Elif Demirel’in 2022 Everest İlk Roman Yarışması’nda birincilikle ödüllendirilen “Geceden Beri”, postmodern anlatıyla gerçekçiliği başarıyla harmanlayan, birbirine zıt görünen ve çatışmaları kaçınılmaz olan pek çok kavramı bir araya getirerek denge kurmayı hedefleyen bir metin.

Başka hayatlara konuk olmak

NEVA AYHAN

Okurun geçen yıllarda yayımlanan ve kadın hikâyelerine odaklanan “Hazin” adlı öykü kitabı vasıtasıyla kalemine aşina olduğu Elif Demirel, bu kez ödüllü bir ilk romanla raflardaki yerini aldı. 2022 Everest İlk Roman Yarışması’nda Asuman Kafaoğlu-Büke, Bahriye Çeri, Gülfem Pamuk, Irmak Zileli ve Zekiye Antakyalıoğlu’nun yer aldığı jüri tarafından birincilikle ödüllendirilen “Geceden Beri”, postmodern anlatıyla gerçekçiliği başarıyla harmanlayan, birbirine zıt görünen ve çatışmaları kaçınılmaz olan pek çok kavramı bir araya getirerek denge kurmayı hedefleyen bir metin.

Büyülü gerçekçiliğin izlerini taşıyan roman Gece adlı bir kocakarının hikâyesine odaklanırken, günümüz insanının kaygılarına, sırlarına ve karanlık yanlarına büyülü gerçekçiliğin penceresinden aynalar tutarak; masal ile gerçeği, geçmiş ile bugünü, batıl inançlar ile akli düşünceyi bir araya getirmeyi başarıyor.



Romanın tam merkezinde yer alan ve metin boyunca tanıdığımız herkesi bir şekilde kendisinde buluşturan ana karakterimiz Gece, kaybettiklerinin, uğradığı veya yaşattığı haksızlıkların acısıyla çizgiden çıkmış; hırsını kendi bedeninden, ruhundan çıkaran insanların son bir umut olarak başvurdukları, mahalleli tarafından şifacı, falcı, büyücü, ermiş, cinli gibi isimlerle anılan yalnız bir kadın. Kapısına geleni kesinlikle geri çevirmeyen, herkesin derdini dinleyen ve hiç umulmadık yorumlarda bulunan bu kimilerince “tuhaf” kadının yaptığı, hepsinin karşısına kendi hikâyesiyle, geçmişinden getirdiği bir lanetle dikilmek bir anlamda.

Metin boyunca iki koldan tek bir hedefe doğru akan iki ırmak gibi, nihayetinde aynı noktada buluşacak iki farklı anlatı karşılıyor okuru. Gece’nin geçmişini bilmeden bugününde ilerlemenin güçlüğü nedeniyle, bir tarafta dünyaya gelişine karar verildiği andan itibaren geçmişten bugüne ilerleyen bir Gece hikâyesi okurken diğer katmanda da her biri farklı toplumsal ve sosyoekonomik sınıflardan gelen bir karakter çeşitliliği çıkıyor karşımıza. Bu da karakterlerin kişisel dertlerinin yanı sıra (ve hatta bizzat onlar vesilesiyle) içinde yaşadığımız toplumun bazı geleneklerine ve toplumsal kodlara da değiniyor. Nihayetinde dertleri ve statüleri ne olursa olsun, hepsi aynı çaresizlikle Gece’nin kapısında buluyorlar kendilerini.
Gece’nin geçmişten bugüne uzanan hikâyesinde masalsı bir anlatım dili seçmiş yazar. Ancak toz pembe bir hayal dünyası anlaşılmamalı masal deyince, daha ziyade masalların o tekinsiz atmosferinden beslenen bir anlatım söz konusu. Diğer karakterlerin hikâyelerini ise kendi ağızlarından dinliyoruz. Dolayısıyla başarıyla kotarılmış bir üslup çeşitliliği de bekliyor bizi.

1994 doğumlu genç yazar Elif Demirel’in incelikli kavrayışı, yaratıcı kurguları ve zengin diliyle “Geceden Beri” okuru başka hayatlara, başka hikâyelere konuk ederek kendi hayatını sorgulatacak kuvvette ve çarpıcılıkta bir eser. Öte yandan doğaya ve insana saygılı anlatısı, güçlü dili ve sıradan olanı sıra dışı kılma becerisiyle de ön plana çıkıyor.