Google Play Store
App Store
Nurcan Bilge Gökdemir

Nurcan Bilge Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net

Kadını “erkeğin saygın ortağı” olarak niteleyen anlaşma beş yıl sonra sessiz sedasız yeniden Meclis’e getirildi. TBMM Dışişleri Komisyonu’ndaki tepkiler sonrası anlaşma “şimdilik” komisyon gündeminden çıktı.

“AKP’nin şeriat hayali” pusuda
Fotoğraf: Depo Photos

Ankara gündeminin tozu dumanı arasında iktidar gerici, despotik ideolojisine uygun düzenlemeleri gözden saklayarak birbiri ardına hayata geçirmeye devam ediyor.

Bunlardan biri de geçtiğimiz hafta TBMM Dışişleri Komisyonu gündemine getirildi. Türkiye’yi Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’nden TBMM’yi baypass ederek Erdoğan’ın tek imzasıyla çıkaran AKP, İslam İşbirliği Örgütü (İİT) Kadının İlerlemesi Teşkilatı’na Türkiye’nin katılmasını öngören anlaşmayı bir kez daha TBMM’ye taşıdı.

AKP, 2013 yılında imzalanan İİT Kadının İlerlemesi Teşkilatı’na Türkiye’nin girişine ilişkin tüzüğü ilk kez 2019’da onaylanmak üzere TBMM’ye sundu. Tüzükteki “kadınların erkeklerin saygı duyulan eşleri olarak eğitilmesi, yetiştirilmesi” şeklindeki ifadeler kadın örgütleri ve muhalefetin sert tepkisi ile karşılaşınca iktidar anlaşmayı geri çekmek zorunda kaldı.

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasına onay veren AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, beş yıl boyunca unutturmaya çalıştıkları anlaşmayı bu yıl Haziran ayında TBMM’ye gönderdi. Anlaşmanın kabulünü öngören teklif Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un imzasıyla Dışişleri Komisyonu’na sevk edildi. Komisyonda görüşmeye açılan teklif için toplantıya katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan, “Çeviride bazı düzeltmeler gerçekleştirdik” dedi.  "Partner" olarak yazılan ifadeleri “kadın erkeğin ortağıdır" diye düzelttiklerini anlatan Erkan, “Müslüman aleminde erkeklerin saygın ortakları olarak hızla değişen, gelişen ve modernleşen bir dünyada kadınların yetiştirilmesi, eğitimi, öğretimi ve rehabilitasyonu rolünün önemini teyit etme gibi sadece çeviriye yönelik gerekli düzeltmeler gerçekleştirilmiştir” dedi.

NERESİ DÜZELTİLDİ

CHP Milletvekili Utku Çakırözer de “Düzelttik diye geldiniz. ‘Erkeğin saygı duyulan eşi’ ifadesini ‘erkeğin saygın ortağı’ yapmışsınız. Ama anlaşmada İngilizcesi aynen duruyor. Bir taraftan milyonlarca kadının güvencesi İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıyorsunuz, diğer taraftan İslam İşbirliği Teşkilatı’nda kadını böyle gören bir teşkilata üye olalım diyorsunuz! Kadın sadece erkeğin saygın ortağı, eşi, partneri değildir! Kadın birey olarak da saygındır, ailesiyle de saygındır, eşiyle de saygındır! Ama burada sadece erkeğin saygın ortağı!” diyerek itiraz etti.

Anlaşma kadınların pozisyonunu “Erkeğin ortağı” olarak tanımlamakla kalmıyor, kadınların güçlendirilmesi için “İslami değerler, İslami davranış şekilleri” de referans olarak gösteriliyor.

İSLAM ÜLKELERİ İMZALAMADI

İstanbul Milletvekili Yunus Emre de anlaşmanın birçok Orta Asya Cumhuriyeti ve İslam ülkesi tarafından imzalanmadığına dikkati çekti.

Türkiye’nin tüm tepkilere karşın kabul etmek üzere ısrarcı olduğu anlaşmayı İslam İşbirliği Örgütü’nün 57 üyesinden 30’u aradan geçen 12 yıla karşın imzalamadı. Toplantıya katılan Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz, 57 İİT üyesinden 27’sinin anlaşmayı imzaladığını, 30’unun imzalamadığını, imzalayanlardan 18’inin onayladığını, 9’unun ise halen onaylamadığını açıkladı. Anlaşmayı imzalamayan ülkeler arasında Azerbaycan ve Özbekistan’ın da aralarında yer aldığı Orta Asya Cumhuriyetleri, Afganistan, Katar, Tunus ve Fas gibi ülkeler de yer alıyor.

Tartışmaların büyümesi üzerine Başkan Fuat Oktay, milletvekillerinin özellikle diğer ülkelerin imzalamama gerekçelerine ilişkin çekincelerini dillendirmeleri üzerine “Bakanlığın biraz daha çalışması için” teklifin gündemden çıkartılmasını oylattı.

Şimdilik gündemden çıkartılan anlaşmanın ilk fırsatta yeniden komisyon gündemine getirileceği kesin.

5 yıl önce gösterdikleri büyük direnişle anlaşmanın onaylanmasına ilişkin teklifin geri çekilmesini sağlayan kadın örgütleri başta olmak üzere çağdaş yaşamın savunuculuğunu yapan tüm yurttaşlar ve örgütlere pusuda bekleyen bu tehlikeye karşı dikkatli olma görevi düşüyor.