1969 büyük öğretmen boykotu
TÖS’ün devrimci öğretmenleri, bu toplumun ve gelecek kuşakların gururla, iftiharla anacakları gericiliğe, faşizme ve diktatörlüğe karşı savaşmışlar ve 4 günlük şanlı boykotu gerçekleştirmişlerdir.

Tahsin Doğan - Öğretmen, Eğitimci
TÖS, 1969 öncesi birçok kez öğretmenlere ve demokratik eğitimin özüne yönelik saldırılara karşı siyasi iktidarı uyarıcı eylemler yaptı. Buna karşın siyasi iktidar, baskıları durdurmak yerine daha da artırdı. Boykot öncesi süreçte, öğretmenlere yönelik saldırılar, baskılar, sürgünler, ihraçlar ve cinayetler akıl almaz boyutlara ulaştı.
Kayseri’de 800 öğretmen hunharca yakılmak istendi. Kulu’nun Börtlüce köyü öğretmeni Hüseyin Ergün, üzerine katran dökülerek ve boynuna ip geçirilerek gece yarısı sokaklarda dövüldü ve günlerce komada kaldı. Ergani’de TÖS üyesi bir öğretmenin boynuna Sosyoloji kitabı takılarak, elleri arkaya bağlı öğrencilerinin gözleri önünde sokaklarda dolaştırıldı. Demirci’de bir öğretmen sokak ortasında bıçaklanarak ağır yaralandı. Horasan’da cami hocası ve yerel politikacıların kışkırtması ile cemaat, hükümet konağını çevirerek “kelle isteriz.” çığlıkları attılar. Benzeri olaylar diğer illerimizde de yoğun olarak yaşandı.
TÖS’ün yayınları incelendiğinde öğretmenlerin kendi ekonomik ve sosyal haklarının yanı sıra, eğitim sisteminin iyileştirilmesi, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletini ve tam bağımsız bir Türkiye’yi öncelikle savunduğu görülmektedir.
TÖS bu saldırıların artması üzerine hükümeti uyarmak için Türkiye genelinde farklı eylemler ve 15 Şubat 1969 da Ankara da Türkiye’nin her tarafından öğretmenlerin katılımı ile büyük bir “uyarma yürüyüşü” yaptı. Yapılan uyarıcı eylemlere karşın Hükümet tüm ekonomik ve sosyal baskılarını inatla sürdürdü.
Tüm uyarılara karşın baskı politikalarını sürdüren siyasi iktidara karşı TÖS baskılara, şiddete, sürgünlere, hukuksuzluğa tepki olarak, 4 günlük uyarı boykotu kararı aldı. Ardından İLKSEN de aldığı bir kararla boykota katıldı.
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) Genel Merkezi, 10 Aralık 1969 tarihli “Bütün Öğretmenler Boykota!..” bildirisinde şöyle diyor:
“Türkiye eğitiminin ve öğretmenlerinin içinde bulunduğu bunalım dayanılmaz dereceye gelmiştir. Yabancı etkiler altında, sırtı halka dönük, eşitlikten uzak, tüketici, kalitesiz eğitim yıllardır, çocuklarımızı, halkımızı ve öğretmenlerimizi bıktırmıştır. Bugüne kadar yapılan her uyarıyı ve düzeltici her uygulamayı, türlü çeşitli iftira ve bühtanlarla boğan iç ve dış çıkarcılar, bu bakımsız ve perişan devlet eğitimini halkın çocuklarına bırakıp, kendi öz çocukları için özel okullar açmışlar ve açtırmışlardır. Yöneticilerimiz, kendi öz çocuklarını çoğunlukla dış ülkelerde okutmakta, oradan diploma aldırmaktadırlar.”
Boykot sürecinde, devlet TRT üzerinden tek yanlı yayın yaparak öğretmene karşı halkı sürekli kışkırttı. Başbakan ve bakanlar hâkim ve savcılara talimatlar yağdırdı. Hukuki dayanağı olmayan yalan ve iftiralar attılar. Devletin kolluk güçlerini öğretmene karşı saldırtmaya kalkıştılar. “Öğretmenlerin yasaları çiğnediği, dış güçlerden destek aldığı, devlete karşı isyan ettiği” gibi günümüzde de sıkça uyguladıkları yöntemlerle saldırılarını sürdürdüler.
Tüm karşı çabalara karşın halkla bütünleşen ve onların desteğini alan öğretmenler bu boykottan başarılı ve halkla olan dayanışmasını daha da güçlendirerek çıktı.
Tarihsel bir başarı olarak görülen öğretmenlerin yürüttüğü bu eylem, diğer kamu çalışanlarının mücadele ve hak arama azmini de güçlendirdi.
Basın yayın çalışanları eğitim sorunlarını kavramaya ve çözüm önerileri üretmeye başladı. Eğitim sorunlarının daha yoğun tartışıldığı ve buna yönelik haberlerin, panel ve açık oturum türü etkinliklerin artmaya başladığı bir sürece girildi.
TÖS Genel Başkanı Fakir Baykurt 18.12.1969’daki açıklamasında, “Eylemimiz en yalın anlatımla, bir uyarma boykotudur. 125 000 öğretmen boykotumuza katılarak bu uyarmayı yapmıştır. Siyasi iktidar boykotun anlamını kavramayı başaramamıştır.”
“Cuma sabahı bütün okullarda derse giriyoruz. Çok yerde öğretmenlerimiz boykotun sürdürülmesini istiyorlar. Kendilerini haklı buluyoruz. Ancak demokratik bir uyarma hareketini, daha önce açıkladığımız ölçüler içinde bitirmek ilkemizdir. Bütün öğretmenlerden sendikal disiplin istiyoruz. Bütün arkadaşlarımızı yarın derslere katılmaya ricalarımızla çağırıyoruz.”
