“Halk sınıflarının aşırı borçlu en yoksul kesimleri çok yüksek faiz oranlarına maruz kalmaktadır; bu onları disipline etmenin ve mücadele etme iradelerini zayıflatmanın bir yoludur.”

Borç iptali 30 yıl öncesinden daha önemli

José Seano & Emilio Taddei

Borç ve neoliberal küreselleşme sorunlarında uzmanlaşmış Belçikalı tarihçi ve iktisatçı Éric Toussaint, orijinal ismi Fransızca olan Üçüncü Dünya Borçlarının İptali Komitesi’nin (CADTM) Gayrimeşru Borçların İptali Komitesi uluslararası ağını 1990’da kurmuştur ve hâlen sözcülüğünü yapmaktadır. Biz de Toussaint ile günümüzü sarsan borç, borçluluk ve etkileri üzerine söyleştik.

Borç sorunu uzun bir tarihe sahip olsa da borçlanmanın yayılması, finansallaşma süreçleri ve kapitalizmin şu andaki neoliberal aşaması arasında bir yenilik ve bir bağ tespit etmek kesinlikle mümkündür. Son on yıllarda yeni bir borç artışı çevrimi söz konusuydu. Bu konudaki düşünceniz nedir?

Günümüz kapitalizminde son derece önemli bir finansal boyut vardır ki bu boyut – Michael Roberts tarafından kullanılan terimlere göre – 2008’de başlamış olan ve bugüne kadar süren, Ernest Mandel’in “uzun depresif dalga” olarak adlandırdığı “uzun çöküntü” bağlamında daha da vurgulu hâle gelmiştir. Finansman, birikim ve Roberts’ın “zombi şirketler” olarak adlandırdığı binlerce işletmeyi ayakta tutmak için borcun kullanılması. Bilhassa, kamu borçları hükümetleri disipline etmeye ve onları kapitalist sistemin mantığı içinde tutmaya imkân veren araçlar olmuştur. Ve bu gitgide keskinleşmektedir.

Mesela, Avrupa’da ve Birleşik Devletler’de pandemi bağlamında yükselen kamu harcamalarını finanse etmek için en zengin kesimleri vergilendireceklerine borcun artırılmasına başvurmuşlardır. Yunanistan’ın borcu bugün GSYH’sinin yüzde 190’ını, İtalya’nınki yüzde 150’sini, Portekiz’inkisi yüzde 130’unu, Belçika ile Fransa’nın borçları ise GSYH’lerinin yüzde 115’ini oluşturmaktadır. Bu oranlar, onlarınki de artmış olsa bile Arjantin veya Brezilya’nınkinden çok daha yüksektir. Küresel düzeyde bir borç patlaması söz konusudur.

Şimdi de borç geri ödemesi adına yeni bir yapısal reform saldırısı önerilmektedir; söz konusu olan, emek “piyasası”, emekliliğin finansmanı ve emeklilik yaşı, sosyal koruma sistemi ve benzeridir. Öte yandan, halk sınıflarının borçları da aynı şekilde önemli ölçüde artmıştır. Halk sınıflarının aşırı borçlu en yoksul kesimleri çok yüksek faiz oranlarına maruz kalmaktadır; bu onları disipline etmenin ve mücadele etme iradelerini zayıflatmanın bir yoludur. Eğer aynı zamanda bir borç ödemek zorundaysanız, ücret ödemelerinin askıya alındığı bir greve çıkmak çok daha zor. Elbette aynı zamanda, Şili’nin göstermiş olduğu gibi bu, halkı öyle bir duruma getirir ki belli bir anda artık dayanacak güçleri kalmaz ve bir isyan patlak verebilir. Borç sorunu işte bu nedenle bizim için bugün otuz ya da kırk yıl önce olduğundan çok daha önemlidir.

2000’li yıllarda borca karşı küresel hareketler gibi alternatif küreselleşmeci hareket de çok önemliydi. Ön ayak olduğunuz CADTM ağının deneyimi nedir?

Genel bir düzlemde, başkaları arasında sadece bir örnek vermek gerekirse Dünya Sosyal Forumu gibi büyük uluslararası hareketlerin dağılması ve geri çekilmesi nedeniyle durum kaygı vericidir.

