Sercan Meriç
sercanmeric@birgun.netArabesk ‘yeniden’ mi popüler?
Arabesk, eskiden olduğu gibi yeniden revaçta evet… “Ama hangi arabesk?” sorusu yerli yerince ortada duruyor. Eskinin arabeskinin göçle, sosyolojik dönüşümle doğrudan bağlantısı vardı, arabeskin babaları olarak anılan isimlerin de nevi şahsına münhasır hikâyeleri…
Türkiye’de arabesk müziğin seyri yıllardır tartışılır... Arabeskin sosyolojik, kültürel etkisi ve yakın tarihle ilişkisi sayısız yazının, araştırmanın, analizin konusu olmuştur. 1950’li yıllardan bu yana arabesk müziğin her zaman revaçta olduğu da ortadır. Arabeskin etkisi bugün de sürüyor. Ancak biraz form değiştirdiği söylenebilir. 1960’lı yıllardan itibaren müzik dünyasını sarsan, listelerde her daim zirvede yer alan Müslüm Gürses, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur gibi kült isimler artık yok. Burhan Bayar’ın kurduğu Bayar Müzik gibi arabesk müziğin tekeli denilebilecek yapım şirketinden de bahsetmek zor. Arabesk müziğin kolonlarından sayılabilecek söz yazarı Ali Tekintüre gibi isimler de geçmişte kaldı.
Artık farklı türlerin arabeskle kurduğu ilişkiden, müziğin topyekûn arabeskleştirilme çabasından söz edilebilir. Bilhassa online müzik dinleme platformlarında en çok dinlenen şarkılar listesine arabeskle haşır neşir eserlerin damga vurduğu gözlemlenebilir. Bu nedenle yaklaşık 30 yıldır sorulduğu gibi bugün de “Arabesk yeniden popülerleşiyor mu?” sorusu dillendiriliyor.
Arabeskin yeniden ve devamlı popüler olup olmadığından ziyade, “Arabesk müziğin yükselişinin arka planında ne var?” diye sormak bana kalırsa faydalı bir tartışmaya kapı açabilir…
Birkaç yıl içinde müzik dünyasında en çok dinlenen isimlerin nasıl değiştiğini takip etmek, bu konuyla ilgili çeşitli veriler sunabilir. Bu konuyla ilgili Spotify’ın son 4 yılda en çok dinlenen isimlerine bakabiliriz. 2020 yılının en çok dinlenen sanatçısı Spotify’ın istatistiklerine göre Ezhel olmuştu. İkinci sırada; Sezen Aksu, üçüncü sırada Murda yer aldı.
2022’de Türkiye’de en çok dinlenen sanatçılar sıralaması değişti, birinci sırada UZI, ikinci sırada cakal, üçüncü sırada Ezhel yer aldı. 2023 yılında ise Spotify’da Türkiye genelinde en çok dinlenen sanatçı olan Semicenk oldu. UZI ikinci sıradaydı. Sezen Aksu üçüncüydü.
Son yıllarda rap müzik temsilcilerinin listelerin zirvesinde yer aldığını görüyoruz. Ancak rap müzikteki gelişmeler bu yazının konusu değil. Burada 2017’den 2023’e gelirken zirvede yaşanan değişime dikkat çekmek istiyorum. En çok dinlenen isimler nezdindeki değişim…
2017’de Ezhel Müptezhel albümünü yayınlamıştı ve o dönemler için bu albüm çığır açıcıydı. Ezhel’in 2022’ye kadar zirveyi zorlamasının sebeplerinden birisi bu albümdü. Bir “Angara Bebesi”nin müzik dünyasını altüst ettiği bir albümdü ve o yol onun hapishanelerle tanışmasına ve ülkeyi terk etmesine yol açtı.
Örneğin o albümde “Hayır” diye bir şarkı vardı. “Manyak mıyım ben / Olmaz olmaz / Emrivakinize hayır la!” diye sözler vardı. Dönemin referandumu ile belki bağımsız yazılmış sözlerdi ama “Tek adam rejimine Hayır” siyasetinin bir parçası olmuştu. Ezhel o günlerde toplumun omuzladığı bir sözcü olmuştu ve sonra hapishaneye atıldı, rejim onun nezdinde “bizlere bir mesaj” verdi.
