Barış iyidir ama hafıza da iyidir
TTB “Savaş bir halk sağlığı sorunudur!” başlıklı açıklamayı 24 Ocak 2018’de yapmıştı. Toplam 82 kelimelik kısa bir açıklamaydı.
Altı gün sonra TTB Merkez Konseyi’nin on bir üyesi bir sabah operasyonu ile evinden, hastanesinden gözaltına alındı, TTB binası basılıp bilgisayarlara, evraklara el konuldu.
Gerekçe TSK’nın o günlerde Afrin’e yönelik yaptığı “Zeytin Dalı Operasyonu”ydu. Savcıya göre TTB Merkez Konseyi açıklamayı PKK’nın talimatıyla yapmıştı.
Bir haftalık gözaltılardan sonra açılan dava 2019 yılı Mayıs ayında sonuçlandı ve toplam 82 kelimelik açıklamaya toplam 239 ay 22 gün hapis cezası verildi.
∗∗∗
“Hiçbir mahkeme kararı savaşın ölümlere, yaralanmalara, hastalıklara ve sakat kalmalara yol açtığı gerçeğini değiştiremez.
Hiçbir mahkeme kararı savaşın ölüm ve ağır sakatlıkların yanı sıra, güvenli suya, yiyeceğe ve sağlık hizmetlerine ulaşma zorluğuna yol açarak salgın hastalıklara neden olduğu gerçeğini değiştiremez.
Hiçbir mahkeme kararı Birinci Dünya Savaşında yarısına yakınını sivillerin oluşturduğu 16 milyon insanın, İkinci Dünya Savaşında dörtte üçünü sivillerin oluşturduğu 65 milyon insanın öldüğü gerçeğini değiştiremez.
Hiçbir mahkeme kararı yanı başımızdaki Irak’ın işgalinde büyük çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu 1 milyon, Suriye’ye yönelik emperyalist müdahalede keza büyük çoğunluğunu sivillerin oluşturduğu 500 bin insanın öldüğü gerçeğini değiştiremez.
Hiçbir mahkeme kararı savaşın başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere insan topluluklarının büyük yıkımına neden olduğu gerçeğini değiştiremez.
Hiçbir mahkeme kararı savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu gerçeğini değiştiremez.
Ve hiçbir mahkeme kararı ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur!’ dedikleri için cezalandırılmaya teşebbüs edilen arkadaşlarımızın suçsuzluğu, meşruluğu, haklılığı gerçeğini değiştiremez!
Hiçbir mahkeme kararı hekimleri ve hekim örgütlerini savaşa karşı barışı savunmaktan vaz geçiremez.”
İstanbul Tabip Odası bu açıklamayı TTB Merkez Konseyi üyelerinin ceza alması üzerine yapmıştı.
Açıklama “Bu dava burada bitmez!” diye bitiyordu.
Nitekim öyle oldu. İstinaf Mahkemesi, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı 2022 yılında bozdu ve bütün sanıkları beraat ettirdi.
∗∗∗
TTB’nin savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu açıklaması AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı kızdırmıştı. TTB’n isminin başındaki “Türk” ifadesinin süratle çıkarılması gerektiğini söylemişti.
TTB’ye asıl saldıran ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ydi.
“Tabipler Birliği isimli PYD/PKK paravan örgütü, savaş bir halk sağlığı sorunudur derken vatana ihanet suçu işlemiştir.
PYD/PKK’lıların derdine düşen alçaklar, suçsuz günahsız insanlarımıza ateş açan rezillere en ufak tepki, en küçük itiraz göstermemişlerdir.
Halka ölüm saçılıyor, sorun olmuyor; teröristler cezalandırılıyor, halk sağlığı sorununa işaret ediliyor.
Bu ne kepazelik, nasıl bir satılmışlıktır?
Tabipler Birliği Türk düşmanıdır, hekimlerin utancı, hekimliğin yüz karasıdır.
Ve de derhal, çok acil, çok seri şekilde hakkında hukuki ve yasal düzenleme yapılmalı ya da kapısına kilit asılmalıdır.”
∗∗∗
Türkiye bugünlerde “barış”ı konuşuyor. “Barış” kelimesini tırnak içinde yazdım, çünkü “süreç” gerçekten bir garip yürüyor. “Süreç” kelimesini de tırnak içinde yazdım, çünkü taraflar ondan da kaçınıyorlar.
Hayır, neticede ne derlerse desinler de bize bir şey desinler, ona da razıyım ama o da yok. Güya aylardır görüşüyorlar, konuşuyorlar, anlaştı, anlaşıyorlar ama daha yaptıkları işin ismini bile birlikte koyamıyorlar. Bir taraf “Terörsüz Türkiye” diyor, diğer taraf “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”.
Galiba dünyanın ilk “No-name Barış Süreci”ni izliyoruz.
Bunları yazmaktaki amacım pişmiş aşa, ne kadar pişti bilemiyorum, su katmak değil.
Neticede adı konulmasa da barış iyidir. Gençlerin dağ başlarında, mağara kovuklarında ölmemesi, annelerin ağlamaması, yoksul evlere ateş düşmemesi iyidir.
Ama “Savaş bir halk sağlığı sorunudur!” dediği için TTB’ye “vatan haini, alçak, kepaze, satılmış” diyenleri, yıllarca sokaklarda Kürtleri, Kürtlerin dostları olduğu için solcuları, sosyalistleri linç edenleri, evlerini yakıp yıkanları, meydanlarda urgan atanları da unutmamak, hele de “Barış elçisi” mertebesine hiç yükseltmemek gerekir.
Barış iyidir ama hafıza da iyidir.