Borç karşıtı hareketin daha genel çerçevesinde, inisiyatifler de alındı. Güney Amerika ve Asya Jübilesi (borca karşı mücadelede önemli küresel ağlardan bir başkası) ve Eurodad, Latindad ve Afrodad gibi başka örgütlerle birlikte yeni bir “küresel borca karşı eylem haftası” için toplanma çağrısı yapıldı ki bu önemliydi. Ne var ki bugün, Ukrayna’da Rus istilası ve savaş, sol içinde özellikle, bana göre feci hataları tekrarlayan, Putin’i kınamayı reddedenlerle NATO ile AB’yi eleştirmeyi reddedenler arasında iki karşıt eğilimin varlığıyla birlikte yeni bir tartışma çıkarmış bulunuyor. Bu gerilim hareketi felç edebilir. Dramatikleştirmek istemeksizin, bu benim aklıma savaşa karşı çıkan Avrupalı sol güçlerin sonunda kendi ülkelerinin her birinde “savaş kredileri” lehinde oy kullandıkları Ağustos 1914’ü getiriyor. Bu son derece tehlikeli.

Borç sorununun ağırlaştığı bu durum karşısında hareketin desteklediği öneriler ve alternatifler nedir?

Ana talep borç geri ödemesinin askıya alınması ve gayrimeşru ve/veya tiksindirici kısmın iptali olmaya devam ediyor. Ayrıca özellikle yayma ve halka çağrı önerisi olarak ve seferberlik planı olarak yurttaşların katılımıyla bir borç denetimi talep etmeyi de öneriyoruz.

Stratejik bir bakış açısından, borcun tüm boyutlarını bütünleştirmek esastır. Kuzey’in ve Güney’in borçları; kamu borçlanması ve halk sınıflarından talep edilen borçlar; Şili’deki veya Güney Afrika’daki ama aynı zamanda Birleşik Devletlerdeki, Büyük Britanya’daki veya Japonya’daki öğrenci borçları; Yunanistan, İspanya, Hırvatistan gibi ülkelerdeki, yeni gayrimenkul köpüğüyle birlikte Kuzey Avrupa ülkelerindeki ve tabii ki ABD’deki istismarcı ipotekli konut kredisi borçları; ayrıca tüketici kredileri; sağlık harcamalarını ödemek için alınan borçlar; istismarcı mikro krediler. Günümüz kapitalizminde var olan bütün bu borç sorunlarını birbirine eklemlemek gerekir. Yedi yıl önce ağımızın ismini aynı CADTM kısaltmasını muhafaza ederek, Üçüncü Dünya Borçlarını İptal Komitesi’nden Gayrimeşru Borçların İptali Komitesi’ne geçerek işte bu nedenle değiştirdik. Siyasî şartımızı 2009’da değiştirdik, Kasım 2021’de Dakar’da antikapitalist, feminist, ekososyalist, LGBTQI+ haklarını savunan bir perspektifle yeniden güncelledik.

Borca ilişkin önlemlerin üzerine genel bir plan çerçevesinde başka önlemler eklemek esastır: Yerli ve yabancı özel büyük işletmeler üzerinde vergilerle birlikte vergi gelirlerini artırmak için radikal bir vergi reformu, büyük sermaye üzerinde vergiler, en zengin yüzde 1 için servet üzerinde vergiler, ayrıca nüfusun yaşam düzeyini iyileştirmek ve temel fiyatlarda enflasyonist etkiyi azaltmak için temel ürünler ve (elektrik, su, gaz vb. gibi) temel hizmetler üzerinde radikal bir KDV indirimi. Ayrıca başka antikapitalist yapısal önlemlerin (bankaların, enerji sektörünün, ilaç endüstrilerinin ve başkalarının toplumsallaştırılması) yanı sıra fiyatlar, dış ticaret ve sermaye hareketleri üzerinde bir denetim kurmak gerekir. Başka bir deyişle, CADTM olarak ödemelerin askıya alınmasının ve gayrimeşru borçların reddinin açık bir antikapitalist boyuta sahip genel bir yapısal önlemler planının parçası olması gerektiğini düşünüyoruz.

Éric Toussaint’in Tricontinental dergisi için José Seoane ile Emilio Taddei’ye verdiği, kendisinin Haziran 2022’de tamamlayıp güncellediği mülakattan çevrilmiştir.

Çeviren: Osman S. Binatlı