Dün sosyal medyada bir video dolaşıyordu.

O videoda Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Bağcılar'da çocuklara para dağıttığını gördük…

Benzeri görüntülere Adıyaman deprem bölgesinde de şahit olmuştuk…

Osmanlı Padişahlarının tahta çıktıklarında ve de halkla karşılaştıkları tek gün olan Cuma namazı dönüşünde yerlere atıkları bahşiş niteliğindeki gelenek, kaybettiklerini anladıkları seçim öncesi AKP tarafından hatırlandı…

Osmanlının yoksulluğa mahkum ettiği halkın öfkesinden kurtulmak için kullandığı bu vahşi gelenek, AKP iktidarının ülkemizi nasıl fakirleştirdiğinin de somut gerçeği oldu…

14 Mayıs seçimini kaybedeceğine anlayan AKP, aklındaki gerçek düşünceleri “ne derler?” kaygısı taşımadan artık pervasızca sergiliyor.

Toplumu aldatmanın tüm yollarını mübah sayan bir politika izliyor.

Dahası, kadınları koruyan 6284 sayılı yasayı YRP ile pazarlık konusu edebiliyor.

“Cihat’a hazırız, kafalarını da keseriz” diyen Hizbullah destekli HÜDAPAR’ı en önemli ortak olarak alıyor… Hem de MHP’nin “ayrı liste çıkarırım” tehdidine rağmen…

21 yıllık kötü yönetiminde övünç kaynağı yaptıkları “imar barışı”, kontrolsüz yapılan binalar, dağa taşa ve deprem fay hattı üzerine rüşvet karşılığında verilen izinlerle yapılan konutlar depremde çöktü.

3 gün sonra gidilen deprem bölgesinde, yıkılan 80 bin binada, resmi kayıtlara göre , 50 bin yurttaşımızı kaybettik…

Aslında yitirdiğimiz canların gerçek sayısı bilinmiyor.

İktidar, bulmak da bilmek de istemiyor…

Aradan 57 gün geçti. Hala hükümet, depremzedelerin yanında değil. Su, aş, çadır, hijyen maddesi kısaca yaşamla ilgili temel ihtiyaçlar, beceriksiz iktidar tarafından karşılanmadı…

STK ve özellikle CHP’li belediyeler depremzedelerin yanında olmasaydı, felaket daha da büyüyecekti…

Ama ne yazık ki AKP iktidarı, milletin bu felaketinden de seçim için oy devşirme çabasına girişti… Vahim duruma rağmen iktidarın pişkince ortalıkta dolaşmasının güvencesi, dağıttığı Arapların parası olsa gerek…

Kısaca AKP iktidarı, her zaman olduğu gibi ülkeyi, etik ve ahlak dışı bir anlayışla yönetme sevdasında…

***

Ahlak dışı deyince, içimi acıtan bir konuyu paylaşmak isterim.

Daha Maraş Depreminin 3. Gününde, Diyanet Başkanlığına bağlı Din İşleri Yüksek Kurulunun, “Evlat edinenle evlatlık arasında evlenme engeli olmadığına" dair fetvası olmuştu!

Bu anlayış, Türkiye’nin üzerine çöken ahlak felaketidir!

Sonrasında bu fetvayı düzeltmeye çalıştıklarını ve hatta kaldırdıklarını da biliyoruz.

Ama “dervişin fikri neyse zikri de odur” özdeyişini hatırlayarak ve geçmişte AKP’nin yarattığı iklimdeki tarikat ortaklarının sabıkalarını bilerek, ülkemizin nasıl bir ruh hali içinde yönetildiğini daha iyi anlarız…

Daha birkaç gün önce, 6 yaşındaki kızıyla 29 yaşındaki müridini evlendiren tarikat şeyhinin davası, baskılar nedeniyle ertelendi… AKP iktidarında Karaman’daki Ensar Vakfında 45 çocuğun taciz ve tecavüze uğradığı skandal unutulmamalı… Hatırlarsanız; Siyasal İslamcılar “Darül Harp” anlayışıyla İslam ülkesi olmadığını kabul ettikleri Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm insani ve ahlaki değerleri yok etmeyi hedeflediklerini biliyoruz. Seçim öncesi bu niyetlerini topluma açıklamaktan da çekinmiyorlar…

Baksanıza “Cihattayız. Ve kafaları keseceğiz.” Diyen HÜDAPAR’lılar, AKP’yle ülkeyi yönetmeye hazırlanıyorlar!!!

***

Yazıyı kaleme aldığım sırada hatırladığım, özellikle çocuklarımıza yapılan iğrenç istismar saldırılarından birkaç örnek vermek isterim...

• 2008 yılında Çorum’da faaliyet gösteren Ensar Vakfı’na ait yaz Kuran kurslarında 15 yaşındaki iki kız çocuğu, hocaları tarafından tecavüze uğramıştı.

• Ankara/Çankaya’daki bir lisede müdür yardımcısı olarak görev yapan din dersi öğretmeni M.Y.A, 3 kız öğrencisini taciz ettiği iddiasıyla yargılandı ve ceza aldı...

• İstanbul Beykoz’daki bir lisede ders sırasında tayt-pantolon giyen kız öğrencilere şehvet duyduğunu söylediği iddia edilen Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmeni E. Ş.’nin 4,5 yıl hapsi istenmişti...

• Aydın’ın Nazilli İlçesi’ne 23 kilometre uzaklıktaki kırsal Derebaşı Mahallesi’ndeki Çaylı Ortaokulu’nda hizmetli M.Ş.’nin 6 kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu öne sürülmüş ve M.Ş. tutuklanmıştı...

• Kayseri’de lise son sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Cansel Buse evli öğretmeni tarafından tecavüz edildiği gerekçesiyle tabancayla intihar etmişti. Öğretmen Bayram Ö. tutuklanmıştı...

***

2016 verilerine göre TÜİK, “Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısının son 10 yılda yaklaşık 3 kat artığı ve 250 bin çocuğa ulaştığını açıklamıştı.

İnsan Hakları Derneği’nin 2018 raporuna göreyse;” çocuk istismarında dünyada 3. sırada yer alan Türkiye’de; 2002’den bu yana 440 bin çocuğun doğum yaptığı belirtmişti.

Bu vahim gerçekler sonrasında Adalet Bakanlığı, ”çocuk istismarına” yönelik verilerin paylaşılmasını yasakladı!

Her ne kadar Çocuklara yapılan taciz ve tecavüz bilgileri paylaşılmıyorsa da son gelişmelere bakılınca sayıların hayli arttığını düşünebiliriz!

***

Depremzedeleri parayla susturacaklarını, küçücük kız çocuklarına şehvetle bakabileceklerini, çetelere 84 milyon insanın hakkını yedirebileceklerini, ülkeyi çağdaşlıktan çıkarabileceklerini, emeği sömürebileceklerini zannedenlerin, 14 Mayıs’ta sandığa gömüldüklerinde, Emperyalist işbirlikçileriyle birlikte kaçacakları kesindir… Ülkede güllerin açmasına 40 gün kaldı!