Google Play Store
App Store
Anlayana sivrisinek saz
ZELDA VIZZVIZAR, Ece Çiftçi, Can Çocuk, 2025

Gökhan Yavuz DEMİR

Akıp geçen zaman sadece bizi ve çevremizi değil, sivrisinekleri de değiştiriyor. Birkaç yazdır yeni bir sivrisinek peyda oldu. Eskisi gibi vızıldayarak önceden ziyaret edeceği kan bankasını haberdar etmeyen, çok da minik olan bu sivrisineği ancak ısırıldıktan sonra kaşınırken fark ediyorsunuz. Bazense bahçedeki köpek dostlarımızın burunlarının üstünde doymuş karınlarıyla şişmiş halde uyuklarken görüyorsunuz, ki zaten bu minik kan emicileri ancak böyleyken görebiliyorsunuz.

Bunun sebebi sinek ilaçları yüzünden evrimleşmeleridir herhalde, diye düşünüyordum ki karşıma Ece Çiftçi’nin yazıp çizdiği ‘Zelda Vızzvızar’ı çıktı. Daha evvel ‘Yokhayvanlar’ ile okuyup sevdiğimiz Çiftçi, bu yeni kitabında sivrisinek dünyasındaki yaşanan yeni gelişmelerden bizi haberdar ediyor. Anlaşılan onlar da eğitime önem vererek Kulağa Dalış Akademisi’nde reformlar yapmışlar.

Bu küçük ve sevimli kitapta anlatılan aslında benim de bahçede şikâyet ettiğim yeni nesil sivrisineklerden birinin, minik Zelda’nın hikâyesi. Ama hangi cesur ve büyük ruh, ufacık bir bedene hapsolmuş ki! Zelda da minnacık bedenine sığmayan bir yüreğe ve muhayyileye sahip olduğundan, boyunu aşan kocaman hayaller kuruyor. Her hayal okuma bir meydan okumadır; bazen başkalarına, bazense kendi bedenine.

Zelda’nın hedefi, sanki bir spor tarihi almanağını andıran ailesinin ‘Gıcıkatlon’daki başarılı, rekorlara ve madalyalara doymayan kulak dalışçısı fertlerinin kanat izlerinden gitmektir. İşte benim de birkaç sene evveline kadar bunaldığım, uyuyan insanların kulak dibindeki sinir bozucu, uyku kaçırıcı, gıcık vızıltıların, keskin dalışların müsebbibi, profesyonel kulak dalışçısı olan bu Vızzvızarlar ailesiymiş demek.

İşte Zelda’nın hedefi aslında en büyük engeldir. Zaten her engel aşılarak ulaşılacak bir hedef ve her hedef de ulaşılması için aşılması gereken bir engel değil midir! Zelda’nın hayalleri ne kadar kocamansa bedeni de o kadar miniciktir ve bedeni ne denli minikse vızıltısı da o denli zayıftır. Bu kadar zayıf bir vızıltıyla ‘Gıcıkatlon’da madalya getirecek, uyuyan insanları öfkeden köpürtecek başarılı bir kulak dalışı yapmak mümkün müdür?

Kitabın bundan sonrası, ailesinin yüzünü kara çıkarttığı için kaygılanıp saklanan Zelda’nın umutlarının en karardığı anda sorununa yeni bir bakış açısı getirerek cesur bir buluş yapmasıyla devam ediyor. Zelda’nın bu cesur hamlesinin ne olduğunu ve nelere yol açacağını okurlar kendileri keşfetmeli. Fakat bize zayıf, handikap, dezavantaj gibi görünen yönlerimizin, sadece bakış açımızı değiştirerek nasıl güce, artıya ve avantaja dönüşebileceği üzerine düşünmemiz için Zelda, biz her yaştan okurlara ilham veriyor: Herkesin her şeyi aynı biçimde yapması, bizim o aynı şeyi herkes gibi yapmak mecburiyetinde olduğumuz anlamına gelmez.