Bu filmi daha önce görmüştük
Yok, bu sefer bizde değil, Venezuela’da. Venezuela Ulusal Seçim Konseyi, 28 Temmuz’daki devlet başkanı seçimini kazanan Nicolas Maduro’ya mazbatasını takdim etti. Muhalefet ise seçimi kendilerinin kazandığını öne sürüyor. Ülkede o günden beri sular durulmadı, konuya en çok müdahil olansa ABD yönetimi ve Elon Musk.
Maduro, “Neden bir ülkeyi savaşa sürüklemek istiyorsunuz? Venezuela'ya karşı bu kampanya neden? Venezuela’da faşist ve karşı devrimci bir darbe yapılmaya çalışılıyor. Aşırı sağ ve ABD tarafından yönetilen gruplar var, aynı senaryoyu uyguluyorlar çünkü biz bu filmi daha önce görmüştük” diyor.
ABD yönetimi, daha düşük bir tondan, diplomasi diliyle ve “demokrasi” vurgusuyla seçimi muhalefetin kazandığını ileri sürüyor, “teknoloji titanı” Elon Musk’ın ise dilinin kemiği yok. Maduro’ya “diktatör” diyor, Maduro ve Venezuelalı siyasetçiler hakkında ABD’de çıkarılan yakalama emrini, başlarına konan ödülü paylaşıyor. Konuyla ilgili onlarca tweet attı.
Bu, Elon Musk’ın Güney Amerika siyasetine ilk müdahalesi de değil. Desteklediği Trump gibi “açık konuşan” biri olduğundan, amaçlarını da açık açık yazmaktan çekinmiyor. Amaç dediğim, darbe yaptırmak.
∗∗∗
Geçen ay Bolivya’daki darbe girişiminin ardından, “Kime istersek darbe yaparız, bunu kabullenin” tweet’i de gündeme geldi.
Tesla, Space X gibi teknoloji şirketlerinin CEO'su Musk, Bolivya’da sosyalist Devlet Başkanı Evo Morales’in 2019’daki darbeyle yönetimden alınmasıyla ilgili, 4 yıl önce şu yoruma yanıt olarak bu sözleri yazmıştı: “Halkın çıkarına olmayan neydi biliyor musun? ABD yönetiminin sen lityum alabilesin diye Bolivya'da Evo Morales'e darbeyi organize etmesi.”
Bolivya, Arjantin ve Şili’yle birlikte “lityum üçgenindeki” ülkelerden biri. Bu üç ülke dünya lityum rezervinin yüzde 60’ına sahip. İçlerinde en büyük rezerv Bolivya’da. Musk’ın Tesla’sı da bu madenin en büyük alıcılarından.
Bolivya’nın ilk yerli Amerikalı Devlet Başkanı olan Evo Morales, darbeden birkaç gün önce, Tesla'ya lityum tedarik eden Almanya merkezli çokuluslu ACI Systems Alemania (ACISA) ile yapılan lityum anlaşmasını durdurmuştu. Bolivya’da lityumun çıkarıldığı Uyumi’deki madenin gelirini, kamu şirketine aktarmayı planlıyordu. Doğal gaz başta olmak üzere diğer tüm yeraltı kaynaklarıyla birlikte…
Darbeyle başa gelen yeni yönetimi ilk kutlayanlardan biri de CIA Direktörü Mike Pompeo olmuştu: “Amerika Birleşik Devletleri, Bolivya Senatörü Jeanine Anez'i, bu demokratik geçiş sürecinde ülkesine liderlik etmek üzere geçici devlet başkanı olarak öne çıktığı için alkışlıyor.”
∗∗∗
ABD’nin güney komşularına demokrasi ihracı tam gaz sürerken, arada bir de hukuk ihraç ediyor.
Örneğin Kolombiya’ya, Paramiliter grup Kolombiya Birleşik Öz Savunma Kuvvetlerinin (AUC) lideri 59 yaşındaki Salvatore Mancuso, Álvaro Uribe’nin yönetimi sırasında, ABD’de uyuşturucu kaçakçılığından aranan diğer 13 paramiliter liderle birlikte ABD’ye iade edildi. 2015 yılında 130 tondan fazla kokaini ABD'ye kaçırmaktan mahkûm edildi. Sadece 5 yıl sonra tahliye edildi ve mart ayında Kolombiya’ya gönderildi, “adil yargılanması” için.
1500 kişinin ölüm emrini vermiş olan ve suçlarını detaylarıyla itiraf eden Mancuso, ülkedeki “barış süreci” kapsamında, Kolombiya Cumhurbaşkanı
Gustavo Petro tarafından “barış sorumlusu” olarak görevlendirilmişti. Kolombiya’ya döndüğünde yaptığı açıklamada da “Devlete ve topluma hizmet etmeye geldim” dedi. Şu anda tutuksuz yargılanıyor.
Filmin sonu hiç değişmiyor.