Bakü’de işçiler görmezden gelindi: Gözler COP30’da

Lina TORRES - Bert De WEL
Küresel sendikal hareket, Azerbaycan'ın Bakü kentinde düzenlenen 29. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı'na (COP29) katıldı ve aktif bir rol oynadı. Sendikalar, işçilerin, özellikle de iklim krizinin etkilerini en ağır şekilde hissedenlerin, uluslararası iklim müzakerelerine dâhil edilmesini ve belirleyici roller üstlenmesini talep etti. Küresel Güney’deki işçiler, daha yüksek sıcaklıklar, deniz seviyelerinin yükselmesi ve tarımda verim kaybı gibi nedenlerle hayatlarının ve geçim kaynaklarının ciddi tehdit altında olmasına karşı savunmasız durumdalar.
Çözümler belli: İddialı iklim azaltım, uyum ve zarar politikaları; uygun iklim finansmanı ile desteklenerek uygulanmalıdır. Adil geçiş politikaları işçilerin haklarını korumalı, sosyal diyalog mekanizmalarını güçlendirmeli ve beceri geliştirme programlarıyla işçilerin karbon nötr ekonomilere uyumu sağlanmalıdır.
COP29 HAYAL KIRIKLIĞI
Ancak COP29, birçok kritik alanda başarısızlıkla sonuçlandı. İklim finansmanı yetersiz kaldı, adil geçiş politikaları hayata geçirilmedi ve fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yönelik taahhütler yerine getirilmedi. Küresel sendikal hareket, fosil yakıt çıkar gruplarının etkisine karşı sosyal hareketlerle birlikte mücadele etmek zorunda kaldı.
Şimdi gözler, Brezilya'nın Amazon şehri Belém'de düzenlenecek COP30'a çevrilmiş durumda. Bu, işçiler için adil bir geçişi gerçekleştirme fırsatıdır ve dünya bu fırsatı kaçırmayı göze alamaz.
İklim Finansmanında Tehlikeli Bir Boşluk COP29'un önemli gündem maddelerinden biri, "yeni kolektif nicel hedef" (NCQG) adı verilen iklim finansmanı hedefinin belirlenmesiydi. Ancak ülkeler hâlâ 2009'da belirlenen 100 milyar dolarlık hedefle hareket ediyor. COP29'da hedeflenen 300 milyar dolarlık yıllık finansman, ihtiyaç duyulan trilyonların çok gerisinde kaldı.
Ayrıca, gelişmiş ülkeler temel kamu finansmanı taahhütlerini yerine getirmedi. Bu finansman, düşük gelirli ülkelerin borç krizine sürüklenmeden iklim politikalarını uygulamalarını sağlamalıdır.
NCQG kararı, hükümetlerin adil geçiş politikaları için sendikalarla iş birliği yapması adına önemli bir fırsat sunuyor. Bu süreç, 2025 yılına kadar hazırlanması gereken Ulusal Katkı Beyanları (NDC'ler), Ulusal Uyum Planları (NAP'lar) ve Uzun Vadeli Düşük Emisyonlu Kalkınma Stratejileri (LT-LEDS) ile uyumlu olmalıdır.
İŞÇİ HAKLARI KİLİT
Adil Geçişte Tıkanıklık Dubai’deki COP28’de alınan Adil Geçiş Çalışma Programı (JTWP) kararlarının Bakü’de ilerletilmesi bekleniyordu. Ancak ne Küresel Kuzey ne de Küresel Güney, bu kararlara öncelik verdi. İklim finansmanı ve adil geçiş politikaları konularında ilerleme sağlanamadı.
COP29 Başkanlığı, adil geçiş konusunda gerekli rehberliği sunmadı ve işçi hakları müzakerelerde göz ardı edildi. Yüksek Düzey Bakanlar Toplantısı'nda işçiler ve gözlemci örgütler söz hakkı alamadı.
Küresel işçi hareketi, COP30’un Brezilyalı Başkanlığı'nın bu sorunları ele almasını bekliyor. İklim finansmanı ve adil geçiş politikalarının hayata geçirilmesi için ilerleme sağlanmalıdır. Haziran 2025’te Bonn’da düzenlenecek ara oturum, bu doğrultuda kritik bir adımdır. Adil geçiş kararı, COP30'daki müzakerelere taşınmalıdır.
Bakü’deki sonuçlar hayal kırıklığı yarattı: Adil Geçiş Çalışma Programı hakkında ilerleme sağlanamadı, iklim finansmanı hedefleri karşılanmadı ve iddialı Ulusal Katkı Beyanları için somut taahhütler verilmedi.
Sendikalar, COP30’a kadar hükümetleri işçi odaklı ve etkili iklim politikaları uygulamaya zorlamaya devam edecek. Etkili bir iklim eylemi, mevcut ve gelecek nesil işçilerin haklarını korumadan mümkün değildir.