Google Play Store
App Store

ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, geçen hafta Çin’e yönelik ticaret savaşını bitirecek anlaşmada son aşamaya gelindiğini söylemiş, görüşmelerle ilgili olumlu sinyaller vermişti. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, haftayı, Çin’e uygulanan gümrük vergilerini artırma tehdidiyle kapattı. Trump, Twitter’dan yaptığı açıklamada, görüşmelerin yavaş ilerlediğini ve Çin’in anlaşmayı yeniden görüşmek niyetinde olduğunu söyledi. Hafta içi, Trump’ın bu görüşmelerin […]

ABD’nin Çin endişesi

ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, geçen hafta Çin’e yönelik ticaret savaşını bitirecek anlaşmada son aşamaya gelindiğini söylemiş, görüşmelerle ilgili olumlu sinyaller vermişti.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, haftayı, Çin’e uygulanan gümrük vergilerini artırma tehdidiyle kapattı.

Trump, Twitter’dan yaptığı açıklamada, görüşmelerin yavaş ilerlediğini ve Çin’in anlaşmayı yeniden görüşmek niyetinde olduğunu söyledi. Hafta içi, Trump’ın bu görüşmelerin sonucunda, taleplerinden taviz vereceğini yazan ABD basını, Trump’ın gümrük vergisi tehdidinin de Çin’i anlaşmaya zorlama aracı olarak yorumluyor.

Çinli yetkililerin bu hafta içi de 100 kişilik bir heyetle Washington’da görüşmeleri devam ettirmesi bekleniyordu. ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer, Çin mallarına uygulanan verginin Cuma günü itibarıyla yükseltileceğini, Çinli yetkililerle görüşmelerin perşembe günü Washington’da devam edeceğini söyledi. Hazine Bakanı Mnuchin ise görüşmelerin ABD’nin istediği gibi gitmesi halinde, vergi artışının yeniden değerlendirileceğini söyleyerek açık kapı da bıraktı.

ABD’li şirketler için Çin’deki fırsatları artırmak isteyen Trump yönetiminin gündeminde, ticaret açığını kapatmanın yanı sıra, Çin’in ABD’den çaldığı iddia edilen entelektüel ürünler bulunuyor. Yönetim, Çin pazarına girmek isteyen ABD’li firmalardan teknoloji detaylarının talep edilmemesini istiyor.

Fakat mesele, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’nin de dediği üzere, Çin’i ticaret politikası üzerinde ‘yapısal değişikliklere zorlamak. New York Times’a göre, Donald Trump’ın tehdidinin nedeni “kötü bir anlaşmaya” razı gelmek konusundaki isteksizliği. ABD’li Marksist James Petras’a göre ise ABD’nin, Çin’le oturduğu masada eli zayıf. Petras, Mart ayında kaleme aldığı yazısında, ABD’nin Çin’le görüşmelerinin amacının Çin’in ekonomisini geriletmek ve küresel üstünlüğünü sürdürmek olduğunu ifade ediyor.

Petras, ABD’nin tek taraflı bir taviz istediğini belirtiyor: “Pekin, Washington’dan ithalatını artırmayı ve Çin’in ABD teknolojisini kullanmasına dair kontrolleri sıkılaştırmayı kabul etti, fakat ABD hiçbir imtiyaz önermedi. Bunun yerine Washington, Çin’in yapay zeka, son teknoloji ve iletişim inovasyonlarını finanse etmedeki rolünü sonlandırmasını istedi. Diğer bir deyişle, Çin’in Beyaz Saray’ın ithalatını düşürecek sert gümrük vergilerinden korunmak için yapısal avantajlarından vazgeçmesi beklendi. Ortada bir mütekabiliyet yoktu.”

Petras’a göre de Trump’ın gümrük vergilerinin Çin’den çok ABD’ye zararı dokunuyor: “Trump rejiminin Çin’e tehditleri, Çin pazarına bel bağlayan ABD’li çiftçiler, Çin ürünleri ithal eden perakende sektörü ve Çin’de üretilen ürünlere daha fazla para verecek olan tüketiciye olumsuz etkileri olacak. Öte yandan Çin; Asya, Afrika, Rusya, Latin Amerika ve başka yerlerdeki alternatif pazarlarla bağlarını derinleştirecek.”

Trump’ın Çin’e karşı tehdidi görüşmelerde eli kuvvetlendirebilecek bir hamle olarak görülerek hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi kesimlerden destek buldu. Ancak, vergilerin kaldırılması gerektiğine dair görüş Cumhuriyetçi Parti içinde de dile getiriliyor.

Sağcı Heritage Foundation’ın geçen ay yayınladığı raporda, “Artan ticaret maliyeti, ABD ekonomisi üstünde olumsuz etkisi var” deniliyor. ABD ekonomisinin gücü ve büyüklüğüne bağlı olarak bu bedellerin genellikle çoğu Amerikalı tarafından fark edilmediğini söylediği raporda, “Amerikalılar ithal mala daha yüksek bedel ödüyor. Bu gümrük vergilerini muhafaza etmek ya da yükseltmenin kalıcı etkileri olur. Çin’le yapılacak herhangi bir anlaşmada vergileri kaldırmak öncelik olmalı” ifadeleri kullanılıyor.

Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer, yaptığı açıklamada, ABD’nin bir anlaşma imzalansa bile, Çin’in anlaşmaya sadık kalması için yıllarca Çin üzerindeki vergi tehdidini sürdürmesi gerektiğini söylemişti. Tony Norfield, Monthly Review internet sitesinin yer verdiği yazısında, ABD’nin Çin karşıtı politik fikrinin iki temele dayandığını ifade ediyor. Bunlardan biri uzun zamandır beyaz işçi sınıfında var olan ırkçı ve korumacı duygu, ikincisi, daha yeni, ABD’li egemen elitlerin Çin’in ekonomik başarısından kaynaklanan endişeleri. Norfield’e göre, Trump kuşkusuz ki ticaret görüşmelerinde zafer ilan edecek, ama ABD kendi egemenliğine karşı büyüyen tehditten endişe duymaya devam edecek.”