Başlangıç adımlarını aşmak
Siyaseten gücü tükenmiş ve demokratik bir seçimde başarılı olma şansı kalmayan iktidar, varlığını anayasa pazarlıkları ve bunun üzerinden kuracağı yeni ittifaklarla sürdürmeye çalışıyor.
Pazarlık sürecine siyasi baskılar eşlik ediyor. Bu baskılarla ittifak çemberinin dışında kalan muhalefet, yani CHP felç edilmek isteniyor. Aynı anda toplumsal muhalefeti sindirmek için de yoğun çaba sarf ediliyor.
Dün 5 CHP’li belediye başkanı daha görevden alındı. Böylece İBB’ye yönelik 5. dalga operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan Avcılar, Büyükçekmece, Gaziosmanpaşa, Ceyhan ve Seyhan belediyesinin başkanlarıyla birlikte, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere görevden alınan CHP’li belediye başkanı sayısı 11’i buldu.
Erdoğan iktidarına karşı 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde başarılı olup halkın oylarıyla göreve gelen ve 9’u İstanbul’un ilçelerini yönetmeye hak kazanan 11 CHP’li belediye başkanı bugün cezaevinde yatıyor. “Terörle” suçlanan ikisinin yerine (Şişli ve Esenyurt) kayyum atandı. “Suçları”, Kürtlerin belediyelerde temsil edilmesini sağlamak.
SEBEPSİZ DEĞİL
Bugün yaşananlar sebepsiz değil. Kasım 2023’te kurultayını yaparak üzerindeki ölü toprağını atan CHP, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde İstanbul’da 39 ilçenin 26’sını kazanma başarısı gösterdi. 2019’da kazandığı 14 belediyenin üzerine 12 belediye daha ekledi. Üstelik sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin siyasi haritası değişti. Sarı renk, hâkimiyetini kırmızı renge bıraktı. CHP yaklaşık yarım asır sonra podyuma birinci parti olarak çıktı. Değişimin ayak sesleri yerel seçimle duyuldu.
Muhalefette Mayıs 2023 seçimleri nedeniyle oluşan moral bozukluğu yerel seçim sonrası umuda döndü. AKP’nin taban desteğindeki gerilemeyi gözler önüne seren anketler, aynı zamanda Erdoğan’ın da Ekrem İmamoğlu’na ve diğer olası rakiplerine kaybedeceğine işaret etmeye başladı. Zaman ilerledikçe İmamoğlu’nun bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısına çıkacağı beklentisi yaygınlaştı.
Ancak yerel seçim zaferinin birinci yılı dolmadan, 19 Mart 2025 günü devreye “yargı” girdi. İktidarın adayına 12 puan fark atan İBB Başkanı İmamoğlu, aralarında kendisi gibi seçilmiş belediye başkanları ve çok sayıda çalışma arkadaşının olduğu 100 civarında kişiyle birlikte gözaltına alındı, daha sonra da tutuklandı.
Değişimin ayak seslerinin duyulmasıyla tertiplenen müdahale, bununla sınırlı kalmadı elbette. İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için gerekli olan üniversite diploması, gözaltına alınmadan önceki gece iptal edildi. Özgür Özel’in Genel Başkan seçildiği ve sonrasında partinin yükselişe geçtiği CHP kurultayına yönelik iptal davası başlatıldı.
Sabah akşam “bağımsız” olduğu söylenen yargı erki, ne tesadüf ki tam da CHP’nin kabuğunu kırdığı, yaklaşık yarım asır sonra birinci parti olduğu ve iktidara almaya yaklaştığı sırada CHP’li belediyelerde yolsuzluk yapıldığına kanaat getirerek partinin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu ve onlarca siyasetçiyi tutukladı!
Şimdi dalga dalga operasyonlarla soruşturma dosyasının içi doldurulmaya çalışılıyor. Bir kalemde 50-60 kişi evlerine düzenlenen şafak baskınlarıyla gözaltına alınıyor. İnsanları itibarsızlaştırmak, küçük düşürmek ve daha savcıya bile ifade vermeden suçluymuş gibi göstermek için mizansenler kurgulanıyor. Bu mizansenler devletin ajansı tarafından servis ediliyor, geçmişte yaşanan utançlar pervasızca tekrarlanıyor.
