Avusturya’da Romanlar: 30 yıllık yasal tanınmaya karşın hala ana dilde ders yok
2018 yılında İstanbul'da düzenlenen Dünya Romanlar Günü etkinliğinden. (DepoPhotos)

Serdar Paulo Erdost / VİYANA

8 Nisan Dünya Romanlar Günü dolayısıyla “Voice of Diversity” derneği Viyana’daki Porgy & Bess lokalinde bir panel ve etkileyici bir sanatsal etkinlik düzenledi. 2023 yılının Avusturyalı Romanlar açısından anlamlı bir tarih olduğu etkinlik içeriğine hâkimdi. Çünkü bu yıl, Romanların yasal olarak etnik azınlık statüsüne geçmesinin 30. yılı. Panelde de bu 30 yıllık önemli tarihi sürece imzasını atmış kişilikler bir araya geldiler. Siyasal Bilimci ve Tarih Profesörü Erika Thurner, Roman Konseyi Başkanı Emmerich Gärtner Horvath, Sosyal Dil Bilimci Dieter Halwachs, Music and Minorities Research Center Direktörü Ursula Hemetek ve yine Siyasal Bilimci Mirjam Karoly iki saate yakın bu 30 yılın değerlendirmesini yaptılar. Panelde, ana dilde eğitim belirgin bir şekilde çözüm arayan bir konu olarak kendini gösterdi. Roman Konseyi Başkanı Emmerich Gärtner Horvath 30 yıl geçmesine karşın, ana dil ders kitapları ve eğitmen yokluğuna dikkati çekerek politikacıları göreve davet etti.

ROMANLARIN YASAL OLARAK ETNİK AZINLIK STATÜSÜNE GEÇMESİ

16 Aralık 1993’te Romanlar, Federal Parlamento Ana Komitesi’nde oy birliğiyle alınan kararla Avusturya’daki altıncı etnik grup olarak resmen tanındı. “Roman etnik grubu” terimi, Romanların bir etnik grup olarak tanınması Avusturya hukuk tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu tanınma, birçok yüz yıl baskı, dışlanma ve aşağılanma tarihinin bitime yönelik Avusturya azınlık politikasının doruk noktası ve Avusturyalı Romanların Avrupa başarı öyküsünün başlangıcı olarak kabul edilir. 23 Aralık 1993’te gazetede yayınlanan resmiyet, Roman ve Sinti’ler için uzun zamandır beklenen mükemmel bir Noel hediyesiydi.

Bu anlamlı tarihsel süreci başka bir yazımızda geniş olarak ele alacağız. Romanlar 17 Mayıs 2023’de Federal Parlamento’ya davetliler ve temsilcileri orada 30 yıllık tanınma üzerine konuşacaklar. Bizler de bu davetin içeriğini bir yazıyla sizlere ulaştıracağız.

Bugün ise, Roman Konseyi Başkanı Emmerich Gärtner Horvath’ın belirttiği 30 yılın çözemediği sorun olan ana dil konusuna eğilmek istiyoruz.

AVUSTURYA ROMANLARININ YASAL OLARAK TANINMIŞ ANA DİLİ

“Burgenland Romani” Avusturya Romanlarının yasal olarak tanınmış ana diline verilen addır. Burgenland Romani de diğer birçok Avrupa’daki diller gibi Hint-Avrupa dil ailesinden gelmektedir. Punjapi, Hintçe ve Urduca dilleri ile yakınlığı söz konusudur. Burgenland’da Romanların kullandığı ana dil, çeşitli lehçeleri içinde barındıran heterojen bir dildir ve bir standardı yoktur. En belirleyici olanı da, geleneksel kültür varlıkları ile (masal, ezgiler, gibi) ağızdan ağıza aktarılmıştır.

Dilin kaybolma tehlikesine karşı, ülkenin güneyinde, Romanların yoğun oturum bölgesine komşu eyalet başkenti Graz’daki Karl-Franzens-Universitesinde 1990 yılından itibaren Romani Projesi araştırmalarına başlanmıştır. Projenin yönetimine Sosyal Dilbilimci Dieter W. Halwachs getirilmiştir. İlk araştırmalarda, Romanların %92’sinin ana dilini konuşma ve %90’nunun da yazı dilini kullanma isteği belirlenmiştir. Romanların ana dilinin kodlanması, dil bilgisi ve yazım dilinin dokümanlanması amacıyla Halwachs, Mozes Heinschink adlı didaktik dil bilimciyi bulur.

Mozes Heinschink aslında bir Gadjo’dur (Roman olmayan, yabancı), ve altmış yılı aşkın bir süredir kendisini Roman dilinin farklı lehçelerine adamıştır ve uzun süredir Roman dili konusunda en yetkin uzmanlardan biri olarak kabul edilmektedir. Heinschink’in elinde “odalar dolusu” ses ve müzik kayıtlardan oluşan çok zengin bir arşiv bulunmaktadır. Bu sırada, proje yöneticisi Dieter Halwachs, Burgenland’da kendisi Roman olan ve anadilini çok iyi kullanan “Roman Servisi” dernek başkanı aktif bir militan Emmerich Gärtner Horvath’la da tanışır. Böylece emprik bilimsel çalışma şekillenir ve bu aynı zamanda üç insan arasında günümüze dek süren bir dostluğun da ifadesi olur.

