Boris Johnson'ın sonu

2008 yazında BirGün’de ilk yazdığım Londra yazılarından birisi belediye başkanı seçilen Boris Johnson, nam-ı diğer Boris Kemal üzerineydi. 14 yılda Boris’in adını daha çok duyduk ve daha önemli ve merkezi meselelerle andık. Altı yıl önce Tayyip Erdoğan’a hakaret eden bir şiir yazıp bin Sterlin ödül kazanınca yarattığı krizin daha sonraki icraatlarının ve gaflarının yanında gözardı edilecek bir detay olacağını tahmin eden olmamıştır.

O gün bugündür Boris’in memleketin başına açmadığı bela kalmadı. Ama her şeyin sonu olduğu gibi Boris macerasının da sonuna geldik. Çarşamba akşamı itibariyle 37 bakan, müsteşar ve üst düzey bürokrat Boris Johnson kabinesinden istifa etmiş durumdayken 6 bakan henüz kararsızdı. Geri kalan 20 şimdilik kabinede kalacaklarını açıkladılar ancak bunların da bir kısmı Boris Johnson’ın istifasını istiyordu. Mecliste çoğunluk olan Muhafazakar Parti’nin milletvekillerinin en az dörtte biri Boris Johnson’a karşıydı. Yeniden bir güvenoyu yoklaması yapılsa Boris gidecek ya da yeniden genel seçim olacaktı.

Ancak her gidişi kesin başbakan gibi Boris de ‘erken seçim gerektirecek bir durum yok’, ‘işimize bakalım’ demeye devam ediyor. Bu ifadeleri duyduktan sonra istifa haberini almamız işin raconu. Nitekim bu sabah Boris Johnson liderlikten ayrıldığını ve sonbaharda yeni lider seçilene dek göreve devam edeceğini açıkladı.

Bence Boris Johnson’ın gidişi aslında bir buçuk yıl kadar önce başlayan bir süreç. Keir Starmer, ya da Sör Keir Starmer, İşçi Partisi’ne başkan seçilince bu süreç başladı. Boris kadar patavatsız olmayan, merkezci hatta merkezin sağında ama ‘yumuşak sol’ tarif edilen, ve asla Jeremy Corbyn olmak istemeyen Sör iktidar krizinin ilacı olarak ortaya çıktı. Corbyn’i hiç olmadık bir biçimde yok etmeye çalışan ve nihayetinde anti-semitizmle suçlayıp partiden uzaklaştıran medya Sör Starmer’ı pek sevdi.

Starmer bizdeki karşılığıyla emekli başsavcı. Yani tipik bir Avrupa Sosyalist Partisi değil de Cumhuriyet Halk Partisi gibi bir partinin başkanı kıvamında. Kariyerindeki insan hakları notlarına rağmen icraat itibariyle ‘devletin adamı’ olan Starmer, zenginler ve patronlar kulübünün kabul edebileceği bir başbakan. İdeal değil ama illa ki İşçi Partisi iktidar olacaksa Corbyn olmasın da Starmer olsun düzeyinde bir makbuliyet.

Ancak bu makbul adam Starmer projesi şimdi askıya alınacak gibi. Çünkü Boris’in hataları sınır tanımıyor. Pandemi sırasında verdiği partiler, kendi koyduğu kuralları çiğneyen bakanları ve danışmanları derken liste uzayıp gitti. Geçen hafta Boris’in grup başkan yardımcılığına atadığı Muhafazakar milletvekili Chris Pincher skandalları ortaya çıkınca akabinde istifa etti.

Pincher inkar etse de cinsel taciz, sarhoşluk ve benzeri davranış bozukluklarına dair iddialar geçmişte soruşturmaya tabi olmuş ve yaptırım uygulanmış. Boris her konuda olduğu gibi bunlardan haberi olduğunu da gizlemeye çalıştı. Ancak bu kadar gelişmiş bir bürokratik sistemde herşeyin kaydı var ve bir şekilde ortaya çıkıyor. Boris de bir kaç saat sonra Pincher’le ilgili cinsel taciz suçlamalarını bildiğini itiraf etti. Bu da bardağı taşıran damla oldu. Çarşamba sabahına Muhafazakar Parti kabinesinden ardı ardına gelen istifalar damga vurdu.

Şimdi önümüzdeki soru durumun bir iktidar krizi mi yoksa sadece bir başbakan veya parti lideri krizi mi olacağıydı. İlki olsa sonbahara seçimlere gidecektik. İkincisi oldu ve Muhafazakar Parti yeni lider seçecek ve yola devam edecek.

Sör Starmer projesinin Boris krizinin bu boyutlara ulaşmayacağı bir durumun senaryosu olduğunu düşünüyorum. Şimdi alternatif bir senaryo ortaya çıktı: Boris’in yerini alacak makbul bir başka Muhafazakar. Önceki lider seçimlerinde Boris’e karşı kaybedenlerin önemli bir kısmı mecliste ve kabinede görev aldılar. Aralarında az patavatsız olanlar da mevcut.

Muhafazakar Parti yakın tarihte bol miktarda yeni lider ve başbakan çıkardı ve iktidarı kaybetmeden parti içi dönüşümü başarabildi. Thatcher yerine Major, Cameron yerine May ve May yerine Johnson silsilesinde gördüğümüz süreklilik makbul muhafazakarlar Sunak, Raab ve benzeri ile devam edebilir.

Yumuşak sol Sör Starmer şu ana kadarki performansı ile anlamlı bir muhalefet oluşturamadı. Seçmenin çoğu hala Starmer nedir anlamış değil. Sosyalist sol seçmenin önemli bir kısmı İşçi Partisi’ni terketmiş durumda. Dolayısıyla bilinen ve makbul bir Muhafazakar rahatça gelecek yılki seçimleri de kazanabilir. Bu durumda İşçi Partisi de önümüzdeki yıl yeni bir lider krizine girecektir.

Bir kaç ay önce bir sonraki seçimlerde Boris gider ve Starmer İşçi Partisi ile iktidara gelir gibi görünen senaryo bir anda değişmiş durumda ancak hayır mı şer mi henüz net değil.