Google Play Store
App Store

İstanbul’un orta yeri, Beyoğlu’nda 24 saat işlek olan bir sokakta, bir kadın iki erkeğin cinsel saldırısına maruz kaldı. Saldırı 24 Eylül’de meydana geldi, kamera kayıtları geçen hafta basına yansıdı. Saldırganlar, minik bir gözaltı sonrası halkın içine salındı. Ardından kurulan Twitter mahkemesi kararıyla tekrar gözaltına alınıp tutuklandılar. Bu tutukluluğun da çok uzun sürmeyeceği malumunuz… Kaldı ki sosyal medyanın insafına kalan bir sonucun, çözüm getirmeyeceği aşikâr.

Bize kalan, o kamera görüntülerindeki köşeye sıkıştırılan kadın oldu. O köşede tüm kadınlar kendini gördü, hepimiz o köşeye sıkıştırılmış hissettik. Bu sıkışmışlık halinden de nasıl çıkarız, bilmiyoruz. Çünkü hem suçlular hem de hayatta kalanlar, memleketin uzun cezasızlık geçmişinden haberdar.

∗∗∗

• İstanbul’da bir hastanede, hemşireyi cinsel saldırıya maruz bırakmaktan yargılanan asistan doktor, “nitelikli cinsel saldırı” suçundan yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle beraat etti. Kadının avukatı, başka hemşirelerin de erkek doktorun kendilerini taciz ettiğini beyan ettiğini söyledi, karara itiraz etti.

• İstanbul'da A.C.A., karısını darbedip boğmaya çalışarak öldürmeye teşebbüs ettiği suçlamasıyla yargılandığı davada 15 Şubat’ta beraat etti.

• Yine İstanbul’da kendisinden ayrılmak isteyen kadını takip edip tehdit eden, fotoğraflarıyla şantaj yapan İ.M. isimli erkeğe 26 Şubat’ta açıklanan kararla sadece 5 ay hapis cezası verildi.

• Diyarbakır’da kendisini aldattığı ve fotoğraflarını başka erkeklere gönderdiği iddiasıyla evli olduğu kadının yüzünü bıçakla ağır yaralayan A.M. isimli erkek, 6 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.

• Bursa'da eskiden evli olduğu S.Z.Ç.’den barışma isteğine olumsuz yanıt alınca hem kadını hem de araya giren kadının arkadaşını silahla vurarak yaralayan Y.K. isimli erkeğe yaralama suçundan 9 yıl 7 ay 25 gün hapis cezası verildi. Karısına yönelik “kasten öldürmeye teşebbüs” suçlamasından ise beraat etti.

• İstanbul’da B.K. isimli erkek, birlikte olduğu A.A. isimli kadını darbettiği ve zorla video çektirerek şantaj yaptığı iddiasıyla yargılandığı davadan beraat etti.

• Kayseri'de özel bir hastanede tedavi gören Özbekistan vatandaşı S.G. isimli kadını, sosyal medya hesabından cinsel içerikli mesajlar atarak taciz eden genel cerrahi uzmanı erkeğe, toplam 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

İstanbul Küçükçekmece’de A.M.B. isimli erkek, Nurcan Arslan’ı 8 yıl önce sokak ortasında silahla vurarak öldürdü. Mahkeme sanığa üç kez “tasarlayarak öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verdi. Yargıtay cezayı, “suçun tasarlanmadığı” savıyla üç kez bozdu. Yerel mahkeme, önüne dördüncü kez giden dosyada Yargıtay kararına uydu, sanığın cezası 25 yıla indirildi.

bianet’ten Evrim Kepenek’in haberinden alıntıladığım örnekler münferit değil.

∗∗∗

Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK) da birkaç ay önceki açıklamasında, son düzenlemelerin duruma son darbeyi vurduğunu anlatmıştı: “İnfaz Yasası değişikliği ile Nisan 2020’de uygulanan pandemi affı ve 23 Temmuz 2023’te yürürlüğe giren seçim sonrası af, cezasızlık uygulamalarının doruk noktası oldu. ‘Şiddete sıfır tolerans’ şiarını dilden düşürmeyen yetkililer, kadın ve çocuklara karşı suç işleyenleri affetme hakkını kendilerinde buldu ve faillerin yeni suçlar işlemesini önlemek için hiçbir önlem almadan onları salıverdiler. Yine basına yansıdığı kadarıyla bildiğimiz bu faillerden bazıları kaldıkları yerden devam ederek yeniden suç işlediler. Kolluk yakaladıysa eğer, mahkemelerde hükmedilen cezaların infaz sürecinde kuşa çevrilmesi potansiyel kadın katillerini doğrudan cesaretlendiriyor. Buna karşın iktidar alınması gereken önlemleri yerine getirmek bir yana 9. Yargı paketinde meclise yeni bir af önerdi. Tepkiler üzerine ilgili madde tekliften geri çekildi ancak Meclis açıldığında yeniden gündeme gelmesi bekleniyor.”

Dolayısıyla biz kadınlar, hâlâ o köşeye sıkışmış hissediyoruz.

Ve hâlâ o köşeden çıkmak için mücadele ediyoruz.