Akla ziyan endeksler
Temmuz ayı içinde IMF, Türkiye'den 21 gazeteciyi Viyana'da bir seminere götürmüş. Gazetecilere IMF politikaları hakkında çeşitli sunumlar yapılmış. Ancak seminer
Temmuz ayı içinde IMF, Türkiye'den 21 gazeteciyi Viyana'da bir seminere götürmüş. Gazetecilere IMF politikaları hakkında çeşitli sunumlar yapılmış. Ancak seminere götürülen gazeteciler IMF sunumlarını kuzu kuzu dinlemeyip eleştirel sorularla IMF yöneticilerini sıkıştırınca, dahası ardından da bu politikalarının kıdem tazminatı ve asgari ücreti düşürmeyi hedeflediğini yazınca IMF'nin "Viyana seferinin tadı biraz kaçmış.
IMF Viyana seminerine götürdüğü gazetecilere çalışma hayatı ile ilgili sunumlar da yapmış. Türkiye'de işçilerin çok sıkı korunduğundan dem vuran IMF, bu sıkı koruma yüzünden işsizlik sorununun çözülemediğini iddia etmiş. IMF'nin sunumundan öğreniyoruz ki Türkiye işçiler için bir cennetmiş, sendikacılar ve işçiler boşuna sızlanıyormuş!
Ülkemiz çalışanı koruyucu kurallar konusunda dünya birincisiymiş!
IMF sunumlarında yer alan çalışanı koruyucu mevzuat derecelendirmesine göre Türkiye 3,5 puanla ilk sırada iken Güney Avrupa'da 3 puan, Kıta Avrupası 2,4, İskandinav ülkeleri ise 2,3 puan civarınday-mış. Anglo-Sakson ülkelerinin derecesi 1,5 puanın bile altındaymış. IMF, sendikacılara da bu gerçekleri anlatsa ve sızlanmalar bitse!
Viyana'ya götürülen gazetecilere anlatılanlar bununla bitmiyor. Gazetecilere yapılan sunumda İstihdam Katılığı ve İşçi Kovma Zorluğu Endeksleri de varmış. Bu endeksler Dünya Bankası (DB) ürünü. DB, yatırımcılara kılavuz (!) olması için çeşitli "iş ortamı" endeksleri hazırlıyor. Bu endekslerden birinin adı "İşçilerin Kiralanması ve Kovulması" (Hiring and Firing Workers). DB işe alma (employ), işten çıkarma (dismiss, terminate) gibi uluslararası çalışma yaşamı yazınında kabul gören kavramları değil, doğrudan Amerikan tarzı kaba kavramları kullanıyor. Öte yandan bu endekslerin hesaplanmasında kullanılan Türkiye'ye ilişkin verilerde önemli hatalar var. Endekslerden bir diğerinin adı ise "İşçi Kovma Zorluğu Endeksi" (Difficulty of Firing Index). Bir ülke bu endekste ne kadar düşük puan alırsa sermaye o ülkeye akın eder ve işsizlik o kadar kolay çözülürmüş. DB, işçilerin kovulmasının zor ve maliyetli olduğu ülkelerde yeni iş yaratılamadığını vazediyor.
Meğer Türkiye'de işçiyi "kovmak" ne zormuş. Türkiye'nin İşçi Kovma Zorluğu Endeksi 100 üzerinden 40 imiş. 100 en zor (o) ise en kolay işçi "kovulması" anlamına geliyor. Türkiye bu konuda da cennetmiş!
Asya-Pasifik ülkelerinde İşçi Kovma Zorluğu Endeksi 22, bazı OECD ülkelerinde ise 26 imiş. İşte bu yüzden Türk işverenleri yeni işçi almıyormuş. Zavallı işveren kovamayacağı işçiyi niye alsın!
Merak ettik; "İşçi Kovma Zorluğu Endeksi" nasıl hesaplanıyormuş? DB, 20 yıllık, "evli, iki çocuklu, yasalara saygılı ve sendika üyesi olmayan" bir işçiyi esas alarak bu endeksi hesaplıyormuş.
IMF, işsizliğe çözüm olarak 20 yıllık işçinin kolay işten çıkarılması gerektiğini savunuyor. Meğer 20 yıllık işçiyi işten atma zorluğunun (o) olduğu ülkeler de varmış. Hong Kong, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi ülkelerde böyleymiş. Bunlar IMF'nin çalışma yaşamı için model ülkeleri olsa gerek! IMF önümüzdeki günlerde düzenleyeceği Viyana seferlerinde milletvekillerine, sanatçılara ve din önderlerine bu endeksleri anlatacakmış. IMF Viyana seminerine götüreceği sanatçıların listesini Hazine'den istemiş bile. Viyana'ya götürülecekler arasında Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses, Tarkan ve Orhan Gencebay da varmış. Artık IMF sunumlarından sonra Müslüm Gürses, "hayat berbat" şarkısını mı söyler, yoksa Orhan Gencebay "batsın bu dünya" mı der, merakla bekleyeceğiz.