Google Play Store
App Store

1956’dan 2009’a kadar France Football tarafından verilen ödül, başta Avrupa için tasarlandı. Zaman içinde kapsamı değişiklik gösterdi. 2007’den itibaren tüm dünyada görev yapan futbolcular değerlendirmeye alınırken, 2010’dan itibaren FIFA ile France Football FIFA Ballon D’Or ödülünü vermeye başladı. Hemen ertesi sene de UEFA Avrupa’da Yılın En İyi Oyuncusu ödülünü vermeye başladı. Böylece 1956’dan itibaren devam eden geleneğin yaşatılması amaçlanmıştı.

FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü

1991’de FIFA dünyanın en iyisini seçmeye karar vermişti. 2009’a kadar bu uygulama devam etti. 2010’da France Football ile birlikte güçler birleştirildi, FIFA Ballon d’Or verilmeye başlandı.

12 defa FIFA’nın dünyanın en iyisi seçtiği futbolcu, France Football tarafından da Ballon d’Or ödülüne layık görüldü. 1995’te Weah ayrıca Afrika’da yılın futbolcusu seçilerek tarihe geçti. Liberyalı santrfor tüm ödülleri kapmıştı.

FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu Ödülü’nü üçer kez alan iki futbolcu bulunuyor: Fenomen Ronaldo ve Zidane.

FIFA, 2001’den itibaren aynı ödülü kadın futbolculara da vermeye başladı. 2010’dan itibaren başlayan France Football ile ortaklık kadın futbolunda da geçerli.

Aslında her şey bir gazetecinin önerisiyle başlamıştı… Şampiyon Kulüpler Kupası’nın da fikir babası olan Gabriel Hanot’nun satırları yine futbolda bir çağ başlatmıştı…

Peki o kimdi…

1889’da doğan Gabriel Hanot, futbolun emekleme günlerinde sahne alan sayısız oyuncudan biriydi. Fransa Milli Takımı formasını da 12 defa terleten savunma oyuncusu, 1919’daki Belçika mücadelesinde ülkesinin kaptanıydı. Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlardan kaçarak havacı olan vatansever futbolcu şanslıydı. Harpte havacı olarak görev yapan 17 bini aşkın Fransız askerinden 5500 kadarı hayatını kaybederken, o bir manada Rus ruletinden sağ çıkmıştı. Fakat uçma tutkusu sahalara veda etmesinin de nedeni olmuş; bir uçak kazasından sonra futbolu bırakmak zorunda kalmıştı.

Fransa’nın efsane spor gazetesi L’Équipe’in öncülü L’Auto’da yazmaya başlayan Hanot’nun zihni dur durak bilmiyordu. Bir yandan kadın futbolunun nasıl geliştirilebileceğine dair kafa patlatan eski futbolcu/yeni gazeteci, bir yandan antrenörler için kurslar düzenliyor, gençler için turnuvalar planlıyordu. 1946’dan 1949’a kadar Fransız Milli Takımı’nda oyuncuları seçen ekipte de yer almıştı. 1949’daki İspanya bozgunundan sonra ise L’Équipe yazarı Hanot, federasyon yetkilisi Hanot’nun istifasını istemişti.

5-1’lik yenilgiden iki gün sonra gazetede imzasız olarak çıkan yazı yenilir yutulur gibi değildi. Bu kurtuluş reçetesine göre futbol takvimi yeniden düzenlenmeli, en üst ligdeki takım sayısı düşürülmeliydi. Futbolun geleceği için çocuklar maçlara bedava girebilmeliydi. Ayrıca 70 küsur yıl önce bile oyuncuların fazla para kazandığının altı çizilmişti. Gerçi o zaman bir futbolcu asgari ücretin yaklaşık 10 katını kazanıyordu ya, neyse…

L’Équipe bu yazı haricinde, büyük harflerle teknik direktörün değiştirilmesi gerektiğini de yazmıştı. Bütün bu eleştiri oklarının arkasındaki isim, gazetenin başyazarı ve editörü Hanot’dan başkası değildi. Hanot, alenen elindeki basın organını kullanarak yetkililerin kendisini görevden almalarını rica ediyordu. 24 saat geçmeden muradına ermiş, o saatten sonra artık bütün dikkatini köşesine vermişti.

