile olaydan 15 dakika önce kavga ettiği belirlenen M.N.O. tutuklandı.

Olay, geçen pazartesi Küçükçekmece Halkalı’daki ortaokulda yaşandı. İddialara göre, öğle tatili sırasında bahçede duran ortaokul 2’nci sınıf öğrencisi Samet Gül, birden fenalaşarak yere yığıldı. Öğrenciler ile öğretmenler ilk müdahaleyi yapıp, sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, 12 yaşındaki Samet’i ilk müdahalenin ardından özel bir hastaneye kaldırdı. Çocuk yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

Olayın ardından Samet Gül’ün annesi Sevdet Gül, oğlunun ölümünde ihmal olduğunu, olaydan önce bir grupla kavga ettiğini öne sürerek polise gidip şikâyetçi oldu. Sevdet Gül’ün şikâyeti üzerine konuyla ilgili inceleme başlatıldı. Yapılan çalışmalarda Samet Gül’ün olaydan 15 dakika önce 8’inci Sınıf öğrencisi M.N.O. ile kavga ettiklerini, M.N.O.’nun Samet Gül’e vurduğunu belirledi. Gözaltına alınan M.N.O., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Yaşanan bu olay akran zorbalığı tehlikesini bir kez daha akıllara getirdi. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Özgür Öner, akran zorbalığının en yoğun yaşandığı okullarda şiddete ve zorbalığa sıfır tolerans uygulanması gerektiğini vurguladı. Öğretmenlerin, okuldaki yetişkinlerin ve öğrencilerin zorbalığa karşı bilinçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Öner, “Zorbalık gördükleri zaman, bir çocuğun diğer bir çocuk tarafından zorlandığı görüldüğü zaman herkesin buna müdahale etmesi ve bunu bildirmesi gerektiğini bilmesi lazım” dedi.

Prof. Dr. Öner, ‘şakalaşıyorlar, böyle şeyler olur, çocuklar böyle büyür’ düşüncelerinin tehlikesine dikkat çekerek şöyle konuştu: “Zorbalığa uğrayan kişi genelde bir miktar daha çekingen, çok fazla sevilmeyen, sosyal becerisi zayıf birisi olabilir. O yüzden diğerleri tarafından ‘hak etti, o da böyle davranmasın’ gibi yorumlar olabiliyor. Bunların hiçbirine izin vermemek lazım. Şiddet ve zorbalığa sıfır tolerans olması lazım ve yetişkinler müdahale etmesi gerektiğini bilecek. Kimse görmezden gelmeyecek.”

Prof. Dr. Özgür Öner, Çocuk ve Ergen PsikiyatristiProf. Dr. Özgür Öner, Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

“Zorbalığa ses çıkarmaları için çocukları cesaretlendirmek gerekiyor” diyen Prof. Dr. Öner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zorbalığa karşı olan ama buna müdahale etmeyen bir grup var. Çocukları cesaretlendirmek gerekiyor. Müdahale etmeleri, söylemeleri, konuşmaları, birine haber vermeleri, görmezden gelmemeleri için cesaretlendirmek gerekiyor. Bunun normal bir hareket olmadığını, korkmamaları gerektiğini; korksalar bile korunacaklarına dair cesaretlendirmeleri gerekiyor.”

AİLELER UYANIK OLMALI

Prof. Dr. Öner, ailelere büyük görev düştüğünü hatırlattı: “Zorbalığa uğrayan çocuklar genelde bunu ailelerine söyleyemez. Dolayısıyla ailelerin uyanık olması gerekiyor. Eğer çocuk eve aç geliyorsa cebinde parası yoksa, eşyaları kayboluyorsa, üstü başı yırtık geliyorsa ve bunu açıklayamıyorsa akla ‘okulda ne oluyor?’ sorusu gelmeli. Okul idaresiyle ve öğretmenleriyle konuşmak gerekiyor. Okul yönetimi de çok önemli. Şiddeti özendiren veya bunun belli şartlarda kabul edilebilir olduğunu düşünen kişiler olmaması gerekiyor. Şiddetin reddedilmesi gerekiyor.”