Ayrıca Boykot Merkez Komitesi boykotun bittiği gün 19.12.1969’da, “4 günlük uyarma boykotumuz, Anayasa çerçevesi içinde demokratik bir anlatım biçimi olarak başlamış ve son bulmuştur” açıklamasını yapmıştır.
TÖS yaklaşık 89 bin üyesi olmasına karşın, Türkiye’deki öğretmenlerin %74’ünü yani üyesi olmayan 36 bin öğretmeni de boykota katarak, toplam 169 bin öğretmenden 125 bininin boykota katılmasını sağlayarak dünyada bugüne kadar örneği görülmeyen bir başarıya imza atmıştır.
Daha sonraları demokrasi havarisi kesilen Başbakan S. Demirel, o günlerde Abdi İpekçi ile yaptığı görüşmede boykotla ilgili, “Gayrimeşru kanunsuz grevdir. Ve bu hareket, başka kaynaklardan tertip olarak itilmiştir orta yere. Bunları tanzim edenler öğretmene bir fayda sağlama niyetinde değiller. Bunun arkasında başka şeyler var. Bu kavga başka kavgadır.”
Abdi İpekçi Soruyor: Bu söylediklerinize siz inanıyor musunuz?
Demirel büyük bir pişkinlikle, “inanmasam söyler miyim” diyor.
Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde Hıfzı Veldet Velidedeoğlu şöyle diyordu:
“Öğretmenlerin, uzun süredir uğraştıkları halde kendilerine verilmemiş olan haklarını almak için pasif direnmeye geçmesi gerçek hukuk kurallarıyla bağdaşmazlık halinde olamaz… Bu davanın ortaçağ metotlarıyla değil, Anayasamızın sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, adalet ve şefkatle çözülmesi gerekir.” (21.12.1969, Cumhuriyet)
Cumhuriyet’in başyazarı Nadir Nadi de şöyle diyordu: “Tarihimizde ilk defa görülen bu ölçüde bir direniş, yıllardır sosyal yapımızı için için kemiren büyük bunalımın nihayet öğretmenler topluluğunda gün ışığına vuran bir yansımasıdır… Bozuk düzenin sürüp gitmesinde çıkarı olan tutucu çevreler uygulamayı tasarladıkları baskı politikasını, ilk zamanlar sinsi sinsi, sonraları ise açıkça öğretmenlerimiz üzerinde uygulamaya yeltenmişlerdir. “(16.12.1969, Cumhuriyet)
Akşam gazetesinin baş makalesinde ise:
“Bu konuda öğretmenlere sonuna kadar hak veriyoruz… Türkiye dışında, demokrasi denemeyecek ülkelerde dahi, öğretmenlerin boykottan öte grev hakları vardır.” (16.12.69, Akşam)
Boykota halk ve velilerden büyük destek gelmiştir. Birçok yerde veliler o gün çocuklarını okula göndermemiş, öğretmenlerin yanında yer almışlardır. İşte Mesudiye’nin Beri köyü muhtarından gelen örnek bir telgraf;
“Anayasamızın 50. Maddesindeki hakların emekçi halkımıza da sağlanması için giriştiğiniz eylemde sizlerle beraberiz. Başarılar. Saygılar. BERİ köyü halkı adına Mehmet Karakaya.”
Birçok köy muhtarından benzeri telgraflar alınmıştır. Yüzlerce sendika, dernek, birlik, kooperatif ve demokratik kitle örgütü boykotu desteklemiş, üyelerine o gün çocuklarınızı okula göndermeyin talimatı vermiştir.
Çoğu hâkim boykota yönelik açılan davalarda öğretmeni haklı görmüş ve kararlarını da bu doğrultuda vermiştir. Nevşehir Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi (Erol Arıca) “Grev suçunun unsuru yoktur. 657 SK.un 27 maddesi boykot için uygulanamaz.” diye ilk kararlardan birini vermiştir.
Türk Hukuk Kurumu 15.12.1969 tarihinde yayınladığı 8 maddelik hukuki gerekçelerle destekleyen bir bildiri ile uyarı boykotunu haklı görmüştür.
Siyasal Bilgiler Fakültesi 15.12.1969 günlü toplantısında boykotu, “boykot kararındaki gerekçelerle” desteklediğini kamuoyuna duyurma kararı almıştır.
Hacettepe Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesinin 42 öğretim üyesi boykotu desteklemek için bir gün derse girmediler.
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesinden birçok öğretim üyesi bir bildiri yayınlayarak boykota desteklerini açıkladılar.
Bu süreçte “Boykot Komitesi” açıklamalar yaparak kamuoyunu bilgilendirmiştir. “Şu anda bütün Türkiye’de dikkatler öğretmen sorunları üzerinde toplanmıştır. 10 Aralık’ta kamuoyuna açıklanan isteklerimiz, halk yığınlarının bilincine de nakşolunmuştur. Bu istekler kısa bir süre sonra, karşı konması imkânsız kitlesel istekler olarak, daha önemli ölçü ve biçimlerde tekrar tekrar ortaya çıkacaktır.” (Boykot Kom. Fakir Baykurt-Kenan Keleş 19.12.1969)
TÖS’ün devrimci öğretmenleri, bu toplumun ve gelecek kuşakların gururla, iftiharla anacakları gericiliğe, faşizme ve diktatörlüğe karşı savaşmışlar ve 4 günlük şanlı boykotu gerçekleştirmişlerdir. O direnişi gerçekleştirenleri, öğretmen örgütlülüğüne bu gururu yaşatanları kutluyor, saygı ve minnetle anıyoruz.