Almanya’da çoğunluk Harris’ten yana, ama
Almanya, Donald Trump’a karşı başarısız olacağı ortaya çıkan Joe Biden’ın seçim yarışından çekilmesinin ardından büyük bir nefes almıştı. Yaşlı ve unutkan Biden’ın yerine yardımcısı Kamala Harris’in başkan adaylığını üstlenmesi ve kamuoyu yoklamalarında öne geçmesiyle Almanya – ABD ilişkileri, Ukrayna savaşı, NATO’nun geleceği başta olmak üzere çeşitli konulardaki belirsizliklerin neden olduğu endişeler yerini iyimser bir atmosfere bırakmıştı.
Ekim ayı başında yapılan bir ankete göre Almanların üçte ikisi Harris’in başkan seçilmesini istiyordu. Trump’ı büyükbabasının memleketinde ABD Başkanlığı’na layık görenlerin oranı ise sadece yüzde 12’de kalıyordu.
ABD ve Almanya arasındaki ilişkilerin Biden döneminde olduğu gibi devam edeceği beklentisi ortalığı rahatlatmış gibiydi.
Ancak Harris’in son anketlerdeki gerilemesi ve Trump’ın arayı kapatmaya başlamasıyla yeniden karamsarlık egemen oldu.
Trump’ın yeniden seçilebilme olasığının artması, onun ilk başkanlık dönemindeki ABD-Almanya ilişkilerindeki gerilimli atmosfere ilişkin hatıraları canlandırıyor. Trump’la ilgili yayınlarda onun yalancılığı, kışkırtıcılığı, kural tanımazlığı, Putin’e yakınlığı vurgulanıyor, Hitler’le benzerliklerinden, faşistliğinden söz ediliyor.
Almanya’nın muhafazakar çizgideki en büyük gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) birinci sayfasının manşetinde “Savunmacı Demokrasi” (Wehrhafte Demokratie) kavramı yer alıyor. Almanya'da bu kavram, Anayasa'nın demokrasiye yönelik tehditlere karşı koruma sağlamak için aldığı önlemleri anlatmak için kullanılır. Seçimlerle ilgili haber ve analizlere beş sayfa ayıran gazete birinci sayfasından Amerika’nın bir “tiran“la karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor. Liberal sol çizgideki Tageszeitung (TAZ) ise kapağından itibaren “ABD’yi sevmek için 50 sebep – Herşeye rağmen“ başlığı altında okurlarını Trump’ın seçilme olasılığına hazırlıyor.
***
Trump’ın hem Amerika’da hem de dünyada demokrasi açısından büyük bir tehdit olduğu doğru elbette.
Ama onun yeniden seçilmesinden endişe duyanların başında ihracat ağırlıklı sanayi sektörlerinin liderleri yer alıyor. ABD’ye en çok otomobil, ilaç ve makine satan ülke olan Almanya’da patronların neredeyse yarısı Trump’ın seçilmesiyle iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin, Almanya açısından kötüye gideceğini düşünüyor. RTicari ilişkilerin geleceği açısından Trump’a olumlu bakanların oranı yüzde 7.
Sadece ABD’yle iş yapanları değil, tüm Alman patronları kapsayan anketten çıkan sonuç da aşağı yukarı aynı. Yüzde 45, seçilirse gümrük vergilerini artıracağını açıklayan Trump’ın kendi işlerini olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Uzmanlar da bu endişeleri haklı buluyor. Trump’ın Çin’den gelen mallara yüzde 60, Almanya ve diğer ülkelerden gelenlere ise yüzde 20 ek gümrük vergisi getireceğine dair açıklamalarına dikkat çeken uzmanlar, bu durumda Amerikan mallarıyla rekabet edemeyecek durumu düşen Alman sanayicilerin (bunlar arasında Mercedes, Volkswagen gibi Çin’de kurdukları fabrikalarda ürettikleri arabaları Amerika’ya ihraç eden Alman otomobil devleri de yer alıyor) cirolarının büyük ölçüde gerileyeceğini, büyük zararlarla karşı karşıya kalacaklarına, işçi çıkarma yoluna gidebileceklerine işaret ediyorlar. Alman Ekonomi Enstitüsü’nün (IW) araştırmalarına göre Trump’ın başkanlığının ilk üç ayınında Almanya ekonomisinin toplam zararı 120-150 milyar euroyu bulabilir. Benzer bir durum Avrupa’nın diğer sanayi ülkeleri için de geçerli.
Trump’ın “Ukrayna savaşı” konusundaki açıklamaları da Olaf Scholz ve hükümetiyle, gelecek yılki genel seçimi kazanma olasılığı her geçen gün biraz daha artan merkez sağ ana muhalefet partileri açısından sorunlu, ancak bu konuda bir belirsizlik var.
Almanya’da çoğunluk hem sempatik bulmadıkları Trump’a karşı oldukları için, hem Biden’in politikalarını aynen sürdüreceği için Harris’den yana. Bu seçimlerin Almanya için bir diğer ilginç yanı da Trump’ın ve rakibi Harris’in yardımcılığına aday olan Tim Walz’ın Alman kökenli olmaları. Yani hangi aday seçilirse seçilsin önümüzdeki dönem ABD’nin başında ya başkan ya da başkan yardımcısı olarak bir Alman kökenli politikacı olacak.
***
SALINCAK EYALETLERDE DURUM ORTADA
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlık yarışı, Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında süren çekişmeyle birlikte, "salıncak eyalet" olarak adlandırılan 7 eyaletin seçim sonuçlarına bağlı olarak şekilleniyor.
ABD genelindeki anketleri derleyen Real Clear Politics (RCP) adlı haber platformunda yer alan son ulusal anket ortalamalarına göre Trump ülke genelinde 0.3 puanla önde. Salıncak eyaletlerde demokrat aday Harris, Michigan ve Wisconsin'de, cumhuriyetçi aday Trump ise Pensilvanya, North Carolina, Georgia, Arizona ve Nevada'da az farkla üstün görünüyor.