Açık Radyo neden açık kalmalı?
’95’te “Haysiyetli işler yapmak lazım” diyerek yola çıkan ve her sabah, kâinata merhaba diyerek yayına başlayan Açık Radyo, kendi ifadesiyle “sosyal hareket yaratmak ve normu değiştirmek için gerekli farkındalığa katkı” için (şimdilik) yayınlarına devam ediyor.

Rauf Kösemen - Tasarımcı, Açık Radyo Programcısı
Açık Radyo’ya RTÜK tarafından önce 5 programlık bir yayın durdurma cezası verildi. Ardından bu karara uyulmadığı gerekçesiyle lisans iptali kararı alındı. Aslında söz konusu olan karara uyulmaması değil, elektronik ortamda iletilen tebliğin bazı teknik aksamalar nedeniyle kuruma ulaşmamış olmasıydı. Lisans iptali bir yayın kuruluşuna verilebilecek en ağır ceza. Çünkü bu cezayı alan bir yayıncı artık yayın yapamıyor.
Karara hukuki yollardan itiraz edildi, teknik gerekçeler açıklandı ve neyse ki yürütme durdurulabildi. Mahkeme tarafından geri dönüşü mümkün olmayan bir zarar oluşturabileceği gerekçesiyle verilen bu yürütmeyi durdurma kararı, radyomuza biraz nefes aldırabildiği gibi bize de konunun farklı yönlerini kamuoyuna taşımak ve tartışmak için zaman sağladı.
AÇIK RADYO ORTAKLAŞMACIDIR
Açık Radyo, 13 Kasım 1995’te kuruldu. ’90’ların başından itibaren şekillenen, ortalarından itibaren kurumlaşan ortaklaşmacı, dayanışmacı entelektüel rüzgârın bir parçası olarak ortaya çıktı. 62 ortağın öncülüğü ve onları çevreleyen bir o kadar insanın içerikler ürettiği bir radyo olarak yayın hayatına atıldı. Profesyonel çalışanları dışında tüm programcıları gönüllülerden oluşuyordu. Bu hâlâ da böyledir ve 29 yılda değişen sadece bu programcıların sayısında ve ürettikleri programların nitelik ve çeşitliliklerindeki artış oldu.
Açık Radyo’da, herhangi bir yayın kuruluşunda olağan olduğu üzere, hangi konuda program yapılacağına, kimin yapacağına ya da ne kadar süre ile yayımlanacağına dair kararlar yukarıdan aşağıya verilmez. Yayın yöneticileri, danışmanlar, kurullar ve editörler yapımcı ve programcılara konu ya da içerik ısmarlamaz. İstisnalar o kadar nadirdir ki, sadece istisna kelimesini cümle içinde kullanmak için iyi bir vesile olabilir.
Açık Radyo’da dakika işgal etmek isteyen biri, yapmayı önerdiği programının konusunu, kaç bölüm boyunca sürdürebileceğini, üretebileceği içeriğin derinliğini gösteren bir dosyayı radyoya sunar. Karar vericiler, radyonun yayın kurulundan, fiilî danışman olarak çalışan radyo çevresindeki uzmanlardan, benzer ya da komşu içerikte yayın yapan programcılardan görüş alır, tartışır, öneriler sunar. Programcı adayını sohbete davet eder, dinler, tartışır ve bazen de onunla birlikte, önceden kimsenin aklında olmayan yeni bir program içeriği kurgular.
AÇIK RADYO DAYANIŞMACIDIR
Açık Radyo’ya dayanışmacı demek eksik kalır. Birlikte üretebilmenin, sırt sırta, omuz omuza verebilmenin ete kemiğe bürünmüş hali, güncel dünya için bir dayanışma modelidir. Tümü gönüllü emekle orada bulunan programcıların çoğu dinleyiciler arasından çıkmıştır. Radyo dinleyicilerinin sağladığı mali destekle ayakta durur. Ana sponsoru dinleyicileridir.
Dinleyici destek projesi, sadece dünyada az rastlanan bir kitle fonlaması modeli değil, aynı zamanda radyo için bir “yaşam biçimi”dir. Kâr odaklı olmayan, reklam, sponsorluk ve işbirliklerinde seçici davrandığı için bu tür gelirleri benzerlerinin çok altında kalan Açık Radyo, sürdürülebilirliğini birkaç bin dinleyicinin, her yıl tekrarlanan düzenli maddi katkısı ve fikrî katılımı ile sağlar.
2020 yılında aldığı ve “aciliyet arz eden güncel konular üzerine çalışan, topluluklarını yenilikçi ve olumlu yollarla bir arada tutan kişi ve kurumlar”a verilen Prince Claus Etki Ödülü, 2023’te aldığı ve “toplumun farklı kesimleri arasında diyaloğu teşvik eden” kişi ya da kurumlara verilen Hrant Dink Ödülü, Açık Radyo’nun bu özgün varoluşunun uluslararası alandaki tescillerindendir.
