90’lı yıllara farklı bakış
Nurettin ÖZTATAR
90’lı yıllarda milletvekilliği ve SHP-DYP hükümetlerinde bakanlık yapmış olan Ziya Halis, anılarını Ütopya Yayınevi'nden çıkan “Anılarla Mücadele Dolu Yıllarım” adlı kitapta topladı.
Özellikle siyasetin merkezinde olan kişilerin anılarını yazması, kendi dönemlerinin anlaşılmasına önemli katkılar sunabilir; genelde egemen siyaset tarafından bir sisin arkasına gizlenmeye çalışılan gerçeklerin görülebilmesini sağlar. Türkiye’de bu sisin hâlâ kaldırılamadığı dönemlerden biri 90’lı yıllardır. 12 Eylül darbesinin ardından yerleştirilmeye çalışılan yeni sistemin siyasi hazırlıklarının yapıldığı son dönem olarak nitelendirebiliriz bu dönemi. Nitekim arada yaklaşık 10 yıllık bir süre olsa da AKP, bu dönemde yapılanların-yapılamayanların sonucu olarak ortaya çıktı.
1990’la birlikte 10 yıl devam eden ve uygulayıcıların “1000 operasyon yaptık” dedikleri dönemde “faili meçhul” cinayetler işlenmeye başladı. Kimi zaman devlet görevlileri kimi zaman da devlet destekli Hizbullah gibi cinayet şebekeleri bu süreçte yüzlerce siyasetçiyi, gazeteciyi, bilim insanını, iş insanını öldürdü.
Bu dönemde Muammer Aksoy’dan Turan Dursun’a, Vedat Aydın’dan Musa Anter’e, Uğur Mumcu’dan Savaş Buldan’a, Hasan Ocak’tan Metin Göktepe’ye, Ahmet Taner Kışlalı’ya çok sayıda siyasi cinayet işlendi. Sivas Katliamı, Gazi Mahallesi olayları ve katliamı, Newroz kutlamalarına yönelik saldırılar, DEP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması ve vekillerin yaka paça tutuklanması, siyasi partilerin ve gazetelerin merkezlerinin bombalanması gibi Türkiye siyasi tarihine geçen olaylar da bu dönemde yaşandı.
Ziya Halis, kitapta çocukluğundan bakanlığına ve siyasi parti başkanlığına kadar yaşamının tüm uğraklarını, siyasi yönleriyle birlikte, olabildiğince açık bir biçimde anlatıyor.
Şehircilikten Sorumlu Devlet Bakanı iken yaptıkları-yapamadıkları-yaptırılmayanlar; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu dönemde hükümetle ve sendikalarla yaşadığı sorunlar, İçişleri Bakanlığı raporunda “sakıncalı işadamı” listesinde adının bulunması ve sonrasında kendisine yönelik suikast planlarının ortaya çıkmasına ilişkin gelişmeler de kitapta yer alıyor. Aldığı tehditlere rağmen dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar tarafından yakın koruması geri çekilmiş bir Bakan’ın bu açıdan da dikkate değer. Bu dönemde listede yer alan isimlerin pek çoğunun öldürüldüğünü de hatırlatıyor Halis.
Benzer tehditler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde de Başbakan Tansu Çiller tarafından kendisine savrulmuş. 1995’teki Şeker Grevi döneminde Bakan olan Halis, grevin ertelenmesine ilişkin kararnameyi imzalamadığı için baskı altına alınmaya çalışılmış bizzat Başbakan tarafından. “Bu yaptığını 60 milyona anlatacağım. 60 milyonu yakana yapıştıracağım, kapının önüne yığdıracağım onları. Bunların hesabını senden soracağım” diyen Çiller’in tehdidine rağmen kararnameyi imzalamadığını öğreniyoruz kitapta. Halis’in yanıtı “Kimse bana grev erteletemez” oluyor.
Kitap, yakın tarihimizin bütün olaylarının farklı bir gözle değerlendirilebilmesine de olanak sağlıyor. Yaşananların belgelere dayalı olarak anlatıldığı kitap, henüz tam anlamıyla hesaplaşılamamış bir dönemin tarihini gözler önüne seriyor. Kitapta bulunan “Adlar Dizini” de bir dönemin aktörlerini hatırlatıyor okuyucuya.