Google Play Store
App Store
Nurcan Bilge Gökdemir

Nurcan Bilge Gökdemir

nurcangokdemir@birgun.net
‘Boştaki gençler’den kaçı AKP’li?

Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan genç işsizlerin sayısı, neredeyse İstanbul nüfusunun yarısı ve hatta Ankara’dan daha kalabalık. Bu gençler, umutsuzluktan yaşamlarını sürdüremeyecek hale gelmişken, AKP’ye yakın olanlar iş beğenmiyor, onlar için kişiye özel makamlar ve görevler yaratılıyor.

Yaklaşık 6.5 milyon gencin ne eğitimde ne de istihdamda olduğunu gösteren bu sarsıcı istatistik, işsizlik sorununu tsunami gibi gündeme taşıdı. TÜİK’in açıkladığı bu veri, yapay gündemler arasında kaybolan diğer gerçek sorunlar gibi, hak ettiği ağırlıkta tartışılmadan, nedenleri ve çözüm yolları ele alınmadan geçiştirildi.

HER RAKAM BİR İNSAN

Rakamlar matematiksel büyüklükleri ortaya koysa da, her bir rakamın bir insan, bir dram, bir yaşam olduğunu unutmamak gerek. TÜİK’in açıkladığı ve inandırıcılıktan uzak olduğu genel kabul gören bu veriler, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan hesaplamalarla karşılaştırıldığında yine kuşku uyandırsa da, resmi rakamlar bile sorunun büyüklüğünü gözler önüne seriyor.

İşsizlik; işsiz kalanlar ve aileleri için temel yaşam hakkı olan beslenme ve barınma gibi ihtiyaçlara erişimlerini bile engelleyen büyük bir sorun. Bu sorunlardan en çok etkilenen grup ise, ülkenin tam da çalışması gereken dinamik işgücü olan 15-34 yaş aralığındaki gençler.

‘EV GENÇLERİ’ ÜLKESİ

Umudunu yitirerek iş aramaktan vazgeçenlerle, “Ev Genci” olarak adlandırılan grup hızla büyüyor. Genç olarak kabul edilen ve sayıları 24 milyonu aşan bu grubun 6 milyonu ne eğitimde ne de istihdamda. Yüzde 26’lık oran, her dört gençten birinin dinamik işgücü olma potansiyelini kaybettiğini gösteriyor.

Bu verilerde dikkat çeken bir diğer nokta ise, cinsiyet dağılımı. AKP’nin kadınları iş yaşamından uzaklaştıran politikalarının sonuçları burada da açıkça görülüyor. Çalışmaya hazır 6.3 milyon genç arasında, 1.7 milyonu erkek, 4.6 milyonu ise kadın. Kadınların sayısı, erkeklerin neredeyse üç katı. 6.3 milyon genç insan… Çalışamadıkları için aslında yaşama hakları da ellerinden alınan umutsuz, çaresiz milyonlar… İstanbul’un nüfusunun yarısına yakın, Ankara’nın nüfusundan 500 bin, İzmir’in nüfusundan 2 milyon daha kalabalık, Bursa’nın nüfusunun iki katından fazla genç…

AKP’LİYSEN HER KAPI AÇILIYOR

Bu rakamların ardında yatan bir başka gerçek ise, işsizliğin toplumun bir kesimi için hiç sorun olmaması. Yaşamın tüm alanlarında yaşanan fırsat eşitsizliği, bazılarının daha avantajlı başladığı gerçeğini gözler önüne seriyor. AKP iktidarları döneminde daha da görünmez hale gelen “liyakat” kavramı, bazılarına hiç uygun olmadıkları iş imkanları yaratırken, tam da bu işlere uygun eğitimi, birikimi, deneyimi olan milyonlar ise “boşta gezmek” zorunda kalıyor. Sadece kendisi ya da ailesi iktidara yakın olduğu, belli vakıf ve cemaatlere üyeliği bulunduğu ya da yüksek yerlerde tanıdığı olduğu için bir kesim işlerden iş beğeniyor. En kapalı kapılar bile önlerinde kolaylıkla açılıyor, kolayca istihdam ediliyor, pozisyondan pozisyona geçip, hak etmedikleri makamlara oturuyor ve hak etmedikleri ücretleri alıyorlar. Yani dibine kadar nepotizm, dibine kadar kayırmacılık.

HESABI SORULMUYOR

AKP’nin kuralları ayaklar altına alan, kanun, yönetmelik ve tebliğlerin arkasından dolanan tutumu artık tartışmasız kabul edilen bir gerçek. Yaptıklarının, kurallar işletilmediği için yanlarına kaldığını, her adımda başta Anayasa olmak üzere tüm hukuki metinlerin, yönetmelik ve tebliğlerin ayaklar altına alındığını biliyoruz. Ancak yakalandıkları sınırlı sayıdaki olay bile genel işleyişi görmek için yeterli. Örneğin;

Doğrudan Şefliğe: Şahıs, şartları sağlamadığı halde şef kadrosuna atanmış ve hak etmediği maaş, zam ve tazminatlar ödenmiştir.

Sınavsız Atama: Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna açıktan atanan bir kişi, belli bir süre sonra sınavsız olarak mühendis kadrosuna atanmıştır.

Seçim Gerekmeseydi Başkan Olurdu: Şartları sağlamadığı halde belediye başkan yardımcısı kadrosuna atanmıştır.

Vasıfsızlıkla Kadrodan Kadroya: Asaleten atama şartlarını taşımadığı halde Mali Hizmetler Müdürü kadrosuna, daha sonra ise Kültür ve Sosyal İşler Müdürü kadrosuna atanmıştır.

Yangına Gitmeyen İtfaiye Personeli: İtfaiye Müdürlüğüne görevlendirilen şahsa, fiilen itfaiye hizmeti yapmamasına rağmen mesai ücreti ödenmiştir.

Lise Mezunu Müdür, Başkan Yardımcısı: Şef olarak görev yapan ve fakülte veya dört yıllık yüksekokul mezunu olma şartını taşımayan bir kişi, önce Belediye Başkan Yardımcısı kadrosuna, ardından Yazı İşleri Müdürü kadrosuna asaleten atanmıştır.

Zabıta Memurluğundan Belediye Yönetimine: Zabıta Memuru kadrosunda görev yaparken, önce Belediye Başkan Yardımcılığına, ardından aranan şartları taşımadığı halde Zabıta Müdürü kadrosuna asaleten atanmıştır.

Müdürlük de Yapmıyor: Vekaleten atandığı müdürlük görevini fiilen yapmadığı halde, ek ödeme, zam ve tazminat farkı ödenmiştir.

Şahsa Özel Başuzmanlık: Başuzman unvanı bulunmayan bir kadro için Başuzman kadrosu ihdas edilerek bu kişilere ilave ödemeler yapılmıştır.

Dolu Kadrolara Atama: Dolu kadrolara, üstelik sınavsız atamalar yapılmıştır.