Bireysel Emeklilik Sistemi’ni (BES) 45 yaşın altındaki çalışanlar için zorunlu hale getiren yasa, TBMM’den süratle geçti. 8 Ağustos’ta Meclis komisyonuna gelen tasarı, 9 Ağustos’ta komisyonda görüşüldü ve 10 Ağustos’ta da genel kurulda kabul edildi.

15 Temmuz Darbe Girişimi sonrasında alelacele yasalaştı, bir anlamda toplum darbe olayı ile meşgul iken zorunlu BES yasasını aradan çıkarttılar. Bir süre önce kabul edilen kiralık işçilik yasası da böyle oldu, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun istifa olayı gündemde iken köleci bir çalışma modeli getiren bu yasayı da kolayca Meclis’ten geçirdiler.

AKP, toplumu uyutup aldatmakta çok mahir bir parti. BES yasası ile ilgili olarak da çalışanların iki ay sonra yasadan vazgeçebileceği, sistemden çıkabileceği gibi bir izlenim yaratılıyor. Oysa yasa, çalışanın bireysel emeklilikle ilgili sözleşmeden iki ay sonra değil, iki ay içinde cayabileceğini hükme bağlıyor.

CHP İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya’nın danışmanı Dr. Oğuz Topak, bu konuda bir uyarı yaptı. Oğuz Topak diyor ki, “Çalışan, kendisine BES kesintisinin yapılacağının tebliğ edilmesinden itibaren iki ay içinde bu sözleşmeden cayabilir. Yani iki ay içinde sistemden çıkmak için başvurabilir. Eğer iki ay sonra bu işlemi yaparsa hak düşürücü bir durum olur ve çalışanın sistemden çıkma imkânı ortadan kalkar.”


Kuşkusuz medyada pek farkında olmadan yasa ile ilgili bu madde, “iki ay sonra” gibi algılandı. Dr. Topak, “Biz bu algıyı düzeltmeye çalıştık, basın organlarını uyardık ancak yine de devam ettiğini görünce AKP’nin ve yanı sıra büyük medya kuruluşlarının bir manipülasyon içinde olduğunu fark ettik” diye konuştu.

O nedenle bir kez daha açıkça belirtmek gerekir ki, yasanın yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2017’den sonra işverenin çalışana BES kesintisinin yapılacağını tebliğ ettiği tarihten itibaren iki ay içinde sistemden çıkma, yani cayma hakkının kullanılması lazım. Aksi halde zamanında başvurulmadığı için hak düşürücü bir durum söz konusu olur, sistemden çıkma imkânı kalmaz ve kesinti devam eder.

Zorunlu BES yasası, Anayasa’nın 60, 35 ve 48. maddelerine açıkça aykırı. Devlet, kamusal sosyal güvenliği sağlamakla görevlidir, hiçbir kimseyi özel bir sosyal güvenlik programına dahil olmaya zorlayamaz.

CHP de, yasa Cumhurbaşkanı’nca onaylanıp Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvuracak, yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunu öne sürerek iptal edilmesini isteyecek.

Aslında bu konuda sendikalara da büyük görev düşüyor. İşçi ve memur sendikalarının toplamı açısından bakıldığında bir milyonu işçi, bir buçuk milyonu da memur olmak üzere 2,5 milyonluk sendikalı bir kitle var.

Sendikalar üyelerine çağrı yaparak bu sistemi boykot etmeyi, sistemden çıkmayı, iki ay içinde sözleşmeden cayılmasını talep edebilirler. Meclis görüşmeleri sırasında hiç söz hakkı verilmeyen sendika temsilcileri, böylelikle bir güç gösterisinde bulunabilirler. Şimdiden sendikaların bu çalışmalara başlaması yerinde olur.

Çok haklı olan konularda bu tarz girişimlerde bulunamayan sendikalar, kıdem tazminatı hakkını da kaybederlerse kapılarına artık kilit vursunlar daha iyi. Bilindiği gibi kıdem tazminatının da bir fona devredilmesi ve bu fonun bireysel emeklilik sistemine dahil edilmesi düşünülüyor. BES şirketlerinin böyle bir talebi var. Son kale olan kıdem tazminatı da giderse, sendikalar başka neyi savunacak? Sendikalar görev başına!!!