BOP’ta 3’üncü evre: Tufan’dan ‘yeni düzen’e
Kan gölüne çevrilen Ortadoğu’da yaşananları, nedenlerini ıskalayarak sadece aktüel gelişmeler üzerinden okumak büyük resmi görmeyi engeller. Tarihin en aşırı sağcı İsrail rejiminin emperyalistlerin desteğiyle adım adım hayata geçirmeye çalıştığı senaryo, yaşananların bir tesadüf olmadığını gösterdiği gibi tüm bunların Büyük Ortadoğu Projesi’nden (BOP) ayrı ele alınamayacağını da ortaya koyuyor. 7 Ekim saldırıları üzerinden bölgeyi ateşe veren İsrail’in yapmak istedikleri, emperyalistlerin Ortadoğu’yu dizayn etme politikalarıyla uyumlu, paralel şekilde ilerliyor.
NEYDİ BOP?
Öncelikle neydi BOP? Tayyip Erdoğan’ın eş başkanı olmakla övündüğü Amerikan menşeli Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Ortadoğu’nun Amerikan çıkarları doğrultusunda dizayn etme girişimiydi. Temelleri iki binli yılların ortalarında Beyaz Saray’da atıldı. Dönemin ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı ve Dışişleri Bakanı Conozlidze Rice’ın 7 Ağustos 2003’te Washington Post’ta “Transforming the Middle East” “Ortadoğu’yu Dönüştürmek” başlıklı yazısıyla kamuoyuna ifşa edilen proje daha sonra Kuzey Afrika’yı da içerek şekilde genişletildi. Ve adına Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi denildi.
NEDEN BOP?
1’inci neden; bölgenin neoliberalizasyonu
ABD’nin “Ortadoğu’yu Dönüştürmek’ten kastı bölge ülkelerinin “reform” adı altında neoliberalisazyonuydu. Dünyanın enerji deposu olan bölgenin tüm bileşenlerini kapsayacak şekilde bölgenin neo liberal tahakküme açılması “reform” olarak pazarlanıyordu. Bölge rejimlerinin neo liberalizmle sorunları olmasa da ABD’nin istediği hızda küresel neo liberal politikalara entegre olmuyorlardı. İran, Libya, Suriye bu ülkelerdendi.
2’nci neden; İslamcılara alan açmak
Bir diğer etken ise “Yeşil Kuşak” bakiyesi siyasal İslamcılara alan açmaktı. Yıllar yılı “beslenen” siyasal İslamcılar artık kabuğundan çıkmıştı, bunların “ılımlılaştırılarak” siyasal sürece entegre edilmeleri gerekiyordu. Ne liberalizmle ne de emperyalizmle bir sorunları olan İslamcılar, kendilerine biçilen misyonu yerine getirmekte heveslilerdi.
3’üncü neden; İsrail’in güvenliğini sağlamak
BOP’un bir diğer ayağı da İsrail’in “güvenliği”nin sağlanmasıdır. Yayılmacılığını sürdüren İsrail’in işgalci politikaları Ortadoğu’da büyük bir rahatsızlık nedeniydi. İsrail’in “güvenliği” için bölgenin düzleştirilmesi gerekiyordu. Bunun için de İsrail’e karşı çıkan İran ve müttefiklerinin oluşturduğu “Direniş ekseni”nin parçalanması ve “ılımlı” İhvancılar’a alan açılması gerekiyordu. İslamcılar iktidara taşınarak radikallikleri de törpülenecekti bu vesileyle.
BOP’UN AŞAMALARI
Ortadoğu’ya nizam vermeye yönelik Büyük Ortadoğu Projesi’nin üç evresinden bahsedilebilir.
1’inci evre Arap Baharı
2010’lara gelindiğinde BOP’un hayata geçirilmesi için elverişli maddi koşullar oluşmaya başladı. Arap sokaklarındaki kitlelerin biriken öfkesi çalındı, meydanlara taşan irade BOP’a kanalize edilmeye çalışıldı. Kimi ülkelerde kısmen başarılı olundu, kimilerinde ise bu girişim tutmadı, Libya, Suriye, Yemen gibi ülkeler kanlı bir iç savaşa sürüklendi.
2’nci evre Abraham Anlaşmaları
Emperyalist odaklarının Ortadoğu’yu Arap Baharı üzerinden dönüştürme senaryosu iflas edince Amerika, Donald Trump ile birlikte yeni bir konsepte gitti. Mevcut İslamcı/Arap rejimlerin diplomatik yollarla, masa başında çeşitli rüşvetler/çıkarlar karşılığında İsrail ile barıştırılması. Abraham/İbrahim anlaşmaları ile Arap rejimleri birer birer normalleşti. Her şey yolunda gidiyor gözükürken Filistin’in var olma hakkını yok sayan bu anlaşmalar da 7 Ekim 2023 itibariyle sekteye uğradı.
3’üncü aşama; İsrail eliyle yıkım
İlk iki aşamanın başarısız olması üzerine üçüncü safha da bizzat İsrail’in saldırganlığıyla birlikte devreye sokuldu. İsrail üzerinden Ortadoğu’ya nizam verilmeye, yeni bir dizayn oluşturulmaya çalışılıyor. İsrail’in Lübnan operasyonuna verdiği “yeni düzen” adından da anlaşılacağı üzere bu yeni safhada savaşın tüm bir bölgeye sıçraması hesaplanıyor. Netanyahu, 27 Eylül’de iki farklı Ortadoğu haritasıyla birlikte çıktığı BM kürsüsünde “Yeni bir Ortadoğu”dan bahsederken kafalarındaki planı dile getiriyordu. İsrail’in aynı anda Yemen’den Lübnan’a, Gazze’den Suriye’ye dört farklı cephede ateşi yakması Amerikan emperyalizminin bölgesel politikalarından bağımsız değil. Trump da "Yeni ve daha uyumlu bir Ortadoğu nihayet ufukta görünüyor" derken İran tehdidinden arındırılmış bir Ortadoğu arzusunu dile getiriyor.
KIYILARI VURAN DALGALAR, REJİMİN YENİ OYUNLARI
Büyük bir alt üst oluş içerisindeki Ortadoğu’da ABD’nin çıkarlarıyla İsrail’inkiler birbiriyle örtüşüyor. İsrail’in “yeni düzen” planları Amerikan emperyalizminin Ortadoğu yönelimlerinin hayata geçirilmesini de kapsıyor. O yönelim de İran ve müttefiklerinin direncinin kırıldığı, “direniş ekseni”nin dağıtıldığı, İsrail’in güvenliğinin sağlandığı ve yayılmacılığının hayata geçirildiği bir düzen.
ABD/Batı emperyalizminin ve İsrail’in yönelimlerinin neden olduğu yıkımın dalgaları haliyle Türkiye’ye de uzanıyor. Gelişmeleri fırsata çevirmek isteyen Saray rejiminin “iç cephe” tahkimatı bölgedeki gelişmelerden bağımsız değil. Rejimin tahkimatı için oltaya takılan “yeni anayasa” ve “yeni çözüm süreci” yemleri kapalı kapılar ardında bir şeylerin pişirildiğini gösteriyor.