‘Yavaş Yavaş Bilemiyorum’, şiirimizin bir ustasının yeni şiirleri. Süreyya Berfe hâlâ taze soluklar üflemeyi başarabiliyor dünyamıza. Yeni kitabı bunun en güzel örneklerinden biri

Baharla yol alan dizeler

EGE YATIR

1964’ten beri şiirleriyle yaşamayı sürdüren ender kalemlerden biri Süreyya Berfe. Ortaya koyduğu üslupla şiir dünyamızda kendine has bir dünya yaratan şair dizeler üretmeyi sürdürüyor. Bugün 79 yaşında olan Süreyya Berfe’nin şiirleri arasında dolaşmaya başladığımızda imzası haline gelen üslubundan sesler, kulaklara dolmaya başlar. Bir müzikle, şiirin büyülü notalarıyla kulaklardan ruha dokunur şair. Bu, dün böyleydi; şiir yolculuğunun başından beri. Görüyoruz ki bugün de böyle. Berfe’nin geçen günlerde okur karşısına çıkan yeni şiir toplamı ‘Yavaş Yavaş Bilemiyorum’, bize bunu söyleyebilme ruhsatını veriyor.


Bahar tazeliğiyle bezenmiş şiirler ‘Yavaş Yavaş Bilemiyorum’da toplananlar. Baharın yeniden doğumu anıştıran tüm seslerini şiirinin imge dünyasının arasına katıyor şair. Öte yandan tazeliğe dair bu imgeler denizi bünyesinde içten içe yürüyen bir şair hüznünü de taşıyor. Baharın gelişine, insanın baharının gelişine yakılmış türküler böylelikle aynı anda içinde bu baharın gidişine duyulacak üzüntüyü de ortak ediyor. Böylelikle duygu evreni de en az imge evreni kadar zengin bir şiir dünyasının içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu zenginliğe bir başka zenginlik de eşlik ediyor…

Şiir, şairin üretip okuruna sunduğu imgelerin her şiir okurunda bir anlam daha kazanarak yeniden üretilmesi, bir anlamda yeniden doğurulmasıyla anlam alanını genişletip büyütür. Berfe’nin ‘Yavaş Yavaş Bilemiyorum’da bir araya getirdiği şiirlerine bu yönüyle bakıldığında karşımıza zengin bir dünyanın çıktığını belirtmek gerek.

Şiirlerle akla düşürülenlerin aslan payını ise “aşk” alıyor kitap özelinde. Aşk pek çok şairin kaleminde yüzyıllardır kendine yer buluyor da üzerine söylenebileceklerin sınırına dahi yaklaşamıyoruz. Çünkü her insanla yeniden tazelenen aşk mefhumu, bir yönüyle her insanda kendi şiirini de yaşatıyor, kendi şiirini yazıyor. ‘Yavaş Yavaş Bilemiyorum’ özelinde ise aşk, bir yaşayış hali daha çok şair için. Tıpkı her insanla tazelenen bir duygu olduğu gibi Berfe de her bahar çiçeğinde yeşertiyor aşkı kelime kelime. Fakat bu aşk yazının hemen başında da değinildiği gibi özlemle, hüzünle, yalnızlığın kendi evreniyle bezeli bir aşk. Yoksa “Bahar da acı duyar/ gelişinin acısını” diye bir dize çıkabilir mi usta şairin kaleminden? Ya da “Bahar geldi/ Herkesin/ her şeyin sesi kendine” derken Berfe, özlem duyulan aşkla birlikte bu aşkın acısını da en derinden hissettiğini duyurmuyor mu bize?

Divan edebiyatından az çok nasiplenmişler, Gül ile Bülbül’ün aşklarını bilirler. Bilindik bir mazmundur: Bülbül güle öylesine sevdalıdır ki kokusunu ciğerlerine hapsedebilmek için dikenlerine razıdır Gül’ün. Kanatsa da kanadını razıdır kokusuna. Süreyya Berfe de böylesi bir ilişkiyi baharla, baharla gelen’le kuruyor demek mümkün. Aşkına da, acısına da, yalnızlığına da razı şiirler, dizeler bu anlamda ‘Yavaş Yavaş Bilemiyorum’un dünyasını şekillendiriyor. Süreyya Berfe de bu dünyanın şarkısını müthiş bir kelime zenginliğinde okurlarına ulaştırıyor.

‘Yavaş Yavaş Bilemiyorum’, şiirimizin bir ustasının yeni şiirleri. Süreyya Berfe hâlâ taze soluklar üflemeyi başarabiliyor dünyamıza. Yeni kitabı bunun en güzel örneklerinden biri.