Arda'nın sihri ve şans melekleri
Tarihimizde ilk kez Avrupa Şampiyonası’na galibiyetle başladık. Attığımız iki jeneriklik gol de muhteşemdi. Arda gülünce, Türkiye gülmüş sayıldı! Montella’nın yaptığı hatalı değişikliklerle rakibi oyuna davet etmesi dikkat çekiciydi. Fakat şans melekleri kale direklerimizde ikâmet ediyor gibiydi.
Türkiye için gala zamanı. Rakip kimilerine göre grubun çantada keklik takımı Gürcistan. Ummadık taşın başın yardığını unutmayalım da…
Tarihimizde ilk kez bir Avrupa Şampiyonası’na lider katılma hakkını elde ettik. Oraya kadar her şey iyiydi de hazırlık maçlarındaki bilanço içler acısıydı. Tabii o karşılaşmaları gazı kaçmış kola kıvamında oynamaya alışmış jenerasyonlarımızı hatırladıkça, aslolan turnuva diyor, bugünü bekliyorduk.
Dortmund’da yoğun yağmurun altında açıklanan ilk 11, kimilerini üzüyordu. Vincenzo Montella’nın manevi evladı Samet’in şans bulması birçoklarını şaşırtıyordu. Onun dışında solda Ferdi, sağda Mert Müldür, defansın göbeğindeki Abdülkerim kâğıt üstünde beklenen isimlerdi. İtalyan hoca Kaan’ı orta sahaya çekerek Orkun’la Hakan’ın arkasını garantiye almaya çalışmış. Genç süper yeteneklerimiz Arda’yla Kenan’ı çimlere süren Montella, tahmin edildiği gibi Galatasaray’ın jokeri Barış Alper’i en ileride başlatıyor. Kapanacak rakip karşısında çilingirlerimizin fazlalığı dikkat çekiyor.
“Yaşlı kıta”nın turnuvasında 2016’dan bu yana galibiyete hasret kalan ay-yıldızlılar kazanıp Euro 2024’e iyi başlamak istiyor.
Bir zamanların unutulmaz sağ beki Willy Sagnol tarafından çalıştırılan Gürcistan, üçlü savunmayla oynuyor. Savunmada rakibi beşli karşılayan rakip, üç orta saha oyuncusunu da geri çektiğinden sekizli bir blokla kompakt bir şekilde duruyorlar. Şampiyonaya UEFA Uluslar Ligi’nden vize alarak katılan komşumuz, tarihinde ilk kez büyük bir organizasyonda boy gösterecek. Valencia’nın kalesini koruyan Mamardashvili, Watford’da görev yapan maestro Chakvetadze, ileride Metz’te harika bir sezon geçiren Mikautadze takımın en önemli yıldızları. Tabii Kvara lakaplı Kvaratskhelia’yı Mısır’daki sağır sultan bile tanıyor; geçen yıl Napoli’yi şampiyonluğa taşıyan dripling ustasına şüphesiz dikkat etmek gerekiyor.
İlk düdükle birlikte Gürcistan sahasına yerleşen Türkiye, 10. dakikada gole yaklaşıyordu. Ön libero pozisyonunda oynayan Kaan Ayhan’ın yerden sert vuruşu direkte patlamıştı. Hemen akabinde Gürcüler etkili geliyor; Abdülkerim’den seken topu Mert harika çıkarıyordu.25’te Montella’nın talebeleri öndeydi. Ferdi’nin sürüklediği akında Mert Müldür voleyi muhteşem yapıştırmıştı. Hemen akabinde yine ağları buluyorduk. Şiir gibi gelişen atakta Arda-Orkun-Kenan üçgeninde Almanya patentli Yıldız fileleri havalandırmıştı. VAR incelemesinde kramponun ucu ileride olduğundan, tabela değişmemişti.
Golden sonra yüklenen Sagnol’un öğrencileri, 32’de skoru eşitliyordu. Kochorashvili getirmiş, Mikautadze iyi bitirmişti.
36’da geriye düşebilirdik. Yine sağ kanattan etkili gelmişler, Mikautadze’nin şutu kaleyi yalamıştı. Başka gol olmuyor, soyunma odasına 1-1’lik skorla gidiliyordu. Devre sanki iki bölümdü. Öne geçinceye kadar ışıldayan ay-yıldızlılar, tabelayı değiştirdikten sonra neredeyse sahadan silinmişti. İkinci 45 dakika sanki her şeye gebeydi…İkinci yarıda her ekip de yükleniyordu. Onlar daha çok geçiş kovalarken, biz olağan şüphelilerimizin ayağına bakıyorduk. Montella’nın sanki hamle yapması gerekiyordu. 66’da yine öndeydik. 80 milyonun gözbebeği Arda, o muhteşem sol ayağıyla şiir yazmıştı.70’te sahanın en iyilerinden Kochorashvili’nin şutu direkte patlamıştı. Ona rahat bir vuruş imkânı tanımayan Arda’ydı. Orta sahaya müdahale şarttı!
79’da Arda’yla Kaan çıkmış, Yusuf’la Merih girmişti. Son bölümde üçlüye dönen Montella, belli ki sonuca göre çok tartışılacaktı. 87’de oyuna sonradan girenlerden Zeki’nin ortasına Yusuf vurmuş, Mamardashvili iyi kurtarmıştı. Uzatmalarda Kvara’nın ortasında iki Gürcü futbolcu birbirine girmese, tabela eşitlenecekti. Maçın son anları unutulmazdı. Kvara’nın direkte patlayan ortasında seken top kaleye girerken, Samet Hızır gibi yetişiyordu. Ondan seken top kornere çıkmıştı. Arka arkaya kullanılan kornerlerde Mamardashvili kalesinden gelip gol ararken, gelişen kontrada Kerem skoru ilan ediyordu: 3-1!
Tarihimizde ilk kez Avrupa Şampiyonası’na galibiyetle başladık. Attığımız iki jeneriklik gol de muhteşemdi. Arda gülünce, Türkiye gülmüş sayıldı! Montella’nın yaptığı hatalı değişikliklerle rakibi oyuna davet etmesi dikkat çekiciydi. Fakat şans melekleri kale direklerimizde ikâmet ediyor gibiydi. Bu harika başlangıçtan sonra bir puan bizi gruptan çıkarır gibi gözüküyor. Fakat her zaman düşeş atamazsınız ya neyse… Maç sonu çalan Bir Başkadır Benim Memleketim şarkısı ise hepimizi duygulandırıyordu