Google Play Store
App Store

ABD seçimlerini Cumhuriyetçiler kazandı. Trump Başkan seçildi, Yasamanın güçlü üst kanadı Senato’da çoğunluk Cumhuriyetçilere geçti; aynı sonucun alt kanat Temsiler Meclisinde de alınacağına kesin gözüyle bakılıyor.

ABD, dünya düzeninin önde gelen ülkesi olarak, 1945’ten buyana hemen her konuda tek belirleyici olarak Türkiye’dedir.  Bu nedenle ülkemizi ve dünyayı doğrudan etkileyecek olan bu seçim sonucunun olabildiğince doğru anlaşılması gerekiyor.

TANIDIK TRUMP!

Trump’ın seçimi kazanmasının nedenlerine geçmeden önce  “seçilmemesi için” açıkça çalışan ABD’nin en saygın gazetesi New York Times’in-NYT 2 Kasım tarihli başyazısıyla yaptığı “tarihsel”  çağrıya bakmak gerekiyor.

NYT “Trump Dönemini Sona Erdirmek İçin Oy Verin” derken bakın onu nasıl tanıtıyor?

“Donald Trump’ı bilirsiniz. O yönetmeye uygun değil. Onu gözle. Onu en iyi bilenleri dinle. O bir seçimi (2020) değiştirmeye uğraştı ve demokrasiye bir tehdittir. Çok olumsuz sonuçlar veren bir tutumla kürtaj özgürlüğü karşıtlarına yardım etti.

Trump’ın yolsuzluk ve yasa tanımazlığı seçimlerle sınırlı değildir, onun karakteridir. O, sınırsız yalan söyler. Eğer seçilirse partisi onu dizginleyemez. Trump yönetim gücünü karşıtları için kullanacak. O acımasız bir göçmenleri sürgün politikası izleyecek. O, yoksullar, orta sınıf ve işverenler üzerinde baskı kuracak. Yeni Trump dönemi iklime zarar verecek, diğer ülkelerle işbirliklerini parçalayacak ve otokratları güçlendirecek. Amerikalılar daha fazlasını istemeli, oy ver!”

ABD seçmeninin büyük çoğunluğu hepimize çok tanıdık gelen bu güçlü çağrıya uymadı;  önceki başkanlık döneminde Beyaz Saray Personel Müdürü’nün yeni yayınlanan anılarında  “Hitler hayranı,  faşist” olmakla suçladığı Trump’ı seçti.

NEDEN KAZANDI?

Trump’ın seçilmesinin nedenleri tek bir başlık, ekonomi başlığı, altında toplanabilir.

ABD’de sokaktaki yurttaş için dolar çok değerlidir: Kişinin özellikle geliri ve gelirinden ödediği vergi konusunda duyarlılığı çok fazladır. Trump, ABD’nin “vergi verenlerinin parasını” Biden ve onun yardımcısı Harris gibi, uluslararası ilişkilerde harcamayacağını, Ukrayna, NATO, Afganistan ve Suriye örneklerinden  giderek ustalıkla işledi.

Trump ülkeye gelecek göçmenleri ve sığınmacıları ya tamamıyla “suçlu” ya da kesinkes suç “işleyecek” insanlar olarak gördü; “geri gönderileceklerini” belirtti. Verebilecekleri diğer zararlara ek olarak,  daha özelde, onların gelmesi sonucu  “işçi ücretlerinin azalacağını” ve buradan ABD halkının yoksullaşacağını çok gerçekçi ve vurucu bir biçimde dile getirdi. Trump’ın vergi-harcama yaklaşımı; yerli üretimi dış rekabetten koruyacağı sözü,  özellikle de göçmen karşıtlığı geleneksel olarak Demokratları destekleyen emekçi ve üretici sınıfları Trump’ı destekler duruma getirdi.

Trump’ın kazanmasını sağlayan önemli ve belirleyici bir noktanın daha altı çizilmelidir. Trump “Amerika’yı yeniden büyük yapalım” derken yanında seçmene açıkça para dağıtan Elon Musk ve onunla  simgeleşen ileri teknolojinin “çok büyük sermayesi” vardı. O sermaye, özellikle Çin’in ileri teknolojide ABD’yi geride bırakması olasılığından, derler ya, “ölümüne” korkuyor. Yapay Zeka alanındaki girişimcilikleri ile çok para kazanmakta olan bu üstün zekâlı ya da dâhi kesimin beklentileri o ki,  her olanağı kullanarak destekledikleri Trump ve bu konunun da yılmaz savunusu olan yardımcısı ile ABD araştırma ve geliştirmeye daha çok para ayıracak ve büyük teknoloji yarışında Çin’in öne geçmesine olanak verilmeyecek. Nitekim Trump seçilir seçilmez bu kesimin borsa kazançlarını “katlaması” ABD kapitalizminin geleceğinin ipuçlarını veriyor.

İki silahlı saldırıdan kendisini “Tanrı’nın koruduğunu” öne süren Trump’ın, “gücünü karşıtlarını cezalandırmak için kullanmasından” ABD halkını ve dünyayı kim koruyacak?

Bu sorunun yanıtını vermek hiç de kolay değil. Ancak, ABD halkını koruyacak sağlam bir anayasal yapı ve onun oluşturduğu kurumlar var. Dahası, seçimi kaybeden Demokratların adayı Harris yenilgisini kabul konuşmasında, seçim çalışmalarında “halktan aldığı demokrasi savaşının yakıtı” ile yola güçlü bir biçimde devam edeceğinin altını çizdi.

Ancak, dünyada ya da küresel denizlerdeki uluslararası düzenin  kurumları çok eski  ve çoğu etkisiz ve  işlevsiz; ek olarak her tarafta Trump türü  otokratlar at koşturuyor. Onlar büyük bir coşku ile Trump’ı kutlarken, Rusya Devlet Başkanı Putin, ilk kutlama yarışına katılmıyor; yeni bir “dünya düzeninin” kurulacağını vurguluyor.

Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl olabileceğini bir başka yazıya bırakarak belirtelim ki, ABD halkı Trump ile başının çaresine bakar. Ancak Türkiye ve diğer ülkeler için Trump ile yaşam hiç de kolay geçmeyecektir.

***

Bugün 10 Kasım ulusun her gün biraz daha fazla aradığı Kurtarıcı ve Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümünün 86. Yılı; çok büyük bir özlemle anıyoruz.