Türkiye’deki seçimlerle ilgili haberler tüm dünyada olduğu gibi Almanya’da da yakından takip edildi.

Türkiye kökenli göçmenlerin yaşadıkları kentlerde dernek lokallerinin ya da parti temsilciliklerinin hemen hepsi bir seçim merkezi gibi oldu. Bu lokallerde ve temsilciliklerde bir araya gelen vatandaşlarımız, seçimle ilgili gelişmeleri Türkiye’den yayın yapan televizyon kanalları üzerinden izlerken Alman televizyonları da seçim haberlerine geniş yer verdi.

GÖZLER TÜRKİYE’DE

Almanya’nın en büyük kamu televizyon kanalı ARD, ilk yayınında “Erdoğan’ın önde gittiğine” dair haberi verdi. Ancak Kılıçdaroğlu’nu yüzde 10 geride gösteren bu haberin hemen ardından Kılıçdaroğlu’nun “Öndeyiz“, CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın da alınan ilk verilerin “son derece olumlu“ olduğu yolundaki mesajına, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının açıklamalarına yer verdi. Bazı yerlerden manipülasyon iddialarının da geldiğine işaret edilen haberde, Anadolu Ajansı’nın daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu kez de Erdoğan’ın güçlü olduğu yerlerden alınan sayım sonuçlarını önce yayımladığı vurgulandı.

İkinci büyük televizyon kanalı ZDF’nin yayınları da benzer içerikte oldu. Kılıçdaroğlu’nun “Öndeyiz“ tweetini de yayımlayan ZDF’nin haberlerinde Belediye Başkanları İmamoğlu ve Yavaş’ın vatandaşa yönelik “Anadolu Ajansı’nın verdiği haberleri dikkate almama“ çağrıları da yer aldı.

Bu arada hafta sonunda yayımlanan gazeteler de Türkiye seçimleriyle ilgili haberlere geniş yer verdi. Günlerdir Türkiye’deki gelişmelere ağırlık veren medyanın son yayınlarında Almanya’daki seçmenlere ilişkin gözlemler öne çıktı.

Örneğin en çok satan gazetelerden “Bild am Sonntag”ın “Erdoğan Krimisi” başlıkla haberinde, polisin Almanya’da spontane kitle eylemlerinin ve bazı yerlerde de çatışmaların yaşanabileceğine dair uyarıda bulunduğuna işaret edildi.

Diğer haberlerde de Almanya’daki Türkiye kökenli seçmenlerin çoğunluğunun Erdoğan’a oy vermesinin nedenleri soruşturuluyor. Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung’un bu konudaki haberinin başlığı, bu yayınların içeriği hakkında yeterli ipucu veriyor: “İnsanlar neden diktatörlük için oy verebilsinler?“ 

***

BREMEN’DE SAĞ YÜKSELİŞTE

Türkiye’yle aynı günde Almanya’da da bir seçim vardı. Ülkenin en küçük eyaleti Bremen’de gerçekleştirilen seçimi 2019’daki seçimlerin ardından kurulan sosyal demokrat-yeşil-demokratik sosyalist koalisyon hükümetini oluşturan partiler kazandı. İki kentten (Bremen ve Bremenhaven) oluşan, 680 bin nüfuslu bu eyaletteki seçim sisteminin karışıklığından dolayı kesin sonuçların alınması birkaç gün daha sürecek. Ancak ilk sayımlara göre yönetimdeki hükümet, yeni eyalet meclisinde de çoğunluğu yakaladı. Toplam 463 bin seçmeli Bremen’deki seçim sonuçlarının Almanya geneli açısından bir önemi yok. Ancak ne kadar küçük olursa olsun seçmen davranışlarını takip etme açısından ilginç ipuçları da söz konusu.

Katılım oranın oldukça düşük olduğu (yüzde 57,5) seçimin resmi olmayan ilk sonuçları şöyle:

SPD: % 29,5, Yeşiller: % 12,5, Sol Parti: % 10,5, CDU: % 25,5, FDP: % 5,5, BIW: % 10,5

Bu eyaleti 77 yıldır tek başına ya da koalisyonların büyük ortağı olarak yöneten SPD (Almanya Sosyal Demokrat Partisi) oyunu artırdı. Yeşiller yüzde 5’e yakın oranda oy kaybetti. SPD’nin başarısı, bu eyaletteki karizmatik liderinden kaynaklanırken, Yeşiller’in kaybı da federal hükümetteki Yeşil bakanların, özellikle de Ekonomi Bakanı (ve de Federal Başbakan Yardımcısı) Robert Habeck’in politikalarına olan memnuniyetsizlikten kaynaklanıyor. Son aylarda ciddi düzeyde güç kaybeden, bölünmenin eşiğindeki Sol Parti’nin oy kaybı ise tahmin edilenden çok düşük oldu (yüzde 0,8). Almanya genelinde son aylarda sürekli güçlenen ana muhalefet partisi CDU, bu havayı sandığa taşıyamadı, oy kaybı fazla olmadı (yüzde 1,8). Ancak Yeşiller’le koalisyon kurma hedefi gerçekleşmedi. Seçimin en önemli sonuçlardan biri ise aşırı sağ eğilimli seçmen inisiyatifi BIW’nin (Kızgınlık İçindeki Vatandaşlar) yaptığı oy patlaması. Diğer aşırı sağcı partiler Bremen’de bir varlık gösteremiyorlar, ancak seçim kampanyası sürecinde göçmen düşmanı bir çizgide propaganda ve kriminalite konusunda sert önlemler alınması doğrultusunda yaygara yapan BIW’nin oy oranının yüzde 8’in üzerinde artması, aşırı sağcıların Almanya genelindeki yükselişine denk geliyor.