Bu kitabevi bir başka
Çocuk romanlarıyla sevilen genç yazar Melis Sena Yılmaz, bu sefer renkli bir kitabevinin kapılarını aralıyor, okuru soluksuz bir maceraya davet ediyor. Yazarın mizahi üslubuyla renklenen gizemli macera, okurunu hikâyelerin, okumanın, iyiliğin ve aile olmanın büyüsüyle sarıp sarmalıyor.
Pınar TAŞÇI
Kitabevinde geçen kitapları sever misiniz? Ana mekânın kitabevi olması, okurken sizin de burnunuza kitap kokusu getirir mi bir miktar? İflah olmaz bir kitap kurduysanız bence siz de benim gibi buna bayılırsınız. İşte şimdi o kitaplardan biri var elimde: Ba’nın Olağanüstü Kitabevi!
Evet kitap adından da anlaşılacağı üzere "olağanüstü" bir kitabevinde geçiyor. Ve son zamanlarda okuduğum en güzel, en heyecanlı çocuk kitaplarından biri olma bayrağını da taşıyor.
Günışığı Kitaplığı’nın en yenilerinden olan Ba’nın Olağanüstü Kitabevi, Aşağİstanbul ve Mayısın Üçüncü Haftası romanları ile tanıdığımız genç yazar Melis Sena Yılmaz’ın kaleminden. Yazar bu son kitabında da maceralı ve eğlenceli kurgusuyla okuru hayal dünyasında gezintiye çıkarıyor. Kitabın eğlenceli çizimleriyse Özge Alphan’a ait.
Ba'nın Olağanüstü Kitabevi, küçük bir kız çocuğu ve onun Ba'sıyla başlıyor. Nedir, kimdir bu Ba diye soruyorsunuz değil mi? Baba yarısı desem... Sonuçta baba kelimesini yarıya bölersek elimizde sadece “ba” kalır. Ece'nin Ba'sı da Barış. Ailesini bir kazada kaybedince babasının yakın arkadaşı olan Barış onu bir daha hiç yalnız bırakmamak üzere yanına alıyor. Barış aslında bir gezginken Ece hayatına girince işler değişiyor. Ailesinden kalan kocaman bir konağı olağanüstü bir kitabevine dönüştürüyor. Gezgin Barış, Ece'ye aile oluyor ve ona kitabevi ile bir dünya veriyor.
Bu kitabevi, hepimizin orada olmak isteyeceği bir yer. Yazar öyle güzel betimlemiş ki ben yine birçok kitabı okurken olduğu gibi hayallere daldım. Düşünsenize, merdivenlerin hemen yanında bir kaydırak var ve üst katlardan kayarak aşağı inebiliyorsunuz! Sonra gizli bölümleri var bu kitabevinin... Kitaplar konularına göre sınıflanmış ve bölümler de o konuya uygun dekore edilmiş. Mesela doğa ile ilgili kitapların olduğu bölümdeyseniz orada bir çadır görebilirsiniz! Bir gün bir kitabevim olacaksa işte böyle olsun demeden duramadım açıkçası okurken.
Yazımın başında maceralı da demiştim bu kitap için değil mi? Şimdi tam da oraya geliyoruz işte.
Ece ve Ba'nın hayatları böyle sakin ve mutlu ilerliyor aslında. Bir de Mualla teyzeleri var kitabevine gelip giden, güzel yemekler, kurabiyeler yapan. Ece bu üç kişilik hayatında çok da mutlu. Fakat bir gün Ba'nın ablası ve yeğeni çıkıp geliyorlar aniden. Üstelik kalmaya. Ece'nin bir anda halası ve kuzeni ortaya çıkıyor yani. Hala biraz huysuz mu demeli otoriter mi demeli yoksa prensip sahibi mi demeli, bilemedim… Ece biraz kıskanıyor da tabii bu insanları çünkü Ba'sını daha önce hiç kimseyle paylaşmak zorunda kalmamıştı. Kuzeni de tam bir kitap kurdu. Kitabevi tam da aradığı yer.
Onların gelişiyle birtakım sırlar açığa çıkmaya başlıyor. Önce Ba evden gidiyor, haftalarca gelmiyor. Üstelik Ece, Zehra halayı da hiç sevmiyor. Ba'yı merak ederken bazı ipuçları bulmaya başlıyor ev halkı; Ba’nın, dokuz yaşında olmasına rağmen henüz okula göndermediği Ece'ye bıraktığı mektup gibi. Ama bir sorun var, Ece okumayı bilmiyor ki... Mektubu okuyabilmek için de mecburen okumayı öğrenmek zorunda. Kuzeni Robin Can, Ece’ye okumayı öğretiyor. Ama Ece kitapları sesli sesli okumaya başlayınca bir şeyler oluyor.
Hayalsesler, soyguncular, kitaplar okundukça hayallere dalanlar... Ben hem eğlendim hem de çok heyecanlandım okurken. “Ne kadar güzel bir fikir ne kadar tatlı bir hayal gücü bu” dedim hatta kendi kendime. Tüm bunlarla birlikte aile olmanın ne demek olduğunu, kan bağının bir yuva oluşturmada önemli olup olmadığını da düşündürecek okurlara bence Ba'nın Olağanüstü Kitabevi.
Kitapları, eğlenceyi, macerayı seven herkese tavsiyemdir.
Haydi, Ba'nın Olağanüstü Kitabevi’nde buluşalım!