Açık Radyo, memleketteki en görünmez dertleri, çok az kişiyi ilgilendirdiği düşünülen konuları dahi mikrofonlarına taşır. Bu sorun alanlarına yayın zamanları ayırır. Bir başka medya kurumunda yer bulamayacağı düşünülen konulara alan açar. Niş bir alanda program yapmak Açık Radyo için bir yük değil, zenginliktir. Mevcut yayıncıların “bunu kimse dinlemez” ya da “niş bir alan, hedef kitseli sınırlı” diye reddedecekleri konulara kapısı her zaman açıktır.
AÇIK RADYO VİCDANIN PUSULASIDIR
Açık Radyo, sadece iklim krizini değil, sosyal girişimleri, adil ticareti, insan haklarına saygılı iş ortamlarını, sığınmacılık ve sosyal uyum meselesini ve daha nice konuyu ana akımda konuşulmaya başlanmasından yıllar önce mikrofonlarına taşımıştır. Bu konuları her zaman 360 derecelik bir açıyla ele almaya çabalamış, derinlikli olarak tartışılmasını önemsemiştir.
Açık Radyo, okuduğumuz, dinlediğimiz, izlediğimiz her şeyden şüphe ettiğimiz mecraların hâkim olduğu bu medya çölünde, eleştirel düşünme biçiminden, bilimsel aklından, adil yaklaşımı ve vicdani duruşundan şüphe etmeyeceğiniz bir vahadır.
İzleyiciler olarak, hangi bilginin kimin faydasına olduğunu, hangi haberin manüplasyon hangisinin dezenformasyon olduğunu ayırd etmenin kolay olmadığı bir medya dünyasında yaşıyoruz. Bu dünyanın çoğunluğu bizi, düşünce ve edimleriyle, ürettikleriyle varolan, iletişime, bilgiye, habere ve eğlenceye bunun için ihtiyaç duyan insanlar olarak değil, belli bir davranışa yönlendirilecek, yapıp ettikleri manüple edilecek tüketiciler olarak görüyor. Böyle bir ortamda güvenilir bir çapaya, hangi araca yerleştirilirse yerleştirilsin doğru yöne doğru salınan bir pusula iğnesine sahip olmaktan daha değerli ne olabilir?
AÇIK RADYO BİR MÜZİK OKULUDUR
Her ne kadar telif meseleleri yüzünden podcastlere taşınamayıp sadece yayınlandığı zamanlara hapsolsa da Açık Radyo’nun müzik programlarındaki yelpaze olağanüstüdür. Açık Radyo her müzik disiplininin temsil edildiği, yeni doğan bir müzik janrını yeryüzünde belirdiği zamanlarda dinleyicisinin kulaklarına taşıyan, sadece sesleri değil, seslerin bilimini, kültürünü, mizahını, felsefesini, tarihini, toplumsallığını ve daha neler nelerini atmosfere yayan bir müzik taşıyıcısı, bir tür müzik kütüphanesidir.
Dinleyicisine sunduğu zenginlik ve derinliğe bakılırsa müzik programcılarının konservatuar hocaları, müzisyenler filan olduğunu sanabilirsiniz ama öyle değildir. Açık Radyo’nun müzik programlarını çoğunlukla işi müzikle ilgili olmayan programcılar; ekserisi doktor, mimar, şehir plancısı, tarihçi, psikolog, matematikçi, çiftçi, nörobilimci, öğretmen, avukat, tasarımcı, mühendis gibi mesleklerden insanlarla ve parmakla sayılacak kadar müzik profesyoneli yapar.
AÇIK RADYO ZAMANIN RUHUDUR
'95’te “Haysiyetli işler yapmak lazım” diyerek yola çıkan ve her sabah, kâinata merhaba diyerek yayına başlayan Açık Radyo, kendi ifadesiyle “canlılar âlemini tehdit edecek boyutlara varan dev krizlere karşı durmak, ‘sosyal hareket yaratmak ve sosyal normu değiştirmek’ için gerekli olan farkındalığa katkı” yapmak üzere (şimdilik) yayınlarına devam ediyor.
Manifestosunda kendisini “(radyo) bir fikrî ve kültürel yapısı olan insanları demokratik, özgür ve kaliteli bir ‘mecra’ çevresinde bir araya getirmeye. ‘Sağduyu’ya dayanan bir odaklaşmaya. Kısacası nefes alıp, vermeye. ‘Temiz hava’ solumaya (yarar)” diye tanımlayan ve 29 yıldır bu temiz havayı üretmeye devam eden radyomuz “kâinatın bütün seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo”dur. Bu yüzden açık kalmalıdır.