Bahçeli neyin peşinde?
Fotoğraf: AA

Sürpriz bir gelişme olmazsa cumhurbaşkanlığı seçiminde dört adayın ismi netleşti. O nedenle haftanın en önemli gündemi hiç kuşku yok ki parlamento seçimleri ve ittifakların alacağı tutum olacak.

Cumhur İttifakı için salı günü akşamına kadar her şey halledilmiş gibiydi. Yeniden Refah Partisi (YRP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) kendi amblemi ve adayları ile seçime girecek, Hüda Par ise AKP’nin listelerine isim verecekti. MHP ve AKP 20 ilde büyük oranda anlaşmış diğer noktalar için çalışma son aşamasına gelmişti. Salı günü akşam saatlerinde MHP lideri Devlet Bahçeli’nin peşi sıra gelen sosyal medya paylaşımı durumun pürüzsüz ilerlemediğini gösterdi.


GENİŞLEMEYE İTİRAZ

Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nı iki ortaklı bir yapı olarak kurguladığını bilmeyen yok. Bahçeli’ye göre ittifaka destek gelecekse ya AKP’ye ya da MHP’ye dahil olarak onların üzerinden gelmeli. Ama bu sefer öyle olmadı. 7 Haziran seçimlerinden sonraki o muhteşem işbirliğinin formatı değişti. Bahçeli için yeni bir durumdu ve çok alışık değildi. Özellikle YRP’nin dahil olmasıyla ittifakta dengelerin değiştiğini düşünüyor.

‘KIYMET BİLİNMEDİ’

Bahçeli’nin çıkışının arkasında partinin kurmaylarından gelen “ittifakın devamı için gösterdikleri iyi niyetin yeteri kadar değer görmediği” eleştirisinin etkili olduğu söyleniyor. Özellikle AKP yöneticileri ve bazı bakanlar tarafından “İttifakın kurucu üyesi” muamelesi görmediklerini ifade ediyorlar. AKP’ye mahkum bir MHP görüntüsünden rahatsızlar.

Sinan Ateş cinayetinde okların hedefi haline gelen MHP’nin iktidar tarafından yalnız bırakıldığını söyleyip güvenmediklerini ifade ediyorlar.
Özellikle milletvekili çıkarılacak bölgelerle ilgili iki parti arasında yapılan görüşmelerde MHP’ye neredeyse yer açılmaması ipleri iyice geren bir diğer konu oldu. AKP’lilerin yerel seçimlerde MHP’ye fazla alan açıldığına dair bir yaklaşımla masaya oturduğu kulislere sızan diğer bir bilgi. MHP’de rüştünü ispatlama eğilimi de var.

BAHÇELİ DÖNER Mİ?

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “her ilde kendi amblemimiz ve adaylarımızla gireceğiz” çıkışı kuşkusuz önemli. Ama 9 Nisan’a kadar daha çok zaman var ve Bahçeli’nin bu zamanı çok iyi değerlendireceğine hiç kuşku yok.

Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın oy oranlarında büyük bir fark olması beklenmiyor. Kamuoyu araştırmalarında en üst sınır bile 5-6 puanı aşmıyor. Parlamento seçimlerinde ittifakların milletvekili sayılarını esas olarak seçime girme yöntemleri belirleyecek.

Cumhur İttifakı hiç kuşku yok ki yeni seçim yasasını çok parçalı olan muhalefet cephesinin işini daha da zorlaştırmak için yaptı. MHP’nin elini rahatlatmak dışında, HDP ile CHP arasında baraj bağını koparmak ve altı partinin milletvekili dizilimini zorlaştırmak için yaptı. Cumhur genişlemek zorunda kalınca da o zorluk kendi başına geldi.

Devlet Bahçeli tüm bu hesapları yapacak bir siyasetçi. Erdoğan’ın Erbakan ve Destici ile yaptığı görüşmelerden sonra meseleyi ikili bir kez daha değerlendirecektir.

Bir önceki seçimlere ittifak dışında girmeyi bile açıklayan Bahçeli’nin bu sözünden de dönebileceğine hiç kuşku yok. Tam da burada kritik olan başlık Bahçeli’nin taleplerinin karşılanma oranı olacak.

ERDOĞAN KAZANIRSA

Bu söz Erdoğan tarafından FETÖ’cüler için söylenmişti. 14 Mayıs seçimlerine günler kala siyasetin geldiği nokta AKP’nin sıkışmışlığı ve Erdoğan’ın bir oya bile ihtiyaç duyması sözün yeniden güncellenmesini sağladı. Erdoğan’a “rest” çeken herkes her parti ve çevre artık istediğini alabilir bir görüntü oluştu. Hüda Par, BBP ve son olarak YRP bunun önemli işaretleriyken iş dünyasından spor çevrelerine kadar benzer onlarca örnek sıralanıyor.

Erdoğan’ı elini zayıflatan sadece her oya ihtiyaç duyması değil. Seçimi kazanamama ihtimalinin güçlenmesiyle partilerin gözlerini sadece milletvekilliğine dikmesi de bir başka önemli etken. İktidar olmayan Erdoğan’ın müttefiklerine verebileceği hiçbir şey kalmıyor. Hatta Erdoğan’la görünür olmakla risk bile aldıkları söylenebilir.

Bu konuda Millet İttifakı’nın daha rahat olduğu anlaşılıyor. Erdoğan’ın bakanları bile vekil olurken seçimi kazanma konusunda çok daha kendinden emin olan muhalefet partilerinin liderleri Meclis’ten feragat ederek cumhurbaşkanlığı yardımcılığı konusunda anlaşabiliyor.

15 MAYIS’A YATIRIM

Cumhur İttifakı içinde yer alan partilerin kendi amblem ve adayları ile girme tercihinin arkasında seçim sonrasına dair değerlendirmeleri de etkili olduğu çok açık. Cumhur İttifakı ve Erdoğan’ın yenilgisi siyasette bir domino etkisi yaratacak ve taşlar yerinden oynayacak. Zafer, MHP, BBP ve İYİP bir ölçüde aynı tabana sesleniyor. Benzer bir görüntü YRP, SP, DEVA ve Gelecek Partisi için de geçerli. Tüm bu partilerin AKP’nin tabanında gözünün olduğunu söylemeye gerek bile yok. Erbakan, bu partiler içinde bir adım öne çıkmaya çalışıyor. Bu yüzden Erdoğan’la kavga ederek değil yanında yer alarak 15 Mayıs’a avantajlı girmek istiyor.

İttifak içindeki partilerin kendi adları ile girme çabası aynı zamanda telaşı da gösteriyor. Eğer bu telaş duygusu galip gelirse Millet İttifakı çok avantajlı olacak. Ama söz konusu Erdoğan ve Bahçeli ise son dakikaya kadar beklemekte fayda var.

***

Muhalefette durum ne?

İktidar cenahı bunlarla boğuşurken muhalefette de durum pirü pak değil. Millet İttifakı içinde ‘ittifak içinde ittifak’ denilebilecek değişik formüller tartışılmaya devam ediyor. Bazı partilerin tek parti olarak girebileceği kimilerinin ise CHP’den aday göstereceği konuşulanlar arasında. Emek ve Özgürlük İttifakı’nda ise EMEP’in Yeşil Sol Parti listelerinden seçime gireceğini açıklaması ilginç bir gelişme oldu. Şu anda ittifakta TİP ve Yeşil Sol Parti girecek gibi gözüküyor. Önümüzdeki hafta iktidar kanadında da muhalefette de yeni gelişmeler olabilir.