Başbakanı Kunta Kinte olan memleketim!..
Dün 12 Mart’tı..Türkiye Cumhuriyetinin kısa tarihinde gördüğü önemli zulümlerin seneyi devriyesiydi yani!. Biri; 12 Mart 1971’de
Dün 12 Mart’tı..Türkiye Cumhuriyetinin kısa tarihinde gördüğü önemli zulümlerin seneyi devriyesiydi yani!.
Biri; 12 Mart 1971’de Demirel hükümetine karşı yapılan “Askeri Müdahale.”
Sağı gösterip sola vurulan darbe!..
Öyküsü hayli uzun..
Ama ibretlik..
Emir-komuta zinciri içerisinde 12 Mart muhtırası verilmemiş olsaydı,
TSK içinde kurulmuş olan ve başında Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun bulunduğu gizli askeri cunta, 9 Mart 1971 tarihinde “darbe” yapacaktı.
Cunta içine sızmış Mahir Kaynak’ın sayesinde cuntanın yapacakları önceden haber alındı.
Böylece erken davranan “muhtırasını” verdi, “darbesini” yaptı!..
• • •
Dönemin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç “muhtıra” gerekçesi olarak;
“yalnız anarşi değil, sosyal gelişmenin,ekonomik gelişmenin önüne geçtiği” tespitiydi!..
Bu tespitle gençleri astılar, sokakta vurdular!
Özgür düşünceyi, bağımsız ülkeyi yok etmeye çalıştılar..
• • •
Bu darbe Türkiye’yi 12 Eylül’e getirdi..
Sonrası malum!…
• • •
Diğeri; 12 Mart 1995’te “Susurlukçuların” Gazi Mahallesi’nde yaptıkları katliam!
22 yurttaşımız öldürüldüğü, halen gerçek faillerinin bilindiği halde bulunmadığı vahim olay!...
15 yıldır adaletin yerine gelmesini bekleyen aileler, “artık yargıdan umudu kestiklerini” açıkladılar!..
• • •
Birde 12 Mart 2010’da olanlara bakalım;
Önce; 12 Eylül Faşist Darbesi’ne geliş sürecini yaratılan 16 mart 1978 Katliamı davasının “zaman aşımına” uğramasını görürüz..
Oysa ikinci defa açılan davada; bu olayın faillerinin devletin görevlileri arasında olduğunu açıklayan belgeler bulunmuştu…
33 yıl sonra dava kapatıldı..
• • •
Sonra; okul önünde bırakın üst geçiti, karşıya geçebilmeyi sağlayacak trafik lambalarının bile konulmadığı caddede Tramvay altında kalan liseli gençler!..
Hak edilmeyen vahşi bir ölüm!..
• • •
Birkaç gün önce yaşanan depremde ölenlerin sayısı önce 57, sonra 51 diye ilan edildi. Ama sonunda 41 olduğu anlaşıldı.
Doğrusu ölüm sayısının az olması bizi sevindirdi!..
Yine de “Ölümüzü bile sayamıyoruz!” diyenlere,
“Nüfusumuzu biliyor musunuz?” diye sormak gerekir!..
Nüfusumuzu her yıl, yanlış sayıldığı bilinen ama baz olarak kabul edilen 2000 yılı nüfusunu, bir kat sayı ile çarparak tespit ettiğimizi de biliyor musunuz?..
• • •
Gerçek nüfusunu bilmeyen bir ülke depreme karşı önlem alabilir mi?
Gençlerinin okul ihtiyacını belirleyebilir mi?
Gelecek planları, refah programları yapabilir mi?
Yarının Türkiye’sinin ihtiyaçlarına bugünden hazırlanabilir mi?
• • •
İşsizini sayamayan bir ülke,nereye yatırım yapacağını bilemez!..
Yoksul ve açlarının sayısını bilemeyen bir ülke, “sosyal devlet” olma görevini yerine getiremez!
Kaynak ve enerjisini nerede kullanacağı kestiremeyenler ülkeyi idare edemezler..
Sayılar geleceği belirler!..
Kafalarda oluşan düşünceler ve projeler sayılarla değerlenir..
Bunlara bakmazsanız lafla idare etmeye devam edersiniz..
• • •
Bu arada bilinen bazı gerçekleri görmeden geçmiyelim:
Almanya'da; 70 bin sağlık kurumuna karşın 8 bin kilise,
Fransa'da ise; 60 bin sağlık kurumu karşın 9 bin kilise varken,
Türkiye’de 7 bin sağlık kurumu ile birlikte 77 bin cami olduğunu biliyor muydunuz?
Yani bizler kendimizi tıp adamları yerine Allaha havale ettiğimizin farkında mıyız?!..
• • •
Bizim milletimiz ne kadar saf ve iyi niyetli..
Depremde yıkılan evlerine 6 ay sonra kavuşacaklarının sözünü verdikleri için “büyüklere” teşekkür ediyor..
Peki o büyüklere, bu felaketin geleceğini biliyordunuz da, neden önlem almadınız, bizim ölmemizi mi beklediniz? diye niçin sormazlar!?
Belki de Başbakanın kendileri gibi Kunta Kinte olduğunu söylediği için!..
• • •
17. yüzyılda yaşayan “Giordano Bruno” güzel demiş!...
“Tanrı, iradesini hâkim kılmak için, yeryüzündeki iyi insanları kullanır.
Yeryüzündeki kötü insanlar ise, kendi iradelerini hâkim kılmak için
Allah'ı kullanırlar.”
• • •
BirGün’ün dünkü manşeti son derece vecizdi!..
Kendisinin de SSK’li bir Kunta Kinte olduğunu söyleyen Başbakanın,
mal varlığına değinmiş ve “Milyoner” olduğunu belirtmiş.
Aslında Forbes Dergisinin tantana ile ilan ettiği, Türkiye’nin dolar milyarderlerinin de (şimdiki adı SGK) SSK’den maaş aldıkları biliniyor..
Dünyanın dolar milyarderleri arasında bulunan 28 Türk’ün varlığından daha ziyade, onların birer “Kunta Kinte” olan SSK’li olması bizi fazlasıyla mutlu ediyor..
• • •
Kunta Kinte’nin hükümdarlığında olan ülkenin perişan halinin son resmi “içimizi” acıtıyor...
Ankara, “bombalı kamyon” paniğinden kurtulamamışken
İsveç Parlamentosu’nda alınan “soykırım kararı” ile yeni bir çalkantının içine düştü.
Bu kez alınan karar, bundan önce 20 ülkenin aldığı karara hiç benzemiyor! Karşılaşmadığımız yeni bir iddiayı da taşıyor!
Türkiye sadece Ermenilere değil, Süryaniler, Keldaniler, Asurîler, Pontus Rumları ve diğer Hıristiyanlara karşı da soykırımda bulundu!
Bizim için İsveç önemli bir müttefikti!
Durum vahim!
Büyükelçileri çekmekle, Kunta Kinte’yim demekle bu iş çözülmez!
Diyalog kurmak, bilenlere danışmak, projeler üretmek, TBMM’ye konuları getirmek ve gerçek devlet adamlığına yakışır bir duruş sergilemek gerekir!