Hayatlarımız verdiğimiz kararların bileşkesidir. Eğitim, evlilik, iş, yatırım kararları hayatımıza yön veren dönüm noktalarıdır. Sağlıklı karar vermenin ön koşulu tam, doğru ve zamanında bilgi sahibi olmaktır. Eksik bilgi her zaman yanlış kararın alınması sonucunu doğurur. Eşini tanımadan evlenen mutsuz olur. Mesleğini tanımadan seçen başarısız olur. Yatırımlarına eksik bilgilerle karar veren zarar eder.

Yaşamlarımızın kalitesini, kararlarımızın kalitesi; kararlarımızın kalitesini, bilgilerimizin kalitesi belirler. Bu yüzden tam, doğru ve zamanında bilgi edinme hakkı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 19. maddesinde en temel insan haklarından biri olarak yer almıştır. Bilgi edinme hakkı demokrasinin de temelidir. Yurttaşların siyasal alanda doğru karar verebilmesi için doğru bilgilendirilmesi şarttır.

Demokratik toplumlarda yurttaşların doğru bilgilendirilmesinin en önemli aracı özgür basındır. Basın, iktidar sahiplerinin gizlemek istediği gerçekleri yazabiliyorsa veya muktedirlerin duyulmasını istemedikleri fikirleri yayabiliyorsa özgürdür. Muktedirler sadece gerçekleri gizlemekle yetinmez, kendi işlerine gelen yalan ve iftiraların da yayılmasını ister.

Şimdi aşağıda yer alan haberleri yukarıda yer alan bilgiler ışığı altında değerlendirmenizi rica ediyorum:

* ATV, Sabah, Star, Akşam, Show gibi medya gruplarına el koyulup yandaş medya haline getirildi.
* Ulusal Kanal, Aydınlık, Cumhuriyet, Oda TV basıldı. Çalışanları tutuklandı.
* Muhalif basın kuruluşlarına RTÜK üzerinden milyarlarca lira ceza kesildi.
* Yandaş yayın kuruluşlarına kamudan milyarlarca lira kaynak aktarıldı.
* Uğur Dündar, Yılmaz Özdil, Oktay Ekşi, Emin Çölaşan, Banu Güven, Merdan Yanardağ, Ayşenur Arslan, Mustafa Mutlu, Enver Aysever, Bekir Coşkun, Ece Temelkuran, Nuray Mert, Can Dündar, Cüneyt Ülsever ve burada ismini tek tek sayamadığım onlarca gazeteci ve televizyoncu iktidar baskısıyla işini kaybetti.
* Hürriyet gazetesi basıldı, yağmalandı, Ahmet Hakan dövüldü.
* Yandaş gazetelerde köşe tutan sefiller, muhalif gazetecileri “böcek gibi ezmekle, öldürmekle” tehdit etti.
* Uğur Dündar ve Necati Doğru 11 ay, Emin Çölaşan 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.
* Sendika, Dicle Haber, Özgür Gündem haber siteleri kapatıldı. Çalışanları tutuklandı.
* Star Yayın Grubu Başkanı’nın aracı kurşunlandı. Kimler, neden kurşunladığı açıklanmadı. Basın özgürlüğüne saldırı diye kıyameti kopardılar, “kumar hesaplaşması” çıktı.
* Cemaat kanalları basıldı. Genel yayın yönetmenleri ve gazetecileri tutuklandı. Kanalları uydu platformundan çıkarıldı.
* Muhalif gazetelerin internet sitelerine erişim yasadışı biçimde engellendi

Yazının başında dediğim gibi eksik bilgi yanlış kararla sonuçlanır. Basını özgür olmayan ülkede demokrasi olmaz. Basın özgür değilse seçmen doğru karar veremez. Ülke fakirleşir. İç barış bozulur. Çöküş başlar. Bu yüzden hepimiz siyasi ön yargılarımızdan kurtularak Özgür Gündem çalışanlarının tutuklanmasına, Ahmet Hakan’ın dövülmesine, Uğur Dündar ve Necati Doğru’ya hapis cezası verilmesine ve Cemaat kanallarının kapatılmasına tepki göstermeliyiz.

Bu yüzden en çok desteklediğimiz basın kuruluşu dâhi gerçekleri saklamaya kalkar veya yalan haber yaparsa tepki göstermeliyiz. Bu benim partim için de, sizin partiniz için de ileride hata yapma riskini en aza indirmenin demokratik lisandaki karşılığıdır.

Dedim ya, eksik bilgi yanlış kararla sonuçlanır. Bu yüzden AKP basın özgürlüğünü ortadan kaldırmak istemektedir. Seçmenin doğruları öğrenmesinden korkmaktadır. Bu yüzden yolsuzluğun, yoksulluğun, ayrımcılığın ve zulmün kol gezdiği bu ülkede baraj altında kalması gereken AKP hâlâ yüzde kırka yakın oy alabilmektedir.

Ancak bilmek haktır ve gerçeklerin er yada geç ortaya çıkarma gibi kötü bir huyu vardır.