7’den 70’e kriz yurttaşın yakasında
Ekonomik krizle boğuşan Türkiye’de artan enflasyon, yükselen gıda fiyatları ve işsizlik, toplumun geniş kesimlerini geçim sıkıntısına soktu. Özellikle dar gelirliler, öğrenciler ve emekliler zor günler yaşıyor.

Berfin BAYSAN
2024 yılı itibarıyla Türkiye’de enflasyon oranları hâlâ yüksek seviyelerde. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), kasım ayı enflasyonunu yıllık bazda yüzde 47,09 olarak açıklarken, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre bu oran yüzde 86,76. AKP iktidarı, kamuoyundaki bu çarpıcı oranlara rağmen, milyonları açlığa ve sefalete mahkûm eden asgari ücret zammını tercih etti.
Artan gıda fiyatları ve temel ihtiyaçların pahalılığı yurttaşların günlük yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Asgari ücretle geçinmeye çalışan aileler için hayat dayanılmaz hâl aldı.
Ev kiralarının ve faturaların artışıyla birlikte, yaşam pahalılığı özellikle öğrenci ve emekliler üzerinde ağır yük oluşturdu. Ailelerinin sınırlı olanaklarıyla ayakta durmaya çalışan öğrenciler ve açlık sınırının dahi altında ücretlerle geçinmeye çalışan emekliler, geleceğe dair umutlarını giderek yitiriyor.
Ege Üniversitesi öğrencisi Elif Solmaz, geçim sıkıntısından yakınıyor: “Kirada kalıyorum, staj yapıyorum, okula gidiyorum ve bu süreçte hayatta kalmaya çalışmak çok zor. Markete bütçe ayırmak okumaktan, staj yapmaktan daha zor. Kış geldi ama bugüne kadar üstüme ne mont alabildim ne de kaban. Bot almak zorunda kaldım, bunun için bile birçok şeyden kısmak zorunda kaldım.”
TEK ÖĞÜN BESLENİYORUZ
Bir diğer Ege Üniversitesi öğrencisi Zeynep Topçu da, şartların her yıl daha da kötüleştiğini belirtiyor: “Her yıl olduğu gibi bu yıl da geçinemiyoruz. Öğrenci olduğumuz için alım gücümüz çok düşük. Tek öğün beslenmeye alıştık ama buna rağmen günlük 300-400 lira harcamak zorundayız. Yiyecek ve içecek fiyatları iki katına çıktı, ancak cebimize giren harçlık aynı. Ailemizi daha fazla zorlamamak için ses çıkarmıyoruz ama yetmiyor. Ne yazık ki geleceğe dair umutlu değilim.”
SÜREKLİ BORÇLANIYORUZ
16 yıldır emekli olan Yüksek Keleş, geçim mücadelesini şu sözlerle anlattı: “Bu dönemde geçinmek çok zor. Yeterli beslenemiyoruz, özellikle peynir ve yağ gibi temel gıdaları alamıyoruz. İki kişi bir evde 18 bin lira ile geçinemiyoruz. Maaşımız daha elimize geçmeden faturalar ve kirayla eriyor. Kredi kartıyla idare etmeye çalışıyoruz ama bu da sürekli faizle borçlanmamıza neden oluyor. Çarşıya pazara indiğimizde değil file doldurmak birkaç sebze ya da meyveyi bile taneyle alıyoruz. Sadece aç kalmamak için yaşıyoruz, bu durumda dengeli ya da sağlıklı beslenmek zaten mümkün değil. 64 yaşındayım ve gün sonunda sadece nasıl karnımı doyurabileceğimi düşünüyorum. 16 yıldır emekliyim ama böyle bir tedirginliği hiç yaşamamıştım.”
HAYATTA KALMAK MUCİZE
Asgari ücretle geçinmeye çalışan Ahmet Sarıkaya ise açıklanan zammın gerçekte hiçbir sorunu çözmediğini vurguladı: “Sözde bir zam açıkladılar ama emekçiye sefaleti reva görüyorlar. Benim gibi asgari ücretle kirada yaşayan milyonlar var. 22 bin lirayla kiramızı mı ödeyeceğiz yoksa hayatta kalmak için mücadele mi vereceğiz? Kiram 18 bin lira, geriye kalan parayla nasıl geçineceğim? Elektrik, su, doğal gaz faturalarını mı ödeyeyim, mutfak alışverişi mi yapayım, yoksa çocuğumun okul masraflarını mı karşılayayım? Bir ay boyunca sadece hayatta kalabilmek için borçlanıyoruz. Asgari ücretle geçinmek değil, hayatta kalmak bile bir mucize.”