1995’li yıllarda, adına “Burgenland Romani” denilen Romanların ana dili omurgası yazı dili olma özellikleriyle bitirilmiştir. Romanlar, standartlaştırılmış bir ana diline kavuşmuşlardır. Amaç bu dilin, yani resmi adıyla “Burgenland Romani”nin eğitim dili olmasını sağlamaktır.

“30 YIL GEÇMESİNE KARŞIN BU AMACA DEĞİL ULAŞMAKTAN ÇOK UZAĞIZ”

Geçmişe yaptığımız kısa bir geziden sonra yeniden 8 Nisan Roman Dünya Günü dolayısıyla gerçekleştirilen panele geri dönersek, şu anda Roman Konseyi Başkanı Emmerich Gärtner Horvath 30 yıl geçmesine karşın bu amaca değil ulaşmak, yakınlaşmaktan bile hala fersah fersah uzakta bulunmayı eleştirisinin temeline koymaktadır.

Burgenland Eyaleti, Romanların ana vatanı olarak sayılmaktadır. Bu eyalet Romanların yanı sıra yasal olarak tanınan Macar ve Hırvat azınlıkların da yerleşim bölgesidir. 1994 yılından beri yürürlükte olan Eyalet Azınlıklar Okul Yasasında, bu azıklıkların kendi ana dillerinde eğitim hakkı tespit olunmuştur. Eyalet’in bunun için iki dilde öğretmen yetiştiren bir yüksekokulu bulunmaktadır.

Son yıllarda Macar ve Hırvat azınlıkların ana dilinde yetişen öğretmen sayısında bir azalma olmasına karşın, Romanlar halen bir başlangıç bile yapamamanın sıkıntısı içerisindedir. Oberwart, Romani dilinde Erba şehrindeki ilk okulun birinde “Burgenland Romani” dilini öğrenmek seçmeli ek ders olarak verilmektedir. Roman Halk Yüksek Okulunda herkese açık “Burgenland Romani” ana dil kursları sunulmaktadır. İlkokullarda ilgi iyi bir düzeydedir. Eğitmen yokluğundan dersler ve kurslar, ana dilin kodlanması ve grameri ile yazı dili haline getirilmesi sürecinde proje bünyesinde dili iyi öğrenmiş bir kaç azınlık mensubu kişi tarafından yapılmaktadır. Panelde, Roman Konseyi Başkanı Emmerich Gärtner Horvath yıllar geçmesine karşın ders kitaplarının plana uygun bir şekilde henüz oluşturulmamasından kaynaklanan soruna dikkati çekmektedir. Politikanın yasa satırları arasında tıkanıp kalması, Başkan’ın bıkıp usanmadan yinelediği bir durumdur. Gençler arasında ana dile ilgi ve onlar için kalıcı eserler bırakmak isteği onu diri tutmaktadır.

ANA DİLİN KAMUDA KULLANIMI ÖZ GÜVENİ ARTTIRIR, İŞLEVİ ÇEKİCİLİĞİ KALICI KILAR

Sosyal Dil Bilimci Dieter Halwachs, bir azınlık ana dilinin sadece aile çevresinde değil aynı zamanda kamuda kullanılmasının, azınlık üyelerinin öz güvenini arttırdığını belirtmektedir. Bunun aynı zamanda kimlik oluşturmada ve ait olma duygusunun gelişmesinde olumlu etkilerinin varlığından vurgulamaktadır. Dieter Halwachs’a göre, bununla azınlık ana dili, azınlık mensupları için arka planda duran değil, onlar için kamuda kullanılan ilk dil olma özelliğine ulaşmaktadır.

Geçtiğimiz yıllarda medya ve kültür alanında ana dilin kullanılması açısından belirgin olumlu değişiklikler olduğu panel katılımcıları tarafından paylaşılan bir görüştü. Fakat bu alanlarda aktörler genellikle azınlık grubu mensubu kişilerdir. Bir dilin hayatta çekiciliğini koruması için, onun herkes için iktisadi ve kommunal yaşamda bir işlevi olması gerektiği de diğer bir gerçeklik olarak kabul görmektedir. Romanların ana vatanı Burgenland Eyaleti göç güzergâhı üzerinde bir sınır bölgesidir. Günlük hayatta bu dört ana dile hâkim eyalette, en azından kamuda çalışanlardan azınlık dillerinden birini konuşmayı ek bir yetenek olarak istemek ve işe alınmada zorunlu bir koşul olarak yerleştirmek, politikanın yapma yeteneğinde olduğu anlamlı ve kalıcı bir düzenleme olur. İktisadi anlamında sınırlar arası değişim projeleri çerçevesinde bir hareketlilik söz konusudur, fakat bunlar yaygın ve kalıcılığı düşük çalışmalardır.

Roman Konseyi Başkanı Emmerich Gärtner Horvath’ın her yıl benzeri anma törenlerinde yinelediği ana dili “Burgenland Romani”yi bilim dili yapma talebi ise, 30 yıllık yasal azınlık olarak tanınma yıl dönümünde halen güncelliğini korumaktadır.