19 MART BİR MİLATTI
19 Mart sonrası sadece rejimin saldırıları yönünden değil muhalefetin direniş biçimi açısından da yeni bir faza geçildi. Beyazıt’ta öğrencilerin barikatı aşmasıyla ivmelenen ve sokaklara taşan toplumsal muhalefet, kurumsal muhalefeti de ileri bir noktaya taşıdı.
CHP lideri Özgür Özel, tabanın sesini ve iradesini merkez alan çok etkili bir strateji izlemeye başladı. Bürokratik muhalefet çizgisi terk edildi. Milyonların meydanlardaki iradesi ve sergilenen kararlılık, İBB’ye kayyum atanmasının engellenmesi başta olmak üzere siyasette yeni ve umut verici dinamikler açığa çıkardı.
Ancak bugüne kadar olanları her iki taraf açısından da “başlangıç adımları” olarak değerlendirmek gerekir. Muhalefetin başlangıç adımları iyiydi; şimdi ise devamını getirme görevi ve sorumluluğu söz konusu.
Anlaşılıyor ki yargı eliyle muhalefete vurulan darbelerde bir yavaşlama olmayacak. Ülke birçok sabaha daha polis operasyonlarıyla uyanacak. Yapılan her bir hukuksuzluğu, başka bir hukuksuzluk takip edecek. Çünkü bugün içeri atılanların dışarıda olduğu ve baskıların bir nebze gevşetildiği senaryoda, düzenin ayakta kalma şansı sıfır.
Durumu özetleyerek muhasebe yapmakta yarar var. İstanbul’da seçilmiş her 3 CHP’li belediye başkanından biri hapse atıldı ve operasyonlar hâlâ sürüyor. Hiç sıradanlaştırılacak bir hamle değil bu. İktidar baskısını aşan, yok etmeye endeksli bir siyasi program işliyor.
Rejim, kendi iktidarına son vermeye aday hale gelen aktörlere “suç şebekesi” muamelesi yapıyor. İktidar gücünün seçim yoluyla devredilmesinin imkansızlaştığı bir siyasi denklem yaratılıyor. Tüm demokrasi bileşenlerinin bunu kavrayarak, ciddiyetle ve tarihsel sorumlulukla hareket etmesi gerek.
EKMEK VE ÖZGÜRLÜK İÇİN
Bu tabloda demokrasi talebinin, Türkiye’nin mevcut koşullarında emek eksenli bir mücadeleyle harmanlanması, direnişin doğru zemine evrilmesi, genişlemesi, derinleşmesi ve süreklileşmesi açısından hayati önemde. Direniş gerçek anlamda bir ekmek ve özgürlük mücadelesine dönüştürülürse, işte düzen o zaman gerçekten nefes darlığı çekmeye başlar.
Öte yandan “demokratik ve özgürlükçü anayasa” denilerek parlak şekilde ambalajlanan ve rejimin kendi devamlılığını sağlamak adına kendisine payanda olacak aktörlere hak bahşetme seremonisinden başka hiçbir anlam ifade etmeyen projeye de mesafeli durmak gerekiyor. Bir çıkar hesabı yapılıyorsa bile bu iktidarın mevcut anayasal hakların kullanımında dahi ne kadar cimri ve riyakârca davrandığı gözden kaçırılmamalı.
Özetle; ölçeği ve saldırıların ana muhatabı olması nedeniyle başta CHP olmak üzere muhalif milyonları temsil eden cephenin, hem çok yönlü hem de hem de tavizsiz bir itiraz performansı sergileyerek iktidarın siyasi programına cevap vermesi kaçınılmaz bir sorumluluk. Şimdi sıra, başlangıç adımlarıyla gösterilen refleksi, sağlam raylara oturtmakta.