Semicenk ise pop müzik temsilcisi… Ancak şarkılarının sözlerine bakıldığında (“Canın Sağolsun”, “Batık Gemi”, “Geri Dönemedim”) arabesk müzikten beslendiği görülebilir.
YouTube Music’in bu haftaki Popüler Şarkılar listesine baktığımızda PopStar Bayhan’ın, Ebru Yaşar’ın, Azer Bülbül’ün ve yine Semicenk’in üst sıralarda olduğunu görüyoruz.
En çok dinlenenlerle ilgili böyle bir veri var elimizde.
Bu veriler ekseninde arabesk müziğin farklı türlerle etkileşimini artırdığını söyleyebiliriz. Ama bu popülerlik, dinleyicinin teveccühü sayesinde mi, yoksa sektörü yönetenlerin eliyle mi gerçekleşti? Bu soru önemli.
Mesela Ebru Yaşar’ın yıllar sonra yeniden tüm listelerde birkaç şarkıyla boy göstermesi, İstanbul’un giriş ve çıkışında açık hava reklamları ile yolculara el sallaması ilginç değil mi? Arabesk veya fantezi müzikte Ebru Yaşar’dan katbekat daha popüler olan sayısız kadın vokal varken, neden son yıllarda her yerde Ebru Yaşar’ı görüyoruz? Bu soru Ebru Yaşar nezdinde arabeskleşen müzik formlarının neden listede olduğuyla da ilişkili…
Mesela; iktidarın ve bizatihi Erdoğan’ın arabesk kültürle olan ilişkisi yapımcıların müziğin seyrine yön verirken etkili midir? Bence şüphesiz etkilidir… Pandemide gerçekleşen İstanbul Yeditepe Konserleri’nin iktidara yakın hangi yapımcı tarafından düzenlendiği hatırlatayım… O konserlerde 1990’lı yılların arabesk-fantezi müziğine damga vuran isimleri de boy göstermişti.
Öte yandan sadece radyo gibi konvansiyonel medyanın değil, online müzik dinleme platformlarındaki algoritmaların da yapımcılar tarafından kontrol edildiği unutulmamalı. Teknoloji, birçok yönden farklı olana ulaşımı kolaylaştırdıysa da aynı ve vasat olanı da o kadar rahat yeniden üretilebilir kıldı.
David Byrne tarafından kaleme alınan Mundi ve MSG tarafından Türkçeye kazandırılan Müzik Nasıl İşler kitabında teknolojinin sektöre dair etkisi şöyle tarifleniyor: “Sonsuz seçenek seçeneksizliktir… Pandora dinlediklerinize ve başlangıçta seçtiğiniz geniş kategorilere göre müzikler tavsiye ediyor. Burada ilginç olan, müziğin niteliklerinin müziğin sosyal ve kültürel bağlamlarıyla irtibatının kesilmesi.”
Sacit Hadi Akdede’nin derlediği Alfa Yayınları’ndan basılan Kültür-Sanat ve Sermaye-İktidar kitabı da bize bu argümanı destekleyici veriler sunuyor.
Kitapta Funda Lena’nın kaleme aldığı “Türkiye’nin Müzik Endüstrisi: Güncel Veriler Işığında, Kültürel İfade Çeşitliliği Bağlamında Bir Değerlendirme” başlıklı bölümünde radyolarda çalınan şarkıların ekseriyetle pop müzik olduğuna, farklı türlere en çok yer veren radyo kanalının Radyo 7 olduğuna tanıklık ediyoruz. Zira, Radyo 7, en çok arabesk müziğe yer veren kanal. İlk 200’de rastlanılan şarkılardan 48’i arabesk şarkılardan oluşuyor. Neredeyse 4’te biri!
Yine aynı araştırmaya göre; YouTube’da 2021 Aralık ayının son haftasında en çok dinlenen 100 şarkının yüzde 10’u arabesk eserlerden oluşuyor…
Arabesk, eskiden olduğu gibi yeniden revaçta evet… “Ama hangi arabesk?” sorusu yerli yerince ortada duruyor. Eskinin arabeskinin göçle, sosyolojik dönüşümle doğrudan bağlantısı vardı, arabeskin babaları olarak anılan isimlerin de nevi şahsına münhasır hikâyeleri…
Bugünün arabeski ise “hikâyesiz”, “elemsiz”, “cefasız” bir acayip türe dönüşmüş durumda.
“Soranlara sormayanlara…” böyle izah etmiş olalım…