Şampiyon Kulüpler Kupası’nın babası

1948’de Güney Amerika şampiyonları bir turnuvada biraraya gelmişti. Libertadores Kupası’nın öncülü olan bu organizasyonu yerinde takip eden L'Équipe muhabiri Jacques Ferran’ın gördüklerini editörü Hanot’ya anlatması kafalardaki ilk ışığı yakıyordu. 1954 Dünya Kupası finalisti Macaristan Milli Takımı’nın çoğunluğunu oluşturan Honved’in aynı yılın sonunda Wolverhampton Wanderers tarafından devrilmesi ise ikinci köşe taşı olacaktı. İngiliz basınının kendi takımlarını “dünya şampiyonu” ilan etmesi üzerine, Hanot bir makale yazmıştı. Bunun söylenebilmesi için Wolves’un deplasmanlara gitmesi gerektiğini, Milan veya Real Madrid gibi köklü ekiplerle de oynaması gerektiğini vurguluyordu.

Sonunda UEFA, ısrarla Avrupa’nın en iyi kulübünün belirlenmesi gerektiğini söyleyen usta gazeteciye kulak verdi ve Şampiyon Kulüpler Kupası böylece doğdu. Turnuvaya lig şampiyonları katılacaktı. Tabii istisnalar da mevcuttu. Yeni organizasyonda taçlanan takım, kendi ligindeki sıralamasından bağımsız olarak unvanını koruma şansına sahip olacaktı.

1992-93 sezonunda statü aynı kalsa da bir anda markanın ismi değişmişti. Avrupa futbolunun patronu, göz bebeğine artık Şampiyonlar Ligi diyordu. UEFA, elinde altın yumurtlayan bir tavuk tuttuğunun farkındaydı. 1997’de katılımcı sayısı artmış, ikinciler de organizasyonda boy göstermeye başlamıştı. Yeni statünün saçmalığı birçoklarını üzse de futbolun şahikası aslında bir gazeteciden esinlenmişti.

Hanot sadece bu fi organizasyonun fikir babası değildi. Ona göre Avrupa’nın en iyi futbolcusunun da belirlenmesi gerekiyordu. France Football dergisinin verdiği Ballon d’Or, ilk kez 1956’da Sir Stanley Matthews’a bahşedilmişti.

BÜYÜCÜ MATTHEWS

Ağzına içki koymayan bir vejetaryendi o. Savaşçı değildi. Ayağına çok yakışan topla birlikte sergiledikleri nedeniyle driplingin büyücüsü ilan edilse de, basının takdirini kazanacağı günler yakındı.

1938’de ölümsüz sağ açık transfer olmak isteyince, Stoke karışmıştı. Üç binden fazla taraftar onun için yürüdü, açılan pankartlar büyücünün kalmasını sağlamıştı. Araya giren İkinci Dünya Savaşı’nda orduda savaşmıştı. Kimi zaman gösteri maçlarında sahne alsa da, askerdi artık. Otuzunda savaş bitti. Daha ne kadar oynayabilirdi ki…

Blackpool’a adımını attığında 32 yaşındaydı. Hocası Joe Smith de ona inanmayanlardandı. Antrenörüne göre, birkaç sene oynar, sonra balık tutmaya başlardı.

1948’de İtalya karşısında markajcısını geçip korner bayrağında terini silen usta, saçlarını düzeltmişti. Tabii bu an sahadakiler tarafından “Matthews cebinden çıkardığı tarakla, saçlarını taramıştı” şeklinde yorumlanmıştı. İngiliz Futbol Yazarları Birliği’nin seçtiği ilk yılın en iyi oyuncusu oydu.

1953’te dünyanın en köklü futbol organizasyonu Federasyon Kupası’nı kaldırdığında, driplingin büyücüsü 38 yalındaydı. Kraliçe olmasına daha bir ay olan İkinci Elizabeth’in hayatında gittiği ilk futbol maçının son çeyreğinde esen Blackpool fırtınası, akıllara durgunluk vermişti. Bitime 25 dakika kala Bolton 3-1 öndeydi. Kırk yaşına merdiven dayamış bir adamın azmi maçı çeviriyordu. Mortensen hat-trick yaparken, bizimisi Bolton'u dağıtıyor, bu maç futbol literatüründe “Matthews Finali” olarak anılıyordu.

