Benim şeyim, benim bedenim
Kişi, şeylerin efendisidir; şeylere hükmeden ve hükmettiklerini şeyleştirendir. Kişiler ile şeyler arasındaki ilişki tahakküm ilişkisidir. Şeyler hizmet etmeye yarar; kişilerden bağımsız hayatları olamaz. Biri ancak bir şeye sahip olduğunda kişilik statüsü kazanabilir ve onun üzerinde egemenliğini icra edebilir. Şeyler, sessiz kölelerdir; köleler ise sesli şeyler, kullanım araçları. Kişinin ele geçirme gücü vardır. Şeylere el koyar, el koyduğu şeyi kendi mülkiyetine geçirir ve kullanmak üzere şeyleri el altında tutabilir. “Birçok hayvanda yakalama işini el ya da pençe yerine silahlanmış ağzın kendisi yapabilir. İnsanlar arasında tuttuğunu asla bırakmayan el, iktidarın simgesi haline geldi” (Canetti). Kavrayan ve tutan el, insan türünün en ayırt edici özelliğidir. İnsanı insan yapan ve insanın sayesinde dünyayı da insanlaştırdığı bir uzuv olarak elin insan evrimindeki önemi vurgulanırken tahakküm ilişkisinin bir organı olduğu çoğu kez unutulur. Hayatta kalmak için el ele verenler, sadece doğanın öğelerine değil, birbirlerine de el koymaya başladıklarında mülkiyet ve tahakküm ilişkileri ortaya çıkar. Günümüzde kişi ile şey arasındaki ayrım kesin değildir, kişi ile şey yer değiştirebilir. Bir kişinin emrine giren bir kişi, o kişinin şeyine dönüşebilir. Emeğini saat ücreti üzerinden satanlar için günümüzde kullanılan ücretli kölelik deyişi, şeyleşen bedenleri ifade eder. Mesai bitiminde bedenler tekrar kişilik statüsü kazanabilir, şeyler üzerinde egemenliklerini icra edebilirler.
∗∗∗
“El elden üstündür” deyişi, üreten eller arasındaki beceri farkını, farklı becerilere sahip ellerin arasındaki dayanışmayı ifade edebilir. Fakat hiyerarşik bir toplumda kimi eller daha üstün ellere boyun eğmiş ve onların emri altına girmişlerdir. Artık eller arasındaki dayanışmadan değil, tahakkümden söz edilmektedir. Zamanla sadece üretimle, dolayısıyla kölelikle ilişkilendirilen üreten el, kendilerini toplumsal bedenin başı olarak ilan edenlerin organına dönüşür. Üstün eller terfi etmiş, baş olmuşlardır, onların işi sadece düşünmek ve tasarlamaktır. Onlar “res cogitans”dır, yani düşünen şeyler; elleriyle üretenler ise “res extensa”, yani uzamlı şeyler. Bu Kartezyen bölünmeyi, sanat tarihindeki kavramsal sanatta da görebilirsiniz. Kavramsal sanatçı Sol Lewitt Art Forum dergisinde, “kavramsal sanat yapan bir sanatçı, yapıtını önceden tasarlar, yapıtıyla ilgili kararları önceden verir, uygulama o kadar önemli değildir” diye belirtir. Sanatçının tasarladığı yapıtı, asistanları elleriyle üreteceklerdir. Zihin düşünen şeydir, eller ise uzamda uzanan şeyler. Düşünen şey olarak kavramsal sanatçı da tıpkı bir kapitalist gibi, uzamın ve uzamda uzanan ellerin de efendisidir. Saat ücretiyle satın alıp mülk edindiği ellere komutlar veren bir komutan.
∗∗∗
Kişi, içinde barındırdığı hayvanın da mutlak efendisidir; kendi bedenine egemen olduğu ölçüde kişi olabilir. Ya da kendi bedenine söz geçirenlere kişi unvanı verilir. Kişi, başka bedenleri de kendi mülküne geçirip şeyleştirebilir. Mülkiyetleri ve kullanım hakları başka kişilere ait olanlara köle adı verilir. Bedeninizin mülkiyeti ve kullanım hakkı tamamen size aitse sorun yok, bedeninize dair kararları siz verebilirsiniz. Fakat iktidar bedeninizin üzerinde sahiplik taslayabilir, o zamanda isyan edebilirsiniz: “Benim bedenim, benim kararım”. Mücadele, bedenin mülkiyetinin kime ait olduğuna dairdir. Beden başı boş bırakılamaz, mutlaka fethedilmelidir. İktidar ve özne, her ikisi de bedeni ele geçirip kendi mülkü kılmak istemektedir. Oysa özne de iktidarın yakalama aygıtları tarafından yakalanan ve durmadan biçimlendirilen bir şeydir.
Kapitalist sistemde kişi kendi mülkünü piyasanın belirleyeceği bir fiyat karşılığı başkalarının kullanımına sunabilir. Beden de bir mülktür, başkalarına kiraya verilebilir. Fakat bedeni kiraya vermek çok tehlikeli bir iştir; elini veren kolunu da kaptırmakla kalmaz, zihni de ele geçirilir. Bedenlerin ücretli köleliğinin ruhlarda da bir karşılığı olacaktır, zihinler köleleşir. Kapitalist bir toplumda kişiler ve şeyler durmadan yer değiştirebilir, fakat efendi ve köle ilişkisi kalıcıdır. Elbette beden kişinin bedeni, karar onun kararı; uygun bir ücret karşılığı bir başka kişinin kölesi olabilir.