1956’da tarihin ilk Ballon D’or Ödülü’nü evdeki camekânın içine yerleştiren Büyücü, 46’sında kürkçü dükkânı Stoke’a döndü. Aman ne olacak demeyin, takımını yeniden birinci kümeye çıkardı, kariyerinde ikinci defa yılın oyuncusu seçildi.12 aylık bir diz sakatlığını müteakip tekrar formasına kavuştuğunda 50’sini devirmişti. Kendisine göre erken olsa da, 1965’te futbolu bırakmıştı. Büyük ustanın jübilesine gelen 35 bini aşkın kişi Yaşin, Puskas, Di Stefano gibi aşık olduğumuz oyunun ilahlarına yakından şahitlik etmişti.

Yine 1965’te Kraliyet tarafından taltif edilen Matthews, Sir unvanının layık görüldüğü ilk futbolcu olmuştu. Kraliçe, ilk gittiği futbol maçının kahramanını şövalye ilan etmişti, çok da büyütmemeli!

1995’e kadar “Yaşlı Kıta”da boy gösteren en iyi Avrupalı futbolcuya giden ödül, o tarihten sonra Avrupa’da top oynayan yabancılara da verilmeye başlanmıştı. Milan forması giyen George Weah Avrupa’da yılın futbolcusu seçilen ilk Avrupalı olmayan oyuncu olmuştu.

Pele hiçbir zaman Avrupa’da oynamadığından, Maradona ise 1995’te getirilen bu değişiklikten önce sahne aldığından, bu ödüle layık görülmemişlerdi.

Alternatif listeye bakarsak Pele’nin 7, Maradona’nın 2 ödülü olabilirdi…

2007’de tüm dünyadan oyuncular değerlendirmeye alındığı için oy verenlerin sayısı arttı. 2006’da ödülün sahibi 52 Avrupalı gazetecinin oyuyla belirlenirken, 2007’de tüm dünyadan 96 gazeteci kendi beş kişilik listelerini oluşturmuş ve kazanan da böylece ortaya çıkmıştı.

Orijinal Ballon D’Or ödülünü Platini üst üste üç yıl kazanmayı başaran tek isim. Johan Cruyff ve Marco van Basten de üçer kez bu onura layık görüldü.

2009 sonrası ödülü Messi’yle Cristiano Ronaldo sürekli kaldırıyor, tartışmalar da devam ediyordu. 8 defa bu ödüle layık görülen Arjantinli, bu konuda lider… Onu beş defa kazanan Portekizli takip ediyor…

Yılın en iyi kadın futbolcusu dışında verilen Kopa Ödülü ki 21 yaşın altındaki en iyi oyunculara veriliyor. Bu sene Yamal birinci olurken, yıldızımız Arda Güler ikincilikte kaldı. Kobbie Mainoo üçüncüydü.

En iyi kaleciye 2019’dan beri verilen Yaşin Ödülü geçen yıl olduğu gibi yine Emiliano Martinez’e gitti. En çok gol atan oyuncuya verilen Gerd Müller Ödülü Mbappe’yle Kane tarafından paylaşıldı. 2021’den verilen bu ödülü en çok Lewandowski kazanmış… Eğer bu ödül daha önce verilse yine Messi’yle Ronaldo tulum çıkarırdı…

Socrates Ödülü ise bu sene Jennifer Hermoso’nun oldu. Geçen yıl bu ödül ırkçıların defalarca hedefi olan Vinicius’a gitmişti. Bu yıl ödülü kazanan kadın futbolunun önemli ismi, 2023 yılındaki Kadınlar Dünya Kupası finalinden sonra gündeme oturmuştu. Federasyon Başkanı Rubiales’in dudaklarından öptüğü Hermoso anında tepkisini göstermiş, İspanya’nın şampiyonluğu gölgede kalmıştı. Başbakanın istifasını istediği Rubiales’in bu cadı avını hak etmiyorum demesi üstüne işler daha da kızışmış, dünya şampiyonu takımın tamamı o görevde kaldığı sürece İspanya için oynamayacağını açıklamıştı. FIFA Displin Kurulu’nun da 90 gün men cezası verdiği yöneticinin maaşına, arabasına el konmuştu.

Eylül ayının başında Hermoso dava açıyor, 10 Eylül’de de Rubiales hem Federayon Başkanlığından hem de UEFA Asbaşkanlığından istifa ediyordu… Hakkında yolsuzluk iddiaları olan Rubiales, Nisan ayında da tutuklanmıştı. Tevatüre göre Suudi Arabistan’da oynanan İspanya Süper Kupası sayesinde biraz cebini